Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
𝕲𝖚𝖟𝖊𝖑 𝖐ı𝖟𝖑𝖆𝖗ı 𝖍𝖊𝖗𝖐𝖊𝖘 𝖘𝖊𝖛𝖊𝖗 𝖘𝖊𝖛𝖌𝖎𝖑𝖎 𝖐𝖆𝖗𝖆𝖓𝖑ı𝖐 𝖆𝖒𝖆 𝖌𝖚𝖟𝖊𝖑 𝖐𝖆𝖑𝖕𝖑𝖊𝖗𝖎 𝖎𝖓𝖈𝖎𝖙𝖎𝖗𝖑𝖊𝖗.
"Saklambaç", N. G. Kabal'dan okuduğum 2. kitap oldu. İlki "Gecenin Hikayesi Aylema"ydı (umarım adını doğru demişimdir). Ve ben kitap ne kadar akıcı olsa da ne karakterlerle bağ kurabilmiş ne anlatımı ne de konuyu sevebilmiştim. Yine de yazarın
Okuyanı olay akışının içinde din, Hint Felsefesi, uyuşturucu maddeler, uyuşturucu ticareti, mafya aileleri, derin devlet, tıbbi araştırmalar ve sonuçları gibi pek çok konuda bilgi bombardımanına tutan kitap; bir yandan soyu İran’a dayanan Mazandarani Ailesi’nin öyküsünü, diğer yandan ise kitaba adını veren Kornelyus’un öyküsünü anlatıyor.
328 syf.
9/10 puan verdi
Uzuun zamandır listemde olan Grange kitaplarından ilk okumayı tamamladım. Mü-kem-mel-di. Polisiye romanlarında genelde dedektifler buldukları ipucunu her zaman cinayet sebebi ya da katil ile kolayca ilişkilendirip eliyle koymuş gibi buluveriyor. Bknz. Gurney serisi, Tombaladan rakam seçer gibi yazar kitaptaki karakteri katil ilan ediveriyordu. Kaliteli bir öldürme motivasyonu sunmadan, katil olma dürtüsü ya da kurban olma durumunu kabul ettirmeden, sebeplere doğru bağlantılar kurulmadan, ipuçlarının tam sonuç vermesiyle ilerleyip, hooop Gurney tüm imkansızlıklarına rağmen(emekli ve kıyıdan köşeden izleyerek çözdüğü imkansız cinayetler) süper emekli cinayet dedektifi olup çıkıyordu. Adam emekliye ayrıldıktan sonra daha çok cinayet çözmüştür sanırım. Ne biçim nefret ediyorum şu heriften ya.
Ama bu kitap öyle miydi? Yoo dostum yooo, nasıl güzeldi, nasıl keyifliydi kaliteli bir kitap okumak,heyecan hissetmek, karakterlerle birlikte yanılmak, koşturmacanın içinde hissetmek.. üff... peşinden koşulan ipuçlarının boşa çıkması, yanlış yönlere gitmek, bilinmezlikler öyle güzel aktarılmış ki.. işte aradığım polisiye romanı bu dedim. Yazarla tanışmak için de gayet uygun bir başlangıç kitabı. Elimdeki diğer kitaplardaki beklentim de oldukça yükseldi. Güzel kitap, kesinlikle okunmalı. Polisiye romanı bu, detay veremem ama çok kaliteli bir anlatım, sürükleyici, tuhaf tiplerin olduğu, gizemli havanın hiç azalmadığı süperli bi kitap. Okunsun lütfen :Pp Beğendiğim kitaplar için söyleyebileceğim tek şey "okuyun" önerisi oluyor. Eğer nefret etseydim daha detaylı anlatırdım :D
Kitabı beğendim. İlk başta biraz duraklayarak okusam da, sonrasında sayfaları merakla çevirmeye başladım, akıp gitti. Bu seri gittikçe iyi oluyor, bunu seviyorum.
Rizzoli, yine oldukça ilginç bir cinayet davasının içine düşer. Aralarında fazla olmayan birbirinden alakasız görünen iki cinayet ama bir şekilde bağlantı olduğunu hisseden İsles ile yine hummalı bir araştırma peşine düşerler. Cinayetler geçmişteki bir davaya ve bugüne etki eden, azizlerin sıradışı ölüm şekillerine dayanır.
Kitabın ilerleyiş şekli gayet güzeldi. Rizzoli'nin bir anne olarak düşmek zorunda kaldığı yanılgıyı anladım ama bu derece de gözünü kapatabilmesine şaşırdığım anlar oldu. Neyseki çok sürmeden yine bildiğimiz Rizzoli'ye dönmesine mutlu oldum. Genel olarak çok rahatsız edici bir kitaptı aslında. Çocuklar söz konusu olduğunda ve kötü şeylerin böylesi iç içe geçmesiyle rahatsız hissetmemek mümkün olmuyor. Diğer açıdan o farklı ve uygunsuz kişiliğin biraz bile değişmemiş olması daha da sinir bozucuydu, hele ki en sonunda tatmin hissetmedim. Kitap biraz uçuk bir şeye dayansa da genel itibariyle zekiceydi. Duygusal olarak da Rizzoli ile Isles'in yine zorlandığı bir kitaptı. Rizzoli'nin annesini fena halde sarsmak istedim ve bunu yapmadığı için Rizzoli'ye oldukça şaşırdım. İsles konusunda ise olabildiklerince yetinmeleri ve yettiğince yaşamaları gerektiğini düşünüyorum. Güzel bir kitaptı.
Cihangir Fransa'da yaşayan annesi Fransız babası Türk bir ressamdır. Aynı zamanda doğduğundan beri renk körüdür. Bu yüzden yaptığı bütün resimler Gri ve Beyazdır. Bir gece sergiden evine dönerken onu soygun amaçlı takip eden bir göçmeni yanlışlıkla öldürür ve hayatında görmediği renk olan Kırmızıyı görür akan kanda, sonrasında diğer renkleri görme arzusuyla bir takım cinayetler işlemeye başlar. İşlediği cinayetler sonrası kurbanlarında gördüğü renkler onu inanılmaz derecede cezbeder. Bakalım bu cezbedişler Cihangiri nerelere götürecek
Yazarın tüm kitaplarını okudum ama en çok bu kitabını sevdim. O kadar güzel kurgulayıp,özdeşleştirmiş ki güncel konularla eminim okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız,bu tarz severlere kesinlikle tavsiyemdir kitaplarla ve sevgiyle kalın ️
Cihangir kapıya yöneldi; çıkmak sadece buradan uzaklaşmak istiyordu. Ancak ne mümkün! Siz yalnız kalmak istemişseniz,tüm evren sizinle konuşmak için sıraya girerdi.
Her insan kendi zihninin mimarıdır.Oraya aynı malzemelerle bir saray da inşa edebilir bir hapishanede.
Cenazesine gitmek zorunda olacağın hiç kimse ile küs kalma..
Kitap Üzerine....
Türk polisiyesinin önde gelen isimlerinden Ahmet Ümit'le lise yıllarımda 'Beyoğlu Rapsodisi' kitabıyla tanışmış, kalemine ve kurgu dünyasına hayran olup diğer kitaplarını da okumaya başlamıştım. Yazarın eserlerinden Patasana içlerinden en sevdiklerim arasında birinci sırayı alsa da Sultanı Öldürmek, İstanbul Hatırası, Bab-ı Esrar,
"𝐶̧𝑜𝑐𝑢𝑘𝑘𝑒𝑛 𝑡𝑢̈𝑚 𝑑𝑢̈𝑛𝑦𝑎𝑑𝑎𝑛 𝑎𝑦𝑟𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑏𝑖𝑟𝑒𝑦 𝑜𝑙𝑑𝑢𝑔̆𝑢𝑛𝑢 𝑎𝑛𝑙𝑎𝑚𝑎𝑘, 𝑑𝑖𝑙𝑖𝑛𝑖 𝑦𝑎𝑘𝑡𝑖𝑔̆𝑖𝑛𝑑𝑎, 𝑑𝑖𝑧𝑖𝑛𝑖 𝑦𝑎𝑟𝑑𝑖𝑔̆𝑖𝑛𝑑𝑎 𝑠𝑒𝑛𝑑𝑒𝑛 𝑏𝑎𝑠̧𝑘𝑎 ℎ𝑖𝑐̧ 𝑘𝑖𝑚𝑠𝑒𝑛𝑖𝑛 𝑣𝑒 ℎ𝑖𝑐̧𝑏𝑖𝑟 𝑠̧𝑒𝑦𝑖𝑛 𝑐𝑎𝑛𝑖𝑛𝑖𝑛 𝑦𝑎𝑛𝑚𝑎𝑦𝑎𝑐𝑎𝑔̆𝑖𝑛𝑖, ℎ𝑒𝑟 𝑏𝑖𝑟𝑒𝑦𝑖𝑛 𝑠𝑖𝑧𝑖𝑠𝑖𝑛𝑖𝑛 𝑣𝑒 𝑎𝑐𝑖𝑠𝑖𝑛𝑖𝑛 𝑡𝑎𝑚𝑎𝑚𝑒𝑛 𝑘𝑒𝑛𝑑𝑖𝑠𝑖𝑛𝑒 𝑎𝑖𝑡 𝑜𝑙𝑑𝑢𝑔̆𝑢𝑛𝑢 𝑜̈𝑔̆𝑟𝑒𝑛𝑚𝑒𝑘 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑢𝑛𝑐̧ 𝑏𝑖𝑟 𝑠̧𝑒𝑦𝑑𝑖𝑟. 𝐵𝑢̈𝑦𝑢̈𝑑𝑢̈𝑘𝑐̧𝑒 𝑛𝑒 𝑘𝑎𝑑𝑎𝑟 𝑦𝑎𝑘𝑖𝑛𝑖𝑚𝑖𝑧 𝑜𝑙𝑢𝑟𝑠𝑎 𝑜𝑙𝑠𝑢𝑛 ℎ𝑖𝑐̧ 𝑘𝑖𝑚𝑠𝑒𝑛𝑖𝑛 𝑏𝑖𝑧𝑖 𝑔𝑒𝑟𝑐̧𝑒𝑘
️Merhaba️
️Kitap bir arkeolog grubunun, Fırat nehri kıyısındaki bir antik kente kazı çalışmaları için gelmesiyle başlıyor.
️Kazı çalışmaları sırasında Hitit döneminde yaşamış bir saray yazmanı olan Patasana'nın, 2700 yıl önce yazdığı kil tabletler bulunur.
️ Patasana'nın yazdığı bu tabletler, dünyanın en eski yazılı kaynaklarıdır.
️Kazı ekibi tabletleri çözümleyip, bu önemli olayı duyurma hazırlıkları yaparken, bölgede ard arda cinayetler işlenmeye başlar.
️Kitapta bir yandan kazı ekibinin yaşadıklarına tanıklık ederken, diğer yandan da Patasana'nın yüzyıllar önceki yaşadıklarını, pişmanlıklarını öğreniyoruz.
️Sonunda çok şaşırdım. Heyecanlı güzel bir hikayeydi. Tavsiye ederim keyifli okumalar dilerim.
"Galiba sırların da bir ağırlığı var, insan o ağırlığı uzun süre tasiyamıyor."
"İnsanoğlu bencil yaratıkların en zekisidir."
Göz devirerek de olsa bitirdim. Bin Öpücük’ün methini duyunca bu türde yazdığı da güzeldir diye düşünüp okuyayım dedim, demez olaydım. Neden bu işkenceyi yaptım kendime bilmiyorum. Child rape/abuse hassas noktam. Her ne kadar intikam temasının işlenmesini okumayı seviyor olsam da bunun daha ‘sağlıklı’ bir şekilde işlenişini görmek isterdim. 11 yıl boyunca Heathan ve Ellis’in yaşadıkları hiç kolay şeyler değil ama intikam serüvenleri o kadar saçmaydı ki. Heathan’ın Ellis’in mental sağlığına kavuşmasına destek olmasını ve o şekilde ilerlemesini isterdim ama bunun yerine kızı Alice şeklinde giydirip makyaj yaptırıp eline bir bıçak ve silah verip, yaşadıklarından dolayı akıl olarak 10 yaşında kalmış kıza cinayetler işletti, daha da delirtti. Güzel işlenebilecek bir kurgu hiç edilmiş gibi geldi bana. Yani diğer kitaplarına kanıp bunu okumanızı tavsiye etmem ben kendimce.
