Cazim Bey bu kitabında günümüzde de destan yazılabileceğini gözler önüne sermiş. Türkçenin temel özelliği olan şiirsel anlatım ile otuza yakın karakter ile destan yazmış. Bu tarzı sevenler için oldukça güzel bir kitap.
"Yaşar Kemal Okumayan Kalmasın Vakfı" kurucu üyesi
Enes Tuncer sayesinde okuduğum bu kitaba inceleme yazmamak mümkün değil. :)
Böylesine güzel bir yazı diline sahip olmak, her daim ezilen kesimin sesi olmak, yarattığı eserlerle çoğu kez başı derde girmiş dahi olsa da asla ideallerinden vazgeçmemek her
İNCE MEMED: HAKLI İSYANIYLA BÜTÜN MECBUR İNSANLARIN İDOLÜ OLAN EŞKIYA! II. Adnan Menderes hükümeti görevde. Mecliste sert tartışmalar sürüyor. CHP'nin İstanbul şubesi mühürleniyor. Dünyada ve Türkiye'de tarih, sessizce kendini yazıyor.Avrupa Birliği'nin 4 ay içinde kurulacağı haberleri çıkıyor. 1953 Nobel Edebiyat Ödülü İngiltere Başbakanı Winston
Demek istiyorum ki halkımızın yazılı edebiyatı var. Örne-
ğin Yunus Emrenin şiirleri öldükten elli yıl sonra yazıya geç-
miştir. Battal Gazi Destanı yazılı bir destandır. Yazılı destanlar
üstüne çalışmalar yapılırsa ne kadar çok dilimizin yardımcısı
olduğunu görürüz. Kürt dilinin de yazılı edebiyatı vardır. Bun-
dan dolayı da Kürt diline kimsecikler bir şey yapamaz. Dillere
kötülük yapmaya çalışanların çabaları havada kalı
Aşkın bilgisi olmaz, hakikati olur. Aşkın hakikatini de insan kalbinde keşfeder. Akleden kalpler keşfedicidir,’’ diyen yazar, seni sana hatırlayan ve hatırlatan kitabı ile kalplerinizi gerçek olan manaya açacaktır. Öyle bir açacaktır ki; gönülden gözlere yol olacaktır gözyaşları bu sevda hikâyesinde. Asıl sevdanın ‘’bir’’ olana olduğunu
Namusluyla namussuz
Paltosu bir batman gelirmiş Deli Halit Paşa’nın
Katlayıp attığında adam da devirirmiş.
Paltosu tılsımlıymış söylence olmuş.
Kurşunlar girer de çıkamazlarmış
Şamanca bir gösteri olarak silkince paltosunu
Onlarca yenik kurşun yerlere saçılırmış.
Deli Halit Paşa’da çifte tabanca
“Namuslu” dediği sağa takılı
Düşmana
Körük sana kim üfürdü
Kim çekti seni taksim yaparak
Körük kim dellendirdi bu isyan ateşini
Suskunluk sarmalını kıran gezi gâzileri mi
Fidan-civan şehitleri mi
Orantısız gücün gözaltısını göze alanlar
Direniş diye diye gözden olanlar
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Şaman Tanrı’nın özel kuludur
Kuşkusuz bilirim bildiririm
Toplayan ve toparlayan
Bu şaman davuludur
Şaman gelir
Od gelir duman gelir
Hezarfen demek bin fenli demek
Bin fenli uçmayı murad ederse
Bin feni bir olur uçurur onu.
Hezarfen’den yedi asır önce yaşamış bir Türk
Türkistan’ın Farab şehrinde doğan İmam İsmail Cevheri
Nişabur Camii’nin minaresinden atlayıp uçmayı denemiş
Ve bu denemenin bedelini canıyla ödemişti.
Cevheri’den 149 yıl sonra, yani 1159’da
Bu kez
Uşak Aybey Mahallesinde oturur
Molla Ömer oğlu Nuri Bey’imiz.
Şeker gibi bir adam desek yeridir
Şeker üretmek tutkusu sarmış içini
İthal şekerin verdiği acıyı tattı tadalı.
Pancar tohumu getirtmiş Avrupa’dan
Ürettiği pancarı rendeleyip şerbet elde etmişti.
Bu şerbet, bir umut
Umut çünkü ondan
Pekmez, bulama ve köpük helva
Ulu Toyon, Ay Toyon
Bir diğer adlarıyla
Gök Han ile Gök Tanrı
Ulu Toyon, Ay Toyon’un kızına
Işıklı Güneş’e âşıktır sırılsıklam
İster ki evdeş ola Güneş
Elçi etmiş atası Seçen’i