"Topla gül goncalarını toplayabilirken," diye tekrarladı Keating. "Bu fikrin Latincedeki karşılığı Carpe Diem'dir. Bunun ne anlama geldiğini bilen var mı?
"Carpe Diem," dedi Lâtince alimi Meeks, "Anı yaşa."
"Çok güzel Bay Meeks."
"Anı yaşa," diye tekrarladı Keating. "Şair neden bu dizeleri yazmış acaba?"
"Acelesi olduğundan mı?" dedi öğrencilerden biri. Diğerleri gülüştüler.
"Hayır, hayır, hayır! Solucan yemi olduğumuzdan, çocuklar!" diye bağırdı Keating. "Hepimiz sınırlı sayıda ilkbahar, yaz ve sonbahar yaşayacağız da ondan. Bir gün inanması zor olsa da, hepimiz nefes alıp vermez olacak, soğuyacak ve öleceğiz!"
"Çoğu hayatlarını biraz olsun kendi kapasitelerine uygun hâle getirmeden önce iş işten geçene kadar beklemedi mi? Başarının o yüce tanrısallığını kovalarken gençlik hayallerini heba etmedi mi? Bu adamların çoğu şimdi nergis gübresi! Yine de biraz daha yaklaşırsanız fısıldadıklarını duyabilirsiniz çocuklar? Hadi," dedi, "eğilin. Hadisenize. Duydunuz mu?" Çocuklardan çıt çıkmıyordu, bazıları çekine çekine fotoğraflara doğru eğildi. "Carpe Diem," diye fısıldadı Keating. "Anı yaşayın. Hayatlarınızı olağanüstü kılın."
"Topla gül goncalarını toplayabilirken" diye tekrarladı Keating. "Bu duygu için kullanılan Latince terim Carpe Diem 'dir. Herkes bunun anlamını biliyor mu?" "Carpe Diem" dedi, Latince'de çok başarılı olan Meeks:
"günü yaşa demektir."