"Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım
...
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!
Şiirle arası olan biri değilim. Okurken bile düz yazı gibi duygudan yoksun bir şekilde okuyorum. Ama bir yerden başlamak istedim. Kendimi vererek ve o mısralardaki duyguları hissederek dökülsün istedim kelimeler dilimden...
Didem Madak'ın Siz Aşktan N'anlarsınız Bayım şiirine denk geldim bir yerlerde, sonra okudukça o şiire karşı olan sert duvarlarım çatlamaya başladı. Şiirin sonuna gelince ne duvardı vardı ne kalıntısı...
Şiir, duygulardan beslenen ve dilden değil kalpten gelen kelimelerle ile yazılan bir türdür. Şair bütün duygularını yansıtır mısralara, okuyan ise şairin duygularına ortak olur...
Didem Madak okuduktan sonra o ortaklardan biri oldum. Ahlar Ağacında bütün ahlarım silkilendi dallardan. Bütün kaybettiklerim aklıma düştü, bütün vedalarım gözyaşı pınarlarımda sel etkisi yarattı...
Didem Madak dertli, hüzünlü, mutlu, acılı, matemli...
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orada durun bayım
lslak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!