Mert Yeğin

Mert Yeğin
@di_angelo
Sıkı Okur
Şeylerin özünü ve doğasını araştırıyorum. Hiçbir şeyi töze indirgemiyorum, kabul eden taraf olmak istiyorum. Ahlak-sız olanı seviyorum, zincirimle yürümüyorum; insanda tanrıyı paralıyorum.
Yaşamamızı ölüm kaygısıyla, ölümümüzü de yaşama kaygısıyla bulandırıyoruz.
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
Felsefe bizi başkası için değil kendimiz için, güçlü görünmek için değil güçlü olmak için yetiştirir. Düşüncemizi yönetsin yeter! Onun işi budur.
Sayfa 177Kitabı okudu
Montaigne Yıllar Önceden Attention Whore'ları Anlatmış!
Kendimi kaptırmamaya çalıştığım çocukça, yakışıksız bir huyumuz vardır: Dertlerimizle dostlarımızı acındırmak, kendimize vah vah dedirtmek. Başımıza gelenleri büyütür, şişirir, karşımızdakini ağlatmak isteriz neredeyse. Başkalarını kendi dertleri karşısında soğukkanlı gördük mü överiz, ama soğukkanlılığı bizim dertlerimize karşı gösterdiler mi darılır, kızarız. Dertlerimizi anlamaları yetmez, yanıp yakınmalarını isteriz. Oysa ki insan sevincini büyülterek anlatmalı, üzüntülerini kısaltarak. Kendine yok yere acındıran, gerçekten dertli olunca acınmamayı hak eder. Durmadan vahlanan kimse vahlanılmaz olur. Kendini canlı iken ölü göstereni ölü iken canlı görebilir herkes. Öylelerini gördüm ki, eş dost kendilerini gürbüz, keyifli görecek diye ödleri kopar, iyileşmiş sanılmamak için gülmelerini tutarlardı. Sağlık, kimseyi acındırmadığı için nefret ettikleri bir şey olurdu.
Sayfa 142Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Platon'da Kallikles der ki, felsefenin fazlası zarardır. Felsefe bir kerteye kadar iyidir, hoştur; faydalı olduğu kerteyi aşacak kadar derinlere gidersek çileden çıkar, kötüleşiriz; herkesin inandığı, uyduğu şeyleri küçümseriz; herkesle doğru dürüst konuşmaya, herkes gibi dünyadan zevk almaya düşman oluruz; kimseyi yönetemeyecek, başkalarına da kendimize de hayrımız dokunmayacak bir hale geliriz; boş yere şunun bunun sillesini yeriz. Kallikles doğru söylüyor; çünkü felsefenin fazlası bizim gerçek duygularımızı körletir; lüzumsuz bir inceleme ile bizi tabiatın güzel ve rahat yolundan çıkarır.
Sayfa 132Kitabı okudu
"Licet, quod vis vivendo vincere secla, Mors aeterna tamen nihilominus illa manebit." (Kaç yüzyıl yaşarsanız yaşayın,Ölüm yine ebedî olacaktır.) "In vera nescis nullum fore morte alium te. Qui possit vivus tibi te lugere peremptum, stansque jacentem." (Bilmiyor musunuz ki; öldükten sonra başka bir benliğiniz sağ kalıp sizin ölümünüze yanmayacak, ölünüzün başucunda durup ağlamayacak?) "Nec sibi enim quisquam tum se vitamque requirit. Nec desiderium nostri nos afficit ullum." (O zaman ne hayatı ararız; ne de kendimizi; Varlığımızdan hiçbir şeye özlemimiz kalmaz.)
Sayfa 112 - LucretiusKitabı okudu
Reklam
Bir başkasına bağlı yaşamak yürekler acısı ve belalı bir şeydir. Kendimiz -ki en iyi, en emin sığınağımız odur-, kendimiz bile güvenilir değiliz yeterince. Kendimi hem yürekçe, asıl iş yürekli olmakta çünkü, hem varlıkça öyle hazırlıyorum ki, başka her şeyimi yitirdiğim zaman kendimle yetinmesini bileyim.
Benim yükseklerde gözüm yoktur, ama Roma'da başka türlü yaşanmaz, deriz; ben gösteriş sevmem, ama şehir öyle istiyor, deriz; öfkeliysem, güvenli bir hayat kuramadıysam suç bende değil, gençlikte, deriz. Dışımızda aramayalım kötülüğü, içimizdedir o; ciğerimize işlemiştir. Hasta olduğumuzu bilmemek de iyileşmemizi daha zorlaştırıyor. Kendimizi erkenden bilmeye başlamazsak, nasıl baş ederiz bunca dertler, bunca kötülüklerle? Oysa felsefe gibi çok tatlı bir ilacımız da var. Öteki ilaçları ancak bizi iyileştirirlerse hoş buluruz; felsefe ise hem hoşlandırır, hem iyileştirir bizi.
