520 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler içerir
Tavsiye eder miyim ,etmez miyim ?? İki gün öncesine kadar kessinlikle herkese tavsiye ederdim daha doğrusu okuyuculardan birinin kitapla ilgili yazdığı şu yorumu okuyana kadar: "Ruth sana yazıklar olsun! halbuki Martin senin için ölümü dahi göze almıştı..." "Sana da yazıklar olsun ey okur... Yazıklar olsun, nasıl hiç ettin kitabı
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390bin okunma
595 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
46 günde okudu
. Herkes tarafından bilindiği üzere Marie Antoinetti hovarda ,basit, bencil, burnu havada, olarak tasvir edilse de,Zweig kitabına bir de vasat bir karakterin portresi adını da verir.Gerçekten vasat mıydı?Yoksa uyuşuk kocasının bir eseri miydi?14 yaşında bir ülkenin arşidüşesi iken sırf siyasi çıkarları uğruna başka bir ülkenin veliahtıyla XVI Lois le(15) evlenmek üzere kraliçe olmaya Fransa'ya gönderilir. . Özeti burda anlatılmayacak kadar uzun olan kitapta, kraliçenin Versailles'dan kaçıp Paris sokaklarında, gezip eğlenmeye, sabahlara kadar kumar partileri yapmaya başlar ve fütursuzca yapılan bu lüks harcamalarla tam bir hedonizm örneğidir. Yalnızca kendi zevklerinin peşinde koşup olan bitenden,etrafından ülke yönetiminden halktan habersizdi.İçinde bulunduğu hayattan fazlaca yararlanmasını bildi. ..Sarayı bırakın koca bir ülkenin ekonomisi bozulmaya başlamıştı. Kraliyet karşıtlarının propagandası ile harekete geçen halk Bastille hapishanesi ele geçirdiğinde iş işten geçmiştir artık. Dük, hükümdarı uykusundan uyandırarak haberi verir: "Bastille zapt olundu! Vali öldürüldü! Başı bir mızrağın ucunda bütün şehri dolaşıyor!" . "Fakat bu bir isyan," diye kekeler talihsiz hükümdar, dehşet içinde. . Felaketin habercisi ise merhametsizce düzeltir: "Hayır Sire, bu bir devrim." .
Marie Antoinette
Marie AntoinetteStefan Zweig · Can Yayınları · 2017920 okunma
Reklam
241 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Bu kitabın Iyi anlaşılması için yazarıyla yapılan röportaj ı incelemeye koymayı uygun gördüm Herkese iyi okumalar.. Yazar – Şair  Nesimi Aday’ın Dersim Gazetesi’nde Yazar Faik Bulut ile yaptığı ‘Horasan’dan nasıl geldik?’ kitabına ilişkin yaptığı röportajın tamamını olduğu gibi yayınlıyoruz. Türkiye’deki Alevilerin çoğu ve Dersimlilerin
Horasan Kimin Yurdu?
Horasan Kimin Yurdu?Faik Bulut · Berfin Yayınları · 200915 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Güler misin, Ağlar mısın?
Aziz Nesin'in ön sözüyle kitabı okumaya başlıyoruz. Aziz Nesin kitabı "acı acı gülerek" okuduğunu belirtmiş. Zannediyorum okuyan herkes içinde gülmekle ağlamak arası bir burukluk duymuştur. Uğur Mumcu 12 Mart Muhtırasında hem kendi başına hem de yakınlarının başına gelenleri esprili bir üslupla anlatmış. Daha önce hiç okumamıştım
Sakıncalı Piyade
Sakıncalı PiyadeUğur Mumcu · Um:ag Yayınları · 20191,993 okunma
"Özgür bir Kürdistan tohumu ekiyorum. Onu geliştirip büyütün" Yalnızca bir dakika durup düşünün. Yukarıdaki tümceyi kim söylemiş olabilir? Apo mu? Aklınıza hemen Apo geldiyse, aslında bir bakıma başarılı oldular demektir. Görünen düşmana karşı Türk’ün savaşması zor olmaz. Ama saf Türk halkının görünmeyen sinsi düşmana karşı
Salih Bozok...
Saat 9'u 25 geç... Matem halindeki Dolmabahçe Sarayı tek el silah sesiyle irkildi. Sedef kabzalı Smith Wesson'ın namlusundan çıkan mermi, adeta çığlık gibi koridorları dolaştı. Koştular hemen alt kata ... Kanlar içinde yerde yatıyordu. Kalbine dayamış, tetiğe basmıştı. Salih Bozok... Mustafa Kemal' in yaveriydi.
Sayfa 449 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Reklam
İmkânların çokluğu da, imkânların kıtlığı gibi hayal kırıklığına yol açabilir. İmkânlar sınırsız olduğunda, içinde yaşanılan zamanın değeri azalır. Bu durumda insanlar, “yapılabilecek bu kadar çok şey karşısında benim yaptığım veya yapabileceğim şey devede kulak kalacaktır,” düşüncesine kapılırlar ve bu düşünce onlarda hayal kırıklığı yaratır. Altın arayıcıları, toprak gaspçıları ve diğer çabuk servet peşinde koşanları tahrik eden insafsız kişisel menfaat düşkünlüğü, bu cins bir hayal kırıklığıyla birleştiği zaman, kolektif hareket etmek için büyük bir eğilim meydana gelir. Bu nedenle, vatanseverlik, ırksal dayanışma ve hatta devrim propagandası, önüne pek çok imkânlar serili insanlar arasında, sınırlı imkânlar içinde yaşayan insanlar arasında olduğundan daha fazla taraftar toplar.
