Şiddet ve adaletsizlik her toplumda mevcuttur. Komünist istibdadın özelliği ise kanunsuzluğun kanun ve düzen kılıfına bürünmüş olmasıydı. Bu ikiyüzlülük, genel bir kafa karışıklığına neden oluyordu. Bazı insanlar, bu gibi sistemler dahilinde neyin yalan neyin öğrenemeden yaşayıp ölürler. Saf bir şekilde basına, iktidara, resmî açıklamalara inanarak her daim yanılgı içerisinde, gayriihtiyari ve şuursuz bir şekilde yalanları ve zulmü destekleyerek yaşarlar. Bunun gibilerden sık sık insanı hayrete düşüren şu naif açıklamayı duyarsınız: “Ama gazeteler öyle yazmıştı." Diktatorya ve bu tür olan bitenden habersiz ve ahmaklaştırılmış kitleler, birbirlerini var eder ve beraber hareket ederler.
ATATÜRK’Ü EN İYİ ANLAMIŞ OLAN TEK ADAM: ‘‘Hasan-Âli Yücel’’
Atatürk’ün eğitim hamlesinin temel felsefesini ve amaçlarını en iyi anlamış tek bir kişi vardır; O kişi, Hasan-Âli Yücel olmuştur. Kafaca Atatürk’e en yakın isimdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en başarılı en idealist Milli Eğitim Bakanı, gerçek bir Türk Aydınlanmacısı
NEO-LİBERALİZME KISA BİR GİRİŞ VE HARVEY
‘’GERÇEĞİ DEĞİŞTİREBİLMEMİM İLK KOŞULU, ONU TANIMAMDIR.’’
Yayınlanma tarihi üzerinden on beş sene geçmesine rağmen güncelliğini koruyan ‘’Neoliberalizmin Kısa Tarihi’’, başarılı analitik yaklaşımlarıyla bildiğimiz Harvey’in mevcut ekonomik-politik sistemin ne denli kırılgan olduğunu örnekler üzerinden
Böyle olur güzel memkeketin Abdurrahman Çelebisi. Köpürtülür de köpürtülür bu bilmez, bilmediğini de bilmez, haddini de bilmez.
Hem solcu olup hem de köylüyü, cahil bırakılmışı, ezilmişi, çaresizi aşağılamaktan çekinmez. Kemalizm ile Sosyalizm karması bir diktatorya arzusu bile, seviyesi için iyi bir göstergedir.
Bir taraftan din değil
Bugünkü türk hükümeti elbette bir diktatorya hükümetidir. Çünkü egemen olan Türk burjuvazisi tamamen güçsüzdür ve gelişebilmek için emekçi halkı- ezmek zorundadır..
Hasan-Ali Yücel' in bir yazısında "acaba" hakkında söylediği şu ifadeleri kullanmıştı:
"Demokrasi mantığının ana prensibi şudur: 'Her fikirde hata ve sevap ihtimali vardır.' Eğer bu postülatı kabul etmezseniz demokrasi geometrisini kuramazsınız. Bu prensibi kabul edince ilk müşkül yenilmiş olur. Çünkü kendi davanızda, karşınızdakinin davası kadar hata ve sevap olacağına inanınca pek tabii olarak tartışmaya razı olursunuz. O zaman bir itiraz karşısında kalınca: -Acaba?!. dersiniz.
Bu 'Acaba?' yok mu, işte demokrasinin en değişmez remzi budur. Bütün diktatorya rejimleri 'Acabasızlar' rejimidirler."
Dominik Cumhuriyeti diktatorya tarihi ilginizi çekiyorsa okumaktan keyif alacağınız bir kitap. Kitabın popülaritesinin sebebinin yaşanılan bazı benzerlikler olduğunu düşünüyorum. Açıkçası okurken edebi anlamda çok keyif aldığımı söyleyemem ancak nerede yaşanırsa yaşansın maalesef trajik olaylar zinciri insanları okumaya itiyor. Karakterlerin fazlalığı ve latin isimlerinin karışıklığı biraz dikkatimi dağıttı okurken ancak bu tamamen benim adaptasyonumla alakalı idi.
Diktatörün de bakışına yer verilmesi bence yerinde olmuştu. Çünkü bir rejimi eleştirmek için o rejimi savunanları veya başındakileri ve onların bakış açılarını da yakından tanımak daha geniş bir objektiften bakmamızı sağlayacaktır.
Hiç romantizm yapmadan da şunu söyleyeyim; bu kadar bilinç üstü ve altı yönlendirmeye maruz kalırken, ruhumuzun özgürleşmesi için yaptıklarımız bile bir trende uyum sağlama çabası veya yönlendirilmeyken özgür bireyler olduğumuzdan bahsetmek mümkün mü?
Teke ŞenliğiMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 20201,053 okunma
Nazi işgaline uğrayan isimsiz kasabamız kömür madenlerinden dolayı önemli bir misyona sahiptir. Ancak özgürlüğüne düşkün yöre halkı bu işgali ve cebrî çalışma şartlarını benimsemeyecek ve bir direniş mücadelesi başlatacaklardır.
Nazi işgali döneminde yazılan ve el altından basılarak işgal topraklarında yayılan ve yankı uyandıran bu eser, olaylara işgal eden ve edilen iki tarafın gözüyle de olaya bakmaya çalışır ve bunu 110 sayfalık eserde başarır.
Işgal ve diktatörya rejimlerini eleştiren mükemmel altı çizilesi ve akıcı diliyle tek oturuşta okuyup bitirebileceğiniz harika bir Steinbeck eseri. Okuyun okutun efenim
Ay BatarkenJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20161,937 okunma
Onların tek bir lideri ve tek bir başı olduğu için hepimizi kendileri gibi zannediyorlar. Ama biz özgür insanlarız; kaç kişiysek o kadar başımız var ve ihtiyaç olduğunda aramızdan mantar gibi lider biter.