Sayfa 75 - SenecaKitabı okudu
Bu konuyla alakalı geçen sene araştırma yaptığını ve eski not defterlerinden birinde düşünürlerin 'insan' için neler dediklerini yazdığını hatırladı. Not defterini bulmak için ayağa kalktı ve çekmecelerini karıştırdı. Bulduğunda bir çırpıda açıp gerekli yeri buldu ve okumaya başladı. Konfüçyus'a göre insan; “Öğrenen bir hayvandı." Sokrates'e göre; "Sorgulayan bir hayvandı." Thales'e göre; “Araştıran bir hayvandı." Platon'a göre insan; "Toplumsal bir hayvandı." Aristo'ya göre; “Düşünen bir hayvandı." Heraklitos'a göre insan; "Tartışan bir hayvandı." John Locke'a göre; "Deneyen bir hayvandı." J. Dewey'e göre insan; "Çıkarını düşünen bir hayvandı." Kant'a göre insan; "Eleştiren bir hayvandı." Descartes'e göre; “Konuşan bir hayvandı." Hegel'e göre insan; "Sistematik bir hayvandı." Gazali'ye göre insan; "Tutarsız bir hayvandı." Albert Camus'a göre; "İtiraz eden bir hayvandı. Popper'e göre insan; "Yalanlayan bir hayvandı. Khunn'a göre; "Teori kuran bir hayvandı." Bergson'a göre insan; “Araç yapan bir hayvandı." Erick Fromm'a göre; "Seven bir hayvandı." Sofistlere göre insan; “Kazanan hayvandı." Septiklere göre; "Şüpheci bir hayvandı." Listenin sonundaki Nietzsche'yi yuvarlak içine aldığını gördü, çünkü Nietzsche tüm bunlara karşı çıkarcasına “İnsan, düpedüz hayvandır." demişti. Nietzsche için üstinsan yukarıdaki tanımlamalara sahip olabilirdi belki, ama insan düpedüz hayvandı.
"Bir insan için ne zaman ve neden 'iyi' diyorduk? Kişiden kişiye değişmesinin yanında gerçekten sanıldığı gibi karşısındakinin iyi biri olduğunun garantisi var mıydı? İnsanlar iyi diye nitelendirdiklerinin kendilerine veya başkalarına karşı tepkisini görebiliyorlardı ama iç dünyasına asla erişemiyorlardı. Her atılan adım altında bir sebep barındırıyordu. Sebep denen şey ise egodan başkası değildi."
+ "Sen gerçekten hasta görünüyorsun, mideni bozan bir şey mi yedin?" Başıyla doğruladı. - "Uygarlık yedim." + "Ne?" - "Zehirledi beni uygarlık."
Reklam
Ve tabi ki, örneğin Yahudilik, Anglikancılık veya İslam'ın kültürel ve edebibgeleneklerine olan duygusal bağlılığımızı sürdürebiliriz ve hatta evlilik ve cenaze gibi dini törenlere, bu geleneklerle tarihsel olarak birlikte giden doğaüstü inançların müşterisi olmadan katılabiliriz. Değerli bir mirastan bağımızı koparmadan Tanrıya olan inancımızdan vazgeçebiliriz.
Bir evrimci psikoloğa, zaman, kaynak, acı ve gizlilik maliyetleri ile birlikte, dinsel törenlerin evrensel savurganlıkları, bir mandril maymununun kıçı kadar parlak bir şekilde dinin uyarlamalı olabileceği fikrini vermelidir.
Marek KohnKitabı okudu
"Farklı dini mezheplerin din adamları, tıpkı cadıların güneşin doğuşunun yaklaşmasından korktukları gibi, bilimin ilerlemesinden korkarlar ve üzerinde yaşadıkları hilelerin parçalanışını bildiren ölümcül müjdeye nefretle kaş çatarlar."
Thomas JeffersonKitabı okudu
"Zayıf zihinlerin altında diz çöküp itaat ettikleri yaltakçı önyargıların yol açtığı bütün korkuları üzerinden at. Mantığı sandalyesinde düzelt ve her gerçek ve fikir için onun mahkemesine başvur. Bir Tanrının varlığını bile cesurca sorgula; çünkü eğer bir tane varsa, mantığa olan saygıyı gözü kapalı korkudan daha çok takdir edecektir."
Eğer Tanrı her şeyi biliyorsa, her şeye gücü yetme özelliğini kullanarak yapacağı müdahaleleri zaten önceden biliyordur. Fakat bu durum onun bu belirli müdahalelerini yapma konusunda fikrini değiştiremeyeceği anlamına gelir ki bu da her şeyi yapabilme gücünün olmadığı anlamına gelir.
769 öğeden 721 ile 735 arasındakiler gösteriliyor.