Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Halifelik ve saltanatın kaldırılması, demokrasiye olanak sağlamıştır. Bu, kesindir. Bugün anladığımız anlamda bir demokrasi mümkün olamazdı, bu kurumlar kalkmadan. Bence yanlış olarak, Atatürk' ün diktatör olduğunu söyleyenler var. Bence Atatürk yapılması zorunlu olan şeyleri yaptı. Ağır hastasını, iyileştirebilmek için ilaç almaya zorlayan hekime diktatör denmez. Atatürk'ün yaptığı, bu hekimin yaptığından farklı bir şey değildi. Türkiye'nin ölüm döşeğinde olduğunu görüyordu. Onu ayağa kaldıracak ilacı hazırlamıştır ama gerçek diktatörleri gördük. Hepsi, çok büyük yıkımlara yol açıp, öyle ortadan kalktılar. Mussolini, Hitler, Stalin... Siz de benim kadar biliyorsunuz. Oysa Atatürk, yaşayan bir eser kurdu. Bu, Atatürk'ü asla diktatörlere benzetmemek gerektiğinin kanıtıdır. Atatürk otoriterdi ama buyurmak uğrana buyurmayı hiç istememiştir. Ülkesini kurtarmak için buyruk vermiştir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Evet, bu bilge adam, seni aydınlatmaya çabalarken yalnızca bir tek yanlış yaptı; senin, kendini kurtarma yeteneğine sahip olduğuna inandı. Özgürlüğünü, bir kez ele geçirdikten sonra bırakmayacağına, onu koruyabileceğine inandı. Bir yanlış daha yaptı bu adam: Senin «diktatör» olmana izin verdi.
Reklam
TÜRK SÖZÜ Zulmü büyük özü küçük, Diktatör: O kanlı o hırsız ellerinden, Çekip alacağız Bizden çaldığın hürriyeti. Söz sana. Hem de Türk sözü. murat darga
Azar azar hissediyor çokça aklediyoruz, önceden vicdan en büyük Yargıçtı, şimdi akıl hayatı insanı ve kutsalı anlamadan acımasız bir diktatör gibi yargılıyor.
...Almanya'da naziler iktidara geliyor ve birdenbire çok kaliteli bir grup, işsiz kalıyor.Bunun için Philipp Schwartz önderdeliğinde İsviçre'de bir teşkilat kuruluyor ve işssiz kalan hocalar için dünyanın çeşitli yerlerinde iş aranmaya başlanıyor ve Atatürk'e müracaat ediyorlar.Atatürk, "Alanında en iyi olanları istiyorum." diyor ve Schwartz bir süre sonra bir liste ile Mustafa Kemal'in yanına geliyor. Burada diş hekimliği ile ilgili enterasan bir olay yaşanır.Atatürk'e teslim edilen listede büyük diş hekimi Alfred Kantorowicz'in üstü çizilmiş.Atatürk sebebini soruyor Schwartz, "Efendim, bu arkadaşımız diş hekimliği alanının en iyisidir, fakat ne yazık ki kendisi bir sosyal demokrattır.Şu anda Lichtenburg Konsantrasyon Kampındadır, bunu getiremeyiz.Reich Hükumeti bunu bize teslim etmez.Bu sebeple listenin ikinci sırasında olan arkadaşı size öneriyorum" diyor. Bunun üzerine Atatürk, "Sen onu bana bırak" anlamında bir şey söylüyor ve hemen Almanya'ya bir mektup yazılıyor.Profesör Kantorowicz isteniyor.Bu mektuba iki ay cevap gelmiyor.Schwartz zavallı, elindeki listeyle tekrar geliyor."Ekselans" diyor, "Zat-ı alinize arz ettim, vermezler bu adamı.Arzu ederseniz listenin ikinci sırasındaki arkadaşla irtibata geçelim." diyor.Atatürk, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'ı çağırıyor, "Hemen Rich Hükumetine bir nota çek" diyor."İki ay mektubumuza cevap verilmemesi Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti'ne kasıtlı bir hakaret midir?" 48 saat sonra Prefesör Kantoroviç serbest bırakılıyor ve İstanbul'a geliyor. Kantorowicz geliyor ve Türkiye'de diş hekimliğinin kurucusu oluyor.
İnsanlar delidir! Neyi niçin yaptıklarını bilmezler. Beyinlerinde bir diktatör vardır, onları hormonları yönetir ama bunun farkında olmazlar, kendi iradeleriyle davrandıklarını sanırlar.
Reklam
"Biz yenilirsek kalkar yine deneriz. Diktatör yenilirse sonları olur."
280 syf.
9/10 puan verdi
Peyami Safa'nın Attila'sı
Attila’nın adını ilk duyduğumda ortaokul birinci sınıfta idim. Avrupa Hunları’nın hakanı olduğunu ve barbar kavimleri sürerek Roma’ya kadar girdiğini biliyordum. Bir de ‘gerdek gecesinde burun kanamasından öldüğünü!’ Sonrasında epeyce bilgi sahibi olduysak da elbette bunların çoğu tevatürlere dayalı şeylerdi. Attila, ilk defa 1930’larda
Attila
AttilaPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2019908 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.