Ah o şiir ruhlu, sonsuz bir okyanus gibi mavi ve derin kadın... Ah o şiiirindeki kelimeleri boyamayı seven, şiirine tarzıyla yeni semboller kazandıran kadın... Ah o anlamayanlara anlatmakla yorulmuş bir tür anlama cehaletine kapılmış insanlarla karşılaşmış inatçı ruh... Aşk konusunda hep kaderine yenilmiş, şanssızlıklar yaşamış ve aradığı sevgiyi bulamamış ruh... Annesine büyük bir sevgi besleyen, onunla daha fazla zaman geçiremediği için kendine kızan bir evlat... Kardeşini her şeyden çok önemseyen ve ona öğütler veren bir yol gösterici... Geceleri açılıp gündüzleri kapanan hüzünlü ama güçlü bir parantez... Tasfiye ve tavsiye arasında müsait bir yerde inmek isteyen bir yolcu... Yaldızlı çokamel kağıtlarını tırnaklarıyla düzelten, kaderine karşı küskün küçük bir kız çocuğu.. Kalbinin raflarını rengarenk reçellerle dekore eden şiirimizin genç iç mimarı...
Daha çok söylenecek şey var Didem Madak hakkında... Acımasız olan hayat, zaten acılar yaşamış o renkli kadına son şakasını yaptı ve onu aramızdan aldı. Metis yayınlarıs da ölümünün arsından şairin üç kitabını da yeniden bastı. Kendisinin ikinci kitabı olan "Ah'lar Ağacı"nda anlaşılamadığını, aşka karşı ümitsizliğini, kalben çok yorulduğunu, renkli iç dünyasını, kalabalıklardan bunaldığını, sevgiye açlığını, çektiği acıları, pişmanlıklarını ve yer yer kayboluşlarını bize vurguluyor. Yer yer hüzünle yer yer büyük gülücüklerle okudum dizelerini... Size de fazlasıyla öneririm, şiirimizin renkli çiçeği kitaplık raflarınızda yerini almalı