İncelememin kitaptan ziyade Didem Madak'ı içerdiğini belirtmek isterim.
Didem Madak; 40 yıllık ömründe yazdıklarıyla bir hüzün bulutu gibi üzerimizden geçip, mutsuzlukların elinden tutup, izlerini takibe sürükleyen şair. Sen ruhunun dağılışını kalbinin bir plak gibi çevrilmesiyle simgelemişsin, kimse bilmiyor seni ama herkes biliyor. "Siz aşktan n'anlarsınız bayım" dizelerin dillerde ama kimse bilmiyor ruhunun kanaya kanaya o dizeleri yazıya döktüğünü, kimse bilmiyor kendisine annesizlikten şair olmuş dendiğini. Sen canının "ölüsünü şiirle yıkamış" bir kadınsın onu ne zaman özlesen bir şiir yazmışsın. Senden daha çok var sanmışsın, sen dizelerini noktalayınca olmadığını anlamayı bize bırakmışsın.Acılarını nahif 'ah' larıyla dillendirmiş her bir 'ah'ına hüzünlü bir kalp çarpıntısı çalmışsın. 13 yaşındaki acını, 3 yaşındaki kızına "cehaletimden şair oldum, annesizlikten. Sen sakın şair olma" diyerek teslim ettin. Kızına mektubunda, bir sonbahar ağacı gibi hissettiğini yazmışsın, dökülen her yaprağınla bir 'ah' dökülmüş dilinden, her dizenle derin bir 'ah' çektirmişsin bizlere. Füsunlarına doyamadan gittin bu dünyadan 'ah'ların şairi, şiirlerine doyuramadan bıraktın bizleri.
"Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi
Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan" değil mi?
Boşandıktan sonra bir bodrum katında yaşamış Didem Madak o evden ayrılırken kapısına
"ırmağımda başımın döndüğü yıllardı
geçtiğim her yerde benden bir şeyler kaldı" yazarak gitti. Tipki şiirlerindeki gibi.
8 nisan 1970 tarihinde izmir'de dünyaya gözlerini aralamış olan, kendi tabiriyle "ütüsüz ve buruşuk gezdirdiği bir ruha
SİZ AŞKTAN N'ANLARSINIZ BAYIM?
...
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
...
Didem Madak
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri kıyıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
Limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır.
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.