Sadece, sınıf mücadelesinin kabulünü, proleterya diktatörlüğünün kabulüne kadar genişleten kişi Marxistttir... Burjuva devletlerin biçimleri son derece çeşitlidir, ama izleri birdir: tüm devletler şu ya da bu tarzda, fakat son tahlilde mutlaka burjuvazinin bir diktatörlüğüdür.
Sayfa 47 - interKitabı okudu
Devlet, sınıf çelişkilerinin uzlaşmazlığının ürünü ve tezahürüdür. Devletin kendi karşı kutbuyla uzlaştırılamayacak olan belirli bir sınıfın egemenlik organı olduğunu, KÜÇÜK-BURJUVA DEMOKRASİSİ ASLA ANLAMAYACAKTIR. Devlet iktidarı aygıtı yok edilmeden ezilen sınıfların kurtuluşu mümkün değildir.
Sayfa 15 - interKitabı okudu
Reklam
Bürokrasi ve sürekli ordu, burjuva toplumunun gövdesindeki “asalak”lardır; bunlar, burjuva toplumunun iç çelişkilerinin yarattığı, ama bu toplumun tüm yaşamsal gözeneklerini “tıkayan” asalaklardır.
Biz, kapitalist düzende, proletarya için en iyi devlet biçimi olarak demokratik bir cumhuriyetten yanayız; ama en demokratik burjuva cumhuriyetinde bile halkın payına ücretli köleliğin düştüğünü unutma hakkına sahip değiliz. Dahası, her devlet, ezilen sınıfı bastırmaya yönelik bir “özel güç”tür. Dolayısıyla, herhangi bir devlet, ne özgürdür ne de halk devletidir.
Engels’e göre, burjuva devleti “yok olup gitmez”; aksine, devrim süreci içinde proletarya tarafından “ortadan kaldırılır”. Bu devrimden sonra yok olup giden şey, proletarya devleti ya da yarı devlettir.
Ahh...
"Bu devlet köklüdür, bu devlet güçlüdür. Ne sizin devrim marşlarınızı dinler ne de karşınızdakilerin Çankaya yokuşundaki bozkurt yürüyüşlerine izin verir. Bir gün gelir sizi ve onları aynı terazide tartar ve ezer."
Sayfa 213Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.