Ey Allah'ım beni Sen'den ayırma
Beni Sen'in Cemalinden ayırma
Seni sevmek benim dinim imanım
İlahî dîn îmândan ayırma
Balığın canı su içre diridir
İlahî balığı gölden ayırma
Ey huzura kavuşmuş insan!
Sen O 'ndan hoşnut O 'da senden hoşnut olarak Rabbine dön...
[ Fecr 89 ]
Aziz usta devr'in daim olsun 🌹
""Kuleli ve Harp Okulunu birincilikle bitirdi.Bir matematik dehasıydