“… Daima bana zarar vermeye çalıştı. Bana zarar vericiliği olmayan tek bir söz söylediğini bile sanmıyorum.” “Zarar verme olasılığı.” “Teşekkür ederim, Bay Sıkıcı DilbilgiUzmanıoğlu.” “Dilbilgisi,” dedim. “Ah Tanrım, seni öldüreceğim!” Ama gülüyordu.
ÖNSÖZ: Argo ve Türkçede Argo Üzerine Genellemeler (I) ARGONUN TANIMLARI Belli başlı kaynaklar tarandığında, argo tanımlarında hem farklar, hem eksiklikler görülür. Bu, bilimin ve dilbilimin yaşama zaman zaman yetişemeyen soğukkanlılığından doğduğu gibi, – argonun zaten karmaşık olan yapısından, ele avuca sığmaz, değişken mi değişken
Reklam
392 syf.
2/10 puan verdi
Kitabın editörü kimse, buradan ona seslenmek istiyorum. Çeviriyi gözden geçirirken acaba hiç mi dikkat etmedi? Roman, imla hataları, anlatım bozuklukları ve dilbilgisi bozukluklarıyla dolu. Zaten roman yeterince sinir bozucu; bir de okurken bu tip şeylere takılmak insanı gerçekten de sinir ediyor. Bazen cümlenin başıyla sonunun alakası olmuyor. Bu da, çevirmenin hatası belli ki. Çok özensiz hazırlanmış bir kitap.
Kaçığın Kızı
Kaçığın KızıMegan Shepherd · Dex Yayınevi · 201371 okunma
Her ben, dolaylı bir şekilde bir seni anlatış, bir senden yakınıştır. Çünkü benim yerim seninle onun arasındadır. Ve o değildir bana yakın olan, sensin. Ben ben olsam dilbilgisi kitaplarındaki tekil şahıs zamirlerini şu sıraya göre düzenlerdim. Sen, ben, o! Başta sen gelir, çünkü ben diye bir şey yok sen olmadıkça. Her ben, ben’liğini sen’le anlar.
Başka türlü olamazmıydı?" Soru eki mi bitişik olmalı. Ayrı yazarsam gözüne batar. Scotland Yard’da filan mesleki görgü bilgi arttırma kurslarına katılmış, kendisine lazım olan İngilizce'yi iyi kötü kıvırmıştır Uluçmüdürüm. Ama Türkçesi zayıftı. Hem köküne kadar milliyetçidir bunlar, hem kendi dillerini bilmezler. Ayrı yazarsam cümlede bir tuhaflık olduğunu hissine kapılır. anlam yerini bulamayabilir. Eğer dilbilgisi sağlamsa (değildir ya) hoşlanmaz. Bu türden iktidarlı ilişkilerde kadınca marifetlerin dışında, kadının erkekten daha iyi bildiği hiçbir şey olmamlıdır. Olsa bile kadın asla belli etmemelidir. İktidar her yerdedir, her andadır. Sözcüğün içinde, anlamın kenarında, doğasında, dilbilgisinin ayrıntısındadır. (Tanrım deliriyorum).
"Her saniye başka bir gümüş ışık parlıyor: parantezler, ünlemler, virgüller - söylemesi çok zor sözcükler için ışıktan bir dilbilgisi kılavuzu."
Reklam
Romalı giysileri, deniz fenerleri... Bir an bütün ders kitaplarının sokakta yürüdüğünü düşündü. İşte şu adam cebinden para çıkarıyor, karşılığında kağıt mendil alıyor. Sosyal Bilgilerden çıkmış ikisi de. Konuşunca Dilbilgisi çıkıyor ortaya. Büfeci paranın gerisini adama veriyor: Bu da aritmetik. Bir kadın kızını elinden tutmuş sürüklüyor. Böyle kadınlar da var. Kız ise annesinden bir şey istemiş belli ki. Masal. İşte o istediği. Otobüsler tıklım tıklım dolu. İçlerindeki her insan ayrı kişi; ayrı özlemleri var hepsinin, roman olmuyor mu bu? Peki şiir ne? Bütün bunların hepsinin kendisinde uyandırdığı karışık ama güzel duygu mu yoksa?
Derdâ, eroinin deneme sürüşü dönemini yaşıyor ve önündeki kitaplardan okuduğu bütün dilbilgisi kurallarını aklında tutabiliyordu. Ancak eroinin deneme sürüşü biraz farklıydı. Bütün markalarda arabayı deneyip sonra da satın almadan kenara çekip inebilmek mümkündü. Ama eroin marka bir arabanın deneme sürüşü, ancak bir kazayla sonlanabiliyor ve içindeki hâlâ hayattaysa bir de o hurdayı satın alması gerekiyordu. Yani hayatta kalmanın bedelini ödemesi. Hayat boyu o hurdaya bir daha binmemek için çırpınmaktan ibaret bir bedel.
