İştar adı Sâmi kökenli dillerin dışında Hint-Avrupa kökenli bütün dillere geçti: Astrum, astron, astre, ètoile, stella, estrella, star, stern, ester, sitâre...
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
Neredeyse hiçbir meslek kategorisinde sağlık elçileri doktorlar kadar çok sigara içen yüksek bir oran yok. Profesyonel düzen sağlayıcılar ailelerinde polis olmayanlara kıyasla iki kat daha fazla şiddete başvuruyor. Edebiyat eleştirmenlerinin en sefil romanları yazdıkları kesin. Ve evlilikleri danışanlarından daha kırılgan olan çift terapistleri neredeyse dillere destanlar.
“Çay eksperliği, çay fabrikası müdürlüğü, çay fabrikatörlüğü yapmıştı, biliyordu bu ilginç ve özel bitkinin her halini. Fakato bitki hiç gülmemişti yüzüne. O, çay’a hay ettikçe, vay gelmişti başına. Zihni Derin’in adını ve öyküsünü de ondan duymuştum ilk kez. Zihni Derin Çay Fabrikasında çalışıyordu o zamanlar. Bu destan rahmetli kardeşim Mucip
Ulu Toyon, Ay Toyon
Bir diğer adlarıyla
Gök Han ile Gök Tanrı
Ulu Toyon, Ay Toyon’un kızına
Işıklı Güneş’e âşıktır sırılsıklam
İster ki evdeş ola Güneş
Elçi etmiş atası Seçen’i
Uşak Aybey Mahallesinde oturur
Molla Ömer oğlu Nuri Bey’imiz.
Şeker gibi bir adam desek yeridir
Şeker üretmek tutkusu sarmış içini
İthal şekerin verdiği acıyı tattı tadalı.
Pancar tohumu getirtmiş Avrupa’dan
Ürettiği pancarı rendeleyip şerbet elde etmişti.
Bu şerbet, bir umut
Umut çünkü ondan
Pekmez, bulama ve köpük helva
Hezarfen demek bin fenli demek
Bin fenli uçmayı murad ederse
Bin feni bir olur uçurur onu.
Hezarfen’den yedi asır önce yaşamış bir Türk
Türkistan’ın Farab şehrinde doğan İmam İsmail Cevheri
Nişabur Camii’nin minaresinden atlayıp uçmayı denemiş
Ve bu denemenin bedelini canıyla ödemişti.
Cevheri’den 149 yıl sonra, yani 1159’da
Bu kez
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Şaman Tanrı’nın özel kuludur
Kuşkusuz bilirim bildiririm
Toplayan ve toparlayan
Bu şaman davuludur
Şaman gelir
Od gelir duman gelir
Körük sana kim üfürdü
Kim çekti seni taksim yaparak
Körük kim dellendirdi bu isyan ateşini
Suskunluk sarmalını kıran gezi gâzileri mi
Fidan-civan şehitleri mi
Orantısız gücün gözaltısını göze alanlar
Direniş diye diye gözden olanlar
Namusluyla namussuz
Paltosu bir batman gelirmiş Deli Halit Paşa’nın
Katlayıp attığında adam da devirirmiş.
Paltosu tılsımlıymış söylence olmuş.
Kurşunlar girer de çıkamazlarmış
Şamanca bir gösteri olarak silkince paltosunu
Onlarca yenik kurşun yerlere saçılırmış.
Deli Halit Paşa’da çifte tabanca
“Namuslu” dediği sağa takılı
Düşmana
Demek istiyorum ki halkımızın yazılı edebiyatı var. Örne-
ğin Yunus Emrenin şiirleri öldükten elli yıl sonra yazıya geç-
miştir. Battal Gazi Destanı yazılı bir destandır. Yazılı destanlar
üstüne çalışmalar yapılırsa ne kadar çok dilimizin yardımcısı
olduğunu görürüz. Kürt dilinin de yazılı edebiyatı vardır. Bun-
dan dolayı da Kürt diline kimsecikler bir şey yapamaz. Dillere
kötülük yapmaya çalışanların çabaları havada kalı