"Unutmamamız gereken bir hakikat da şu: Düşünen ve temaşa eden varlığı yani insanı yeryüzünden kovarsak, o ulvi ve dokunaklı tabiat, kasvetli ve dilsiz bir sahne olup çıkar. Kâinat susar, her tarafı sessizlik ve gece kaplar. Geniş bir inzivagâha döner âlem. Şahidi kalmayan olaylar, karanlık ve sağır, geçip giderler. İnsan olmasa varlıkların ne değeri kalırdı.
...
Kendi hayatımla benzerlerimin mutluluğunu düşünmeyeceksem, tabiattan bana ne?