Sayfa 124
224 syf.
6/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Elimde ikinci baskısını tuttuğum kitap, 6 öyküden oluşmakta. Bu noktada uygun bir yere bir “İçindekiler” kısmı koyulmaması eksiklik gibi geldi. Şart değil elbet ama olsa daha iyi gibi. Kısa öykülerde özet vermek istemiyorum. En ufak, hatalı bir dokunuş benden sonra okuyacak olanın keyfini kaçırabiliyor. Koğuş 99 hariç diğer öykülerin, özellikle kadınlara daha kolay ulaşacağını tahmin ediyorum. Hikâyelerin romantizmi ve duygusallığı ile Meave Binchy’e benzettiğimi söyleyebilirim. Postiga’dan çıkan kitabın baskısı yine çok kaliteli. Ancak kozmetik reklâmlarından fırlamış ve öykülerden hiçbiri ile bağlantısını kuramadığım kapağı beğenmedim. Bunu yanında benim gibi dilbilgisi cahilinin bile dikkatini çekecek imla hataları var. Yazara “mutlaka bir kitabını daha okuyacağım” diye söz vermesem de “bundan sonraki kitaplarını takibe aldığımı, kapağı, tanıtım yazısı ve konusu ile dikkatimi çeken bir kitabı olursa mutlaka alıp okuyacağımı” söyleyebilirim. ucalisan.blogspot.com.tr/2015/12/akln-ku...
Aklın Kuşu Uçsun
Aklın Kuşu UçsunAyşenur Yazıcı · Postiga · 201412 okunma
Emir can, Öykünü çok beğendim. Maşaallah. Tanrı sana özel bir yetenek vermiş. Şimdi o yeteneği bilemek senin görevin, çünkü Tanrı'nın armağanı olan yetenekleri boşa harcayan biri, eşektir. Öykünü kusursuz bir dilbilgisi ve çok ilginç bir üslupla yazmışsın. Ama öykünün en etkileyici yanı, içindeki ironi. Bu sözcüğün anlamını belki de bilmiyorsun. Ama bir gün öğreneceksin.
Reklam
Faydalı Bilgi Hangi Bilgidir? Bir nahiv (dilbilgisi) âlimi gemiye binmişti. Sefer esnâsında ilmine mağrur bir şekilde gemici ile sohbete koyuldu. Gemiciye zaman zaman muhtelif suâller sordu ve muhâtabından her defasında “bilmiyorum” cevabını alınca da gemiciye karşı ilmiyle iftihâr etmek üzere: “–Yazık! Ömrünün yarısını câhilliğin yüzünden hebâ etmişsin.” diyerek onunla alay etti. Temiz kalpli gemicinin, bu küçük düşürücü davranışa gönlü kırıldı ise de olgunluk gösterip nahivciye cevap vermedi, sustu. Derken şiddetli bir fırtına çıktı ve gemiyi müthiş bir girdabın içine sürükledi. Herkesi büyük bir telâşın kapladığı o hengâmede gemici, nahivciye döndü ve: “–Ey üstad, yüzme bilir misin?” diye sordu. Nahivci, solmuş sararmış bir vaziyette titrek bir sesle kekeledi: “–Hayır, bilmem!..” dedi. Bunun üzerinde gemici, mahzun bir edâ ile şu mukâbelede bulundu: “–Nahiv bilmediğim için benim yarı ömrüm mahvolmuştu, öyleyse şimdi senin bütün ömrün mahvoldu. Zîrâ gemimizin bu girdaptan kurtulma imkânı yoktur. Ey nahivci, bu deryâda nahivden ziyâde yüzme ilminin daha faydalı ve zarûrî olduğunu bilmiyor muydunuz?..” Bu kıssadaki nahiv ilminden murâd, bütün dünyevî ve zâhirî ilimlerdir. Faydalı ilim ise, ihtiyâca cevap veren ilimdir. İnsanın en büyük ihtiyâcı, bedeniyle birlikte rûhunun da ebedî saâdetini temin etmektir. Bu da, Allah rızâsını kazanmaya bağlıdır. Allâh’ın rızâsı ise, kâmil îmanla birlikte sâlih amellerle elde edilebilir. osmannuritopbas.com/faydali-bilgi-h...