168 syf.
·
Not rated
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
The year is 1980.
18 years of authoritarian rule was abolished by a military coup; The head of state was killed. However, thousands of people took to the streets in search of their rights. The list of what they want is as follows:
Provide sufficient wages for workers to survive at a minimum level
Let's transition to a democratic social order.
Press and media independence should be ensured.
Martial law should be lifted.
These simple demands were tried to be suppressed with brutal military interventions. Children and children were killed, people were accused of false trials, and they were subjected to torture and insults in prisons, which are described in detail in the book.
Location is Gwangju/South Korea
The author describes this incident, which is still happening in some countries around the world. But how does he really tell it? In some places he uses the second person singular, a type of narrator that I have never come across before and which I enjoy reading. The novel, which begins with a child's role in that resistance, progresses without slowing down with its interesting network of relationships, different writing styles, and different fiction. The novel is divided into chapters, and in each chapter we witness the thoughts and experiences of a person from the child's circle.
Then, when the book is finished, we put our hats in front of us and think for a while. We think about violence, the reasons for which we never understand, its consequences, the monster inside the human being, the potential monster inside the state.
Türkiye - Finlandiya
Türkiye ile Finlandiya arasındaki siyasi, diplomatik, kültürel ve ekonomik boyutları ele alan bir kitap. Türk-Fin ilişkileri üzerine yazılmış kitap bulmak zor. Yazarda buna istinaden aldığı burs doğrultusunda bu konuyu araştırmış ve 1917'den yani Finlandiya'nın Rusya'dan bağımsızlığa kavuşması döneminden 1980 yılına kadar geçen sürede yaşanan
189 syf.
·
Not rated
Yirminci asrın Mevlanası olarak da tanınan Muhammed İkbal, garb ve şark dünyasında kendine has bir yer edinmiş Hintli büyük bir Müslüman mütefekkirdir. "Kulluk Kitabı" adlı bu eserinde farklı konulara yer vermiştir. Derin ilmî ve tasavvufî görüşe sahip olan Muhammed İkbal, Hindistan'daki Müslümanların bağımsızlığı için mücadelesinden hayatı boyunca taviz vermemiştir. Pakistan'ın bağımsızlığı için önemli başlangıçlara vesile olan yazar, Pakistan'ın manevi kurucusu olup, bu devletin tam bağımsızlığına ömrü yetmemiştir.
"Sıfır Noktasındaki Topluma Dair"
Mısırlı feminist yazar, psikiyatrist ve politik aktivist olan Neval El Seddavi'nin bu eseri gerçek
bir kişi olan Firdevs şahsında ve onun hayat hikayesi üzerinden genel olarak kadın sorunsalını ve toplum içerisindeki gördükleri, yaşadıkları problemlere tipik feminist bir pencereden değil de farklı direnme yöntemleri üzerine düşündürterek
396 syf.
10/10 puan verdi
Kore yakın tarihine dair çok kaliteli bir araştırma kitabı 'Kore Milliyetçiliği'
1910 ve 1945 yılları arasında Kore halkının bağımsızlığı için nasıl var gücüyle savaş verdiğini tarih kronolojisine göre yazılmış.
Coson'un yıkılışı, Japon istilası, bağımsızlık hareketleri ve tüm bunların altında yatan sebepler anlaşılır biçimde anlatılıyor.
Kitabın ikinci bölümünde Kore ve Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesi mukayese ediliyor ki ben bu bölümü ayrı bir severek okudum.
Devletin başındakilerin toprak, mevki, sömürge hevesleri yüzünden halkın çektiği acılar hep aynı.
Kitabın yazarı Eun Kyung-jeong, İstanbul Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim üyesi.
Kitabın akıcılığı, dipnotlarla gerekli açıklamaların yapılması, özel isimleri türkçeleştirmeye çalışmadan kullanılması ve hatta internetten araştırma yapabilmemiz için Korecesini de eklemesi yönüyle gerçekten çok başarılı bir çalışma. Mutlaka okunması gereken bir eser.
Bir kaç gün önce başlattığım "Hegel Günlükleri" serimin ilk kitabı olan bu eser adeta üzerimden geçti. Şu iki gün boyunca Aristokrasiye öyle güzel doydum ki biraz daha Hegel okuyabilir miyim ? bilmiyorum. Net ve kısaca konusuna değinecek olursam klasik Hegel idealizmi her yere saçılmış durumda. Öncellikle şiddet ve suç bunları içeren
