Sen bırak tutunmayı dünya bizi sarmalar deyim yerinde en içinde rengarenk acılar
Sosyallik yani hayvanın hemcinsiyle işbirliği yapma ihtiyacı-, topluluğun topluma ve "yaşama sevinci'ne duyduğu sevgi; nihayet zoologlardan hak ettiği ilgiyi görmeye başlamaktadır. Artık bilmekteyiz ki, tüm hayvanlar, karıncalardan kuşlara ve en üst düzey memelilere kadar, hepsi oyun oynamayı, dövüşmeyi, birbirlerini kovalamayı, yakalamayı, şakalaşmayı, vs. severler. Birçok oyun, deyim yerindeyse, gençlerin hayatta nasil davranacaklarını öğrendikleri bir okulken, diğerleri de, yararcı amaçları dışında, danslar ve şarkılar gibi, basit birer güç gösterisidir. "Yaşama sevinci"dir; aynı türden, hatta başka türden canlılarla herhangi bir biçimde iletişim arzusudur; bunlar, kelimenin tam anlamıyla sosyallik gösterisidir, tüm hayvanlar âleminin ayırt edici özelliğidir.
Reklam
Kitaplar, deyim yerindeyse, benim en önemli dostlarımdır.
Heyecan içinde, adeta kutsal bir sözcük söylermiş gibi, "Merec-el Bahreyn," diye yineledi. Yani iki denizin buluştuğu yer. Aslında bu deyim Kuran'da geçer. 'Yaradan, acı ve tatlı sulu iki denizi buluşturdu' denmektedir. Kuran'dan esinlenenler de Şems-i Tebrizi ile Mevlana'nın Konya'da ilk karşılaştığı noktaya Merec-el Bahreyn demişler.
Sayfa 187Kitabı okudu
Nerdeyse yarım yüzyıldan beri "Başkasının Ben'i Sorunu" ile birlikteyiz. Kimi çökertici bir ağırlık üstümde, kimi sevindirici bir çekim; neye elatsam, bazan zorluklara iteler, bazan da hafifletici bir akışla beni içine alır başka-ben uğraşları. Özüme özgü yaşama-sözlüğümde kısacık bir deyim ama, nice onyıllar kuşatımlı yaşama-gerçekliğimde eşsiz önemi var. Duyumlarım, eylemlerim, karşılaşmalarım, şaşmalarım, değişimlerim, -kendimi bildim bileli, hep bu soruyla, ayrılmazcasına, örgülenerek sürüp gitmekte. Bu dünyadaki tarihim coğrafyamla, akla gelebilecek çeşit çeşit beden-düşünce-anlam-değer vargılarımı, canlı bir varlık olarak, hep bu soruyu sorma ve yanıtlama deneyişlerimle yaşadım içimde dışımda. Meğer 50 yıl olmuş.
Sayfa 9
Bilginin işlenme hızının artması demek, algılanan zamanın yavaşlaması demektir. Yani deyim yerindeyse frekansı yüksek olan bu canlılar bize göre ağır çekim bir zamanda yaşamaktadırlar. Mesela senin frekansın 60 hz iken sineğin frekansı 250 hz'dir . İşte bu nedenle elinde rulo yaptığın gazete ile bir karasineği öldürmek çok zor. Çünkü senin büyük bir hızla salladığın gazeteyi o sinek, Matrix filminde kurşunların kendisine gelişini ağır çekimde gören Neo gibi görür ve gazeteden kolayca kurtulur."
Reklam
“Kirli çamaşırları olmak” diye bir deyim vardır. benim için o çamaşırlar doğduğum anda kirliydiler ve ben büyüdükçe temizlenmek yerine daha pis ve iğrenç hale geldiler, ta ki her gece milyonlarca farklı cehennemin azabını çekecek kadar kokusu ağırlaşana dek. öyleydiler öylesine ama, yavaş yavaş bana kendi kokumdan daha tanıdık gelmeye başladılar.
Aslında Ömer ulaşmayı ve minnettarlığını göstermeyi bilecek, deyim yerindeyse şarabın su katacaktı. Sonraki aylarda üçüncü dereceden denklemleri ele alan çok ciddi bir eser yazmaya girişti. Bu cebir eserinde Hayyam, bilinmeyen sayıyı göstermek in Arapçadaki şey terimini kullanmış; İspanyolların ilmi eserlerine Xay olarak geçen bu kelime zamanla kısaltılıp sadece ilk harfine indirgenmiş, sonra da x tüm dünyada bilinmeyen sayının simgesi haline gelmişti.
nerde miyim ben şimdi geceler parlarken Afrika'dayım, güney Amerika'dayım, Çin'deyim, kim korkusuzsa onun yüreğindeyim.
Sayfa 186Kitabı okudu
Necə deyim, sanki qar dənəciklərini tutub saxlamaq xoşbəxtliyi əldə etmək kimi bir şeydir. Bir anlıq qar dənəciyinə sahib olursan, o yox olanda isə yerinə heç nə gəlmir.
1,000 öğeden 10k ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.