İplerimizi yönlendiren şeyin içimizde olduğunu hatırla. Bu hitabetimizdir, yaşamınızdır, deyim yerindeyse, bizi insan kılandır.
Sayfa 112Kitabı okudu
Kimilerinin tanrıyla insanlar arasında var olduğunu ileri sürdükleri ittifak anlaşmasının, pek mümkündür ki yalnızca iki maddesi vardır, yani, sen bize hizmet et ve sizler bana hizmet edin. İşlerin çok değiştiğine şüphe yok. Eskiden efendi insanlara kişi olarak görünürdü, hani deyim yerindeyse eti ile kemiği, hatta dünyaya kendini göstermekle belli bir doyuma ulaştığı görülüyordu, onun varlığından yarar sağlayan Adem’le Havva anlatsınlar, kötü bir olay vesilesiyle de olsa Kabil de anlatsın, çünkü o zamanki koşullar, bununla elbette habil’in öldürülmesini kastediyoruz, özellikle sevinç gösterilerinde bulunmaya pek uygun değildi. Şimdiyse efendi, sanki görülmeyi istemiyormuş gibi, duman sütunlarının içine saklanıyor. Olayların sadece izleyicisi olarak bizim düşüncemize göre, kendini soktuğu kötü durumlar için efendi utanç duyuyor olmalı, hani ilahi ateşin kömüre çevirdiği Sodomlu masum çocuklar örneğinde olduğu gibi. Kötü duruma düşmekten utanıyor olmalı.
Sayfa 90 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
"Scout," dedi Atticus, "zenci hayranı, 'sümüklü gibi hiçbir anlamı olmayan deyimlerden biridir. Açıklaması çok zor; beş para etmez, cahil adamlar bir insanın zencileri kendilerinden üstün gördüğünü düşündükleri zaman söylerler bunu. Birini bayağı, çirkin bir etiketle yaftalamak isteyen bizim gibi bazı insanlar yüzünden bu deyim dilimize girdi."
Dünyanın düzeniyle uyumlu bir yaşam, her ne kadar ölümlüler için olduğu gibi bir gün sona ermeye yazgılı olsa da, diğer tüm varoluş biçimlerine yeğdir, hatta deyim yerindeyse “başı bozuk” ya da “çivisi çıkmış” bir ölümsüzlükten bile daha iyidir. Yine de bizi çevreleyen dünyayla uyum içinde yaşayabilmemiz için, bu düzenli dünyanın, bu ünlü kozmosun var olması gerekir, oysa bizim şu an için bulunduğumuz evren bundan henüz çok uzak!
Sayfa 42 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Ariadne ona büyük bir yün yumağı verdi. Theseus yün ipliğin bir ucunu labirentin girişine bağladı, yürümeye devam ederken de yumağı sürekli açıyordu. Böylece çıkış yolunu tekrar bulması için ipliği toplamaktan başka yapacağı birşey kalmamıştı. İşte meşhur Ariadne'nin ipliği budur. Bugün bile bu iplik bir deyim olarak kullanılır: Kendini öyle bir işe bulaştırmışsın ki, çıkış yolunu bulamıyorsun. -Yanına Ariadne'nin ipliğini almayı unutmuşsun demektir."
GELECEĞİN MESLEKLERİ
Ama söz konusu meslek eğer insana direkt dokunuyorsa, insanın gerçek bir ihtiyacına yanıt veriyorsa, mesela bir yiyecek sağlama, bir sağlık müdahalesi gibi fiziksel bir yanı da varsa bu mesleklerin yapay zeka tarafından daha az taklit edilebilir olduğunu düşünüyorum. Burada kastettiğim, direkt insana hizmet veren dallar: Cerrahlıktan tutun da kuaförlüğe, aşçlığa, gıda işine, tarıma, diş hekimliğine, tesisatçlığa, lojistik hizmetlerine, doğada bir iş yapmayı içeren mesleklere... Daha fiziksel işlerde yapay zekânın gidecek daha epey yolu var. Yani taklit edilemeyen el melekelerini gerektiren işler, meslekler, sektörler daha uzunca bir süre geçerliliklerini koruyacaklardır görüşündeyim. Oysa görselliği içeren, reklam, tasarım vs gibi dallarda yapay zekânın deyim yerindeyse insanların işlerini ellerinden almak konusunda epey ilerlediğini görebiliyoruz. Aynı tehlike finans için, veri işleme ya da sayma gerektiren pek çok başka dal için de geçerli. En özet haliyle veriyle ilgili; verileri düzenleme, tasnif etme, analiz etme gibi akıl işlerinde insanlara düşen rolün gitgide azalacağını söyleyebiliriz.
Sayfa 218Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.