Rêya Hakk Alevî inancının Terminolojisine, inancındaki kavram ve kuramlarına derinlikli bakmak, Bu inancın dilinin hangi kültür havzasına, hangi zaman ve mekâna ait olduğunu bilmek için, dilin gelişimindeki biyolojik ve kültürel evrimi bilmek gerekiyor. Bu gerçeklikten hareketle genel olarak biyolojik gelişim ile kültürel evrim arasındaki
Ana'nın hayatında hiçbir şey açıklamak zorunda kalmadığı tek ve son insan olduğunu fark etmişti. Ana, onun hayatını üzerinde taşıdığını, yaşamöyküsünün etine kemiğine kazındığını biliyordu. En sıcak havada bile neden uzun kollu giyiyorsun diye sormaz, neden dokunulmaktan hoşlanmıyorsun demez, en önemlisi bacaklarına, sırtına ne olduğunu kurcalamazdı; zaten biliyordu. Onun yanındayken ne sü rekli tedirginlik ne de teyakkuz hissederdi başkalarıyla olduğu zamanki gibi; bu tetikte olma hali çok yorucuydu ama zamanla dik duruş gibi bir alışkanlık haline geldi. Bir kere sinde Ana ona sarılmak için uzanmış (bunu sonradan anlamıştı), o ise refleksle kollarıyla başını kapatıp savunma pozisyonuna geçmişti; sonrasında utanmıştı utanmasına ama, Ana da onu küçümsememiş, fevri davranmakla suçlamamıştı. "Salaklık bende Jude" demişti aksine. "Özür dilerim. Bir daha yanında ani hareketler yapmayacağım, söz."
“Dip, gerçektir. Dipte olmak da bir o kadar gerçektir. Küçük bir duruş değişikliği, bu kadar sabit bir şeyi değiştirmeye yetmez. Seçkin bir konumdaysanız, dik durmak ve baskın görünmek, sizi sadece bir kez daha alaşağı etmek isteyenlerin dikkatini çekebilir. Bu, gayet anlaşılabilir. Ancak omuzlarınızı arkaya vererek dik durmak sadece fiziksel bir şey değildir çünkü siz sadece bir bedenden ibaret değilsiniz. Aynı zamanda bir ruhsunuz. Fiziksel olarak dik durmak ayrıca metafizik olarak da dik durmayı ima eder, çağırır ve talep eder. Ayakta durmak, Varlığın yükünü gönüllü olarak kabul etmek anlamına gelir. Hayatın talepleriyle gönüllü olarak yüzleştiğinizde, sinir sisteminiz tamamen farklı bir şekilde tepki verir. Kendinizi bir felakete hazırlamak yerine bir meydan okumaya cevap verirsiniz. Ejderhanın gerçekliği karşısında korkudan sinmek yerine, istiflediği altını görürsünüz. Baskınlık hiyerarşisindeki yeriniz almak ve kendi bölgenizi, onu savunmaya, genişletmeye ve dönüştürmeye istekliliğinizi göstererek inşa edersiniz.”
Kadınlar daha da fazlasını ödemek zorunda kaldı. Dik bir duruş daha
dar kalçalar demekti ve bu da doğum kanalını daraltıyordu, üstelik aynı
anda bebeklerin de beyni giderek büyüyordu. Doğumda ölüm, dişi insanlar için ciddi bir sorun hâline geldi. Bebeklerinin kafası ve beyni daha
küçük olduğundan, erken doğum yapan kadınlar daha çok hayatta kaldılar ve daha çok çocuk sahibi oldular; doğal seçilim bu şekilde erken do
ğumlara hayatta kalma şansı verdi. Elbette böylelikle diğer hayvanlara
kıyasla insanlar, pek çok hayati öneme sahip sistemleri henüz tam olarak gelişmemişken erken doğar hâle geldiler.
Kadinlar daha fazlasini odemek zorunda kaldi. Dik bir durus daha dar kalcalar demekti ve bu da dogum kanallarini daraltiyordu, ustelik ayni anda bebeklerinde beyni buyuyordu. Dogumda ölüm disi insanlar icin ciddi bir sorun haline geldi. Bebeklerin kafasi ve beyni daha kucuk oldugundan erken dogum yapan kadinlar daha cok dogum yapabildiler ve daha cok cocuk sahibi olabildiler. Dogal secilim bu sekilde erken dogumlara hayatta kalma sansi verdi
Herkese merhabaaa,Adına sure indirilen,soyadına ayrı bir sure indirilen,Allah'a adanmış iffetli kadın Siret-i Meryem ile sizlerleyim....
Rişte-i Meryem
"Cennet kadınlarının en üstünü İmran'ın kızı Meryem, Hüveylid'in kızı Hatice, Muhammed'in kızı Fatıma ve Müzahim'in kızı Asiye'dir." [I.Ahmed, Taberani, Hakim]
Kalbimin bir odasını Hz Aişe'ye bir odasını Siret-i meryem'e verdim. Başucu kitabı, herhangi bir sayfasını defalarca okuyabileceğiniz hayat yoldaşı olabilecek eserler. Her sayfası,her cümlesi o kadar dolu dolu ki okumanızı çok isterim. Kitabın beş bölümünün başında Meryem suresinin başındaki mukatta harflerin olması da çok ince bir davranış. Kitap çok sürükleyici her cümlesi birşeyler öğretme çabasında birşeyleri farkettirme çabasında. Bazı yerlerinde ağlamaktan devam edemediğim kalbim eser.Kitapta sadece Hz. Meryem' in hayatı anlatılmıyor aynı zamanda onun çevresindeki insanlar hakkında da bilgi sahibi oluyorsunuz Hz. Yahya,Hz.Hanne,el işa, Hz İsa Hz. Zekkeriyya ve daha nicesi..... Kitapta Hz. Meryem'in yaşadığı zorluk, sıkıntı, sabır, iman, tevekkül, annelik, dik duruş ve gücünü görüyoruz.Çok kıymetli eser çook..Kitap içerisinde, güzel yorumları başından sonuna kadar, emek sarf edilerek, biz okurlara sunulmuş
Sibel Evirgens kalemine yüreğine sağlık.devami kitap sayfamda mevcut
Kambur, öne eğikbir duruş, ruh halimiz de eğip büker, karşımızdakinin önünde daha ezik ve eşit olmayan duruma düşeriz. Oysa dik ve sağlam duruş, ruh halimizi de güçlü kılar.
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların