Yüzyılımız sefahat âleminde yitip gitmiş yaşlı bir sultanı andırıyor! "Uygarlık konusundaki bakış açımızı özetleyelim," diyordu bir bilim adamı, bir heykeltıraşın eğitimi konusuyla ilgili tartışmayı insanlığın ilk günlerine ve ilkel toplumlara kadar götürerek. "Ulusların oluşumunda kaba kuvvet önemli bir rol oynadı; ardından toplulukların gelişimiyle, yönetici sınıflar ellerinden geldiğince bu ilkel gücü parçalamaya giriştiler. İlkçağda iktidar din adamlarının elindeydi, rahibin bir elinde buhurdanlık, bir elinde kılıç vardı. Daha sonraları güç ruhban sınıfı ve kral arasında paylaşıldı. Günümüzde uygarlığın son aşamasına ulaşan toplumumuz gücü sanayi, düşünce, para ve sözcükler arasında bölüştürdü. Tek bir elde toplanmayan iktidar hiç durmadan, önünde çıkar dışında bir engel bulunmayan toplumsal çözülmeye doğru ilerliyor. Artık dinden ya da kaba kuvvetten değil, aklımızdan destek alıyoruz. Kılıç kitabın, eylem tartışmanın yerini alabilir mi? İşte sorun burada.
Sayfa 55
86 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bu kitap öncelikle herkesin okuduğu ve benim merek ettiğim kitaplar arasında yer almaktaydı. Ve iyi ki okudum. Eser konu olarak benzer altı hikayeden oluşmakta: "İnsan Neyle Yaşar?", “Kıvılcımı Söndürmeyen Ateşi Zapt Edemez”, “ Mum “, Kızlar Büyüklerden Akıllıymış”, “ İnsana çok toprak gerekir mi ? “, ve "İlyas”. Kitapta yer alan
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019192.4k okunma
Reklam
Eskiden bu hem insanlığa hem de bireylere seslenilen "memento mori", sürekli acı veren bir dikendi veadeta ortaçağ bilgisinin ve bilincinin doruk noktasıydı. Yeni çağın bu sözün karşısına çıkarttığı "memento vivere*" sözü ise açık konuşmak gerekirse, henüz oldukça boğuk çınlıyor tam gırtlaktan gelmiyor ve adeta samimi olmayan bir yanı var. Çünkü insanlık hala memeoto mori'ye sıkı sıkıya bağlı duruyor ve bunu da evrensel tarihsel gereksinimiyle ele ve riyor: bilgi, en güçlü kanat çırpışlarına karşın henüz özgürlüğe uçamadı, derin bir umutsuzluk duygusu kaldı geride ve şimdi tüm yüksek eğitimi ve kültürü iç sıkıntısıyla kararta o tarihsel renge büründü. Bir insanın yaşarnındaki saatierin tümü içinde en sonuncusunu en önemlisi kabul eden, genel olarak dünyadaki yaşamın sona ereceği kehanetinde bulu nan ve tüm yaşayanları, tragedyanın beşinci perdesinde ya şamaya mahkum eden bir din elbette en derin ve en soylu kuvvetleri heyecanlandırır, fakat her türlü yeni-yetiştirmeye, cesurca-denemeye, özgürce-arzulamaya karşıdır; bilinmeye ne doğru yapılan her uçuşa karşı çıkar, çünkü sevdiği, umut ettiği bir şey yoktur orada: oluşum halinde olanın ortaya çıkmasına ancak istemeye istemeye izin verir: onu, zama nı geldiğinde var olmaya ayartan olarak, varoluşun değe ri hakkında yalan söyleyen olarak bir kenara itmek ya da feda etmek üzere. *Memento mori (Lat.): Ölümü anımsa; Memento vivere (Lat): Yaşamayı anımsa. (ç.n.)
Sayfa 60
Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşama vedası sonrası devrimin yarım kalması devrime sahip çıkacak insan yetiştirme zaafı olan din eğitimi ve öğretimi ihanetidir. Yetmiş beş yılda toplum bugün Osmanlı imparatorluğu döneminde olduğu gibi bir tebaya dönüşmüştür. Tebaya ise sömürgeci ve Türk olmayan sınıflara hizmet eden bir esaret layık görülmüştür. Mobbing Bank Türk Fırtınası buna itirazı yükselten ve bugün bu sömürü düzeni ekonomisinin sürdürülebilir bir tarafının kalmadığını insanlığa çok net ifade etmiştir. Önder Karaçay
tespitini uydurduğu yerine (gtüne) soktuğum adamı.. -13
Kadın, en eski çağlara kadar uzanır. Saçlarına tepeden bir topuz yapmıştır. Postacıya kapıyı açan, çorapların söküklerini diken ve çocuklara din eğitimi veren odur. Kadın, esas olarak bir saç topuzundan ve bir el çantasından ibarettir. Erkekle farkını belirleyen el çantasıdır. -Alexandre Vialatte
Rehberlik Tesellisi
Etrafımızdaki musibetzedelerin hallerini anlamak her zaman mümkün olmayabilir. Ramazan ayında oruçlu olduğumu vakitlerde yoksulların çektiği açlığı hissettiğimiz gibi, etrafimndaki dertlilerin gerçek durumlarını da, dertli olduğumuz zamanlarda anlayabiliriz. İşte musibetler bir yandan bize rehberlik eğitimi vermekte, diğer yandan aldığımız eğitimin başkalarının istifadesine sunulmasına vesile olmaktadır. Kim bilir, şimdilerde dünyada sadece başkalarını anlayabilsin veya başkalarını teselli edebilsin diye musibet altında olan kaç insan vardır. İnsanları teselli etmek büyük bir fazilettir.
Reklam
Vahiy yazılınca ‘mushaf’, okununca ‘Kur’an’ , anlaşılınca ‘Beyan’ , yaşanınca ‘İnsan olur’.
Sayfa 115Kitabı okudu
Müzmin bir ateist yetiştirmek istiyorsan, ona katı bir din eğitimi ver.
Keza günümüzde “özgüven” diye tarif edilen kavramın özü de yaratıcıya tutunma becerisinde yatar çünkü özünü verene güvenen kişi, özüne de güvenir.
Türk Fırtınası diyor ki;
Din ticareti yapanlar da ve satın alma gücü para ile tefecilik yapanlar da ulus ve yurt sevgisi yoktur. Bu sebeple bir ulus için en büyük tehdit din ve para ticareti yapanlardır. Çünkü her iki zihniyeti de yayılmacı ve sömürgeci emperyalizm kullanır. Yarım kalan Türk insanlık devriminin sebebi feodal toprak ağalarının para ağası olarak yönetime medya desteği ile getirilen dinci ve kinci siyasi ideoloji aracılığıyla din düzeyi eğitimi ile toplumun cehalete kurban edilmiş olmasıdır. Önder Karaçay
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.