Çünkü özlemek bazen buzdan bir denize düşmek kadar serttir. Bazen çöl sıcaklığında bir yudum suya hasret kalmak gibidir. Lüzumsuz kalabalıkların içinde o en lazım kişiyi aramaktır, yalnızken tek bir yüze hasret kalmaktır..
Keşke tersine çalışan bir saat icat etmek kadar mümkün olsaydı zamanı tersine akıtmak, rakamların, yelkovanın ve akrebin yerini değiştirerek özlediğimiz sevdiklerimize geri dönmek...
Kavuşmak ve hep mutlu olmak insanoğlunun bencilliği değil de nedir? Sevdiği her şeye sahip olmak, onu elinde ve yanında tutmak hırsı , sizce ne kadar ilhamla ve yaratıcılıkla doldurabilir ki insanı ?