ÖN SÖZ KISMINDAN ALINTIDIR
Bugün bütün İslâm dünyasında olduğu gibi, Türkiye'mizde de dinî sahada üç cereyan vardır. Birincisi: İslâmiyeti ilâhî bir nizam, en geniş mânâsıyla bir din olarak kabul eden geleneksel ehl-i sünnet görüşü. Bunlar, Şeriat sınırları içinde olmak şartıyla bütün çeşitlilikleri (rahmanî ihtilafları) kabul ederler ve bu çeşitlilik içinde bir birlik teşkil ederler. İkincisi: İslâm'ı bir ideoloji seviyesine indiren, dinî tarafını ikinci plâna iterek, siyasî vecheye ağırlık veren radikal, fundamentalist ve entegrist akımlar. Bunların aşırı uçları terörizme bile yeşil ışık yakabilmekte, başarısızlığa mahkum devrim teşebbüsleriyle müslümanların enerjilerini, vakitlerini, ümitlerini heba etmektedirler. Ayrıca, birçok kavmiyetçi hareketler, bu bayrağın gölgesinde İslâm'ı istihdam etmekte, bir güç kaynağı olarak kullanmaktadırlar. Üçüncüsü: İslâm'ı, Şeriat 'boyutundan soyutlayıp, bir hümanizma haline dönüştürmek isteyenler. Ülkemizdeki böyle bir grup, dinimizde tesettür olmadığını iddia edecek kadar işi azıtmıştır. Bir kısım bektaşiler, mevleviliği dejenere etmek isteyen málum çevreler bu üçüncü grup içinde mütalaa edilebilir. İslâmî harekete zarar veren ve müslümanların başına felåket getirmek istidadı taşıyan en zararlı cereyan ikinci maddede tanıttığımızdır. Ehl-i sünnet yıkıcılığı ve mezhebsizlik propagandası da en fazla bu çevrelerde yapılmaktadır.
Helphand’ın yazınsal üreti­mini saygıyla izleyen Rosa Luxemburg bile SAECHSISCHE ARBElTERZEITUNG'u “başıboş bir gazete”' olarak adlandırıyordu.Meslektaşları sergilediği eksantriklik ve ölçüsüzlük nedeniyle onu bol bol iğneleyip uyarsalar da, proleter okurlar, daha çok da partinin genç aydınları, bu yazılan coşkuyla takip ediyorlardı.
Bir Hikayenin Sonu
Hikâye tamamlama etkinliğinde, farklı arkadaşlarımızın oluşturduğu eserin final sahnesini yazmak bana nasip oldu. #25030370 Bağımsız bir hikâye gibi de okuyabilirsiniz. Bu arada, burada yazanların gerçek kişi ve olaylarla hiç bir ilgisi yoktur; tamamen hayal ürünüdür. ******** Evden çıkmadan önce
Reklam
NEDEN THKO?
68 dünya kapitalizminin kriz içinde çalkalandığı bir yıldı,ve yalnız geri ülkelerde değil, Avrupa'da da kitle hareketleri gelişkindi; başta Vietnam olmak üzere Güney Doğu Asya, Latin Amerika, Fransa, hatta İngiltere, Almanya devrimci kitle eylemleri, ayaklanma ve savaşlarla çalkalanıyordu. Ama kapitalist restorasyona bağlı olarak Sovyetler Birliği yeni bir karşı devrim mihrakı oluşturmuştu. Hruşçov ve sonra Brejnev modern revizyonizmi her yerde devrimci gelişmeyi saptırmaya, yatıştırmaya ve bastırmaya soyunmuştu. Modern revizyonizm bir çok ülkede Marksist partileri yozlaştırmış devrimci mücadelenin dışına ve karşısına düşmelerine yol açmıştı. Bu partiler gelişen, mücadeleye önderlik edip devrimci örnekler sunacak durumdan uzaklaşmışlardı. Revizyonizmin yol açtığı tahribat büyüktü, revizyonist yol tutan önderlikler dışında kalan devrimci militanların kafaları karmakarışık edilmişti. Yaygın bir sınıf barışı propagandası, "barışçıl yarış", "barışçıl geçiş", "kapitalist olmayan yol" gibi tezlerle yürütüldü; proletaryanın devrimci iktidarının ve onun ayrılmaz parçası olan bürokratik rist aygıtın parçalanıp kırılması fikrinin reddedilmesi aracılığıyla yürütülüyordu.
Sayfa 185 - HERDEMKitabı okudu
Dostoyevski'nin idamdan kurtuluşunun yansımaları... Ümit Yıldırım "Nerede okumuştum, hani bir idam mahkûmu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: 'Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir
Politik Yorumlar
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
_Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, şükretmeyi, azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umuduyla avunmayı öğretir. _Din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir. _En derin dinsel önyargı kaynağı yoksulluk ve cehalettir. Savaşmamız gereken kötülük de budur. Din aldatmacasının gerçek
Piraye öldü aşkından yine de dönmedi Nazım'a
Daha önce Sovyetler'de iki evlilik yapmış olan Nazım,bu yeni sevdaya düşmekte gecikmedi. Kızıl saçlı,yeşil gözlü bu kadına tutulmuştu. O kadar ki,10 yıl önce,''Aşk şiirine imza atmaya değmez,'' diyen devrimci şair, şimdi,''Biz de çakarız o meretten biraz,'' diye aşk şiirleri yazar olmuştu. Piraye, iki çocuğu olduğu için
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.