'Hep iki yarım olmadık mı bu kainatta?.. Bir tarafımız kalbi içinde taşırken, diğer taraf boşluğuyla yetindi...'
War never changes
Çok iyi dizi. Özellikle final bölümü beni çok etkiledi. Fallout bir video oyun evreni. Bu evreni hiç bilmeme rağmen diziyi izlemek oldukça keyifliydi. Post-apocalyptic evrenleri seviyorsanız kesinlikle izlemenizi öneriyorum. Evren Amerika ve Çin arasında geçen kaynak savaşları sonucunda atılan nükleer bombalar sonucu oluşuyor. Biz bu savaştan 200 yıl sonrasını izliyoruz. Konu kaynak savaşları olunca elbette politik taraflar kapitalistler ve komünistler. Bölümlerde de bu alt temaya değiniliyor. Ana karakterlerin hikayeleri oldukça sıradan aslında. Sığınak 33'ten bir kızın babası kaçırılır ve onun peşine düşer, çeşitli insanlarla tanışır ve hiç bilmediği vahşi dünyayı anlamaya çalışı. Lucy ile empati kurmamın sebebi bu dünyanın benim için de yeni olması sanırım. Bunun yanında diğer iki karakterin de (Maximus ve Ghoul) hikayelerinin arka planlarını izliyoruz ve finalde müthiş bir birleşme gerçekleşiyor. Konu işlenirken evrenin giderek açılmasından da çok etkilendim. Dizide göreceğiniz her yapının kendince bir gayesi var ve yüzeydeki insanların da tek gayesi o ağır koşullarda hayatta kalmaya çalışmak. Kaçınılmaz son elbette ki savaş. İzlerken bir taraf seçmek pek mümkün değil. Tıpkı insanlık gibi herkes kendi doğrularınca bir birliktelik oluşturmaya çalışıyor. Lucy'nin de geldiği son nokta bildiği tüm doğruların en temelinden sarsılması oluyor. Ve onun için yeni bir macera başlıyor.
Reklam
İnsan ilişkileri bir terazi gibidir. Eğer dengede değilse bir taraf yükselirken diğer taraf alçalır.
.... Siyasi İslam’ın Atası: Osmanlı Uleması Yalnız Olan Yozlaşır Sizce neden yozlaşan inançlar dünyanın her yerinde aynı etiklere sebep oluyor? Aslında anlaşılması güç değil, güç yozlaştırır. Şimdilik dünyayı bırakalım da son günlerde özellikle de sosyal medya fenomenleri sayesinde tekrardan alevlenen “Siyasal İslam” tartışmalarının özüne
Kendini yalnız hisseden insanlaraa
İnsanlar yalnızlıklarının nedenini hep eksikliklerinde aradı. Çirkinim diye mi yalnızım? Çok mu düşüncesizim? Çok mu ilgi istiyorum? Ben anlaşılamayacak bir insan mıyım? Diye diye aklından hep kötü özellikleri diye düşündüğü özellikler geçti. Ya tam tersiyse ya çevrene ben çok güçlüyüm imaji veriyorsan kendini her şekilde tamamlıyorsan ve karşındakide: "Bu kişinin bana ihtiyacı yok ben bunun yanında fazlalık gibi dururum."diyip senden uzaklaşıyorsa ya da kendini fazlalık gibi hissetmemek için sana bir adım atmıyorsa. Her şey bu eksikliklerinden (karşı taraf yüzünden düşündüğün eksiklikler) kaynaklanmayıp tamamen kendi güçlü yanların yüzündese de bu hissettiğin yalnızlık seni üzmeli mi? Bunu kabullenip diğer insanlara benim de bazı şeyler için yardıma ihtiyacım var mesajı verip yalnızlığını bozmalı mısın peki
EDEBİYAT ÖĞRETMENLERİ VE BİLİMCİLERİNE.
TÜRK EDEBİYATINDA DİL VE MİLLİ EDEBİYATIN SEYRİ Geçmişten günümüze edebiyatımızın seyrine kısaca göz atalım. 1299’da Osmanlı’nın kurulmasından bir süre sonra Divan edebiyatı başlamıştır. Bu edebiyatın zemini Arap, Fars ve Acem dilleri ve edebiyatları üzerine teşekkül ettirilmiştir. Edebiyat sahası, ecnebi ülkelerin milli değerlerini kullanarak
Reklam
Hasan Ali Toptaş ve Taciz İddiaları
Hasan Ali Toptaş birilerini taciz etti mi etmedi mi bilemem ama toplumda olayın çok yanlış algılandığını bizzat gördüm. Öncelikle hakkındaki yanlış algıyı düzeltmek gerek. Olaylar şöyle oldu bakın sırayla; 1- Hasan Ali Toptaş röportaj yaptı ve genç çevirmenleri ağır şekilde eleştirdi. 2- Anonim bir profil Hasan Ali Toptaş'ın bu röportajına
Cahilizim yok olacak
Alper rende Afganistana gidiyor ve orda ki polise uzun çubuklar var elinde halkı dövüyor diyor şok oluyor şarlatan halbu dünyanın her yerinde polisin elinden jop diye bişey var Amerikada geçen senelerde flod diye bir vatandaşi öldürdü polisler aq yavrusu sen biliyormusun seriatra haksız yere birinin ölümün cezası ölümdür polisler bohel bişey yapamaz ama orası medeniyet diğer taraf köhne
Bir tarafı topluyorum, diğer taraf paramparça oluyorr
Taraf
Bir tarafta; İhtiras,Tembellik,Makam sevgisi,Bencillik,Dünyaperestlik Diğer tarafta;Cesaret,Mahviyet,Ruhanilik,Diğergamlık,Rabbanilik.
Reklam
Seçimlerden sonra vatandaşın Türk'lüğünnden de şüphe eder oldum. Hayır hayır verdiği oylardan dolayı değil herkes tercihinde özgürdür lakin sosyal medya üzerinde geçen yorumlar? Bir taraf "Türkiye" yi savunurken diğer taraf bunu parti olarak algıladığından küçümsüyor. Oysa küçümsenen taraf her şeyden önce devleti adına doğruları söylüyor.
Yakınlarınız enkaz altında canlı canlı ölümü beklediler
Deprem bölgesindeki insanlara sorsan 3 gün yardım gelmedi, yakınlarımız göz göre göre öldü derler. Bir taraf da başlarına her ne gelirse gelsin biat ediyor. Sonuç ne olursa olsun oradaki insanlara nefret kusulmamalıdır ancak görülüyor ki, deprem Allah tarafından geldi diyen bir zihniyetin sözleri şu şekilde; "Allah benim canımdan alsın, Rte ye versin." Bir diğer kesimin rasyonel bir bakış açısına sahip olduklarını düşünerek; her ne olursa olsun bu insanlar vakitleri yerindeyken bile Chp başa gelsin istemiyorlar. Evsiz barksız kaldıklarında, en irkildikleri şey o vaziyette Chp nin eline kalmak. Buna şartlanmış durumdalar ve aşamıyorlar. Yani bu insanlar kendilerini ne kadar zor durumda hissederse Chp den o kadar kaçar. Denklem bu. Çok kısa eleştirime geliyorum; Depremin kalbi Kahramanmaraş' ta kutlamalar olmuş. Dışarda kornalar, şarkılar... O depremde ölenlere de mi saygınız yoktu? Hele ki Hatay... Yakınlarınız enkaz altında canlı canlı ölümü beklediler! Demek düşündüğümüz gibi değilmiş. Halk yanında hissetmiş demek ki devleti.
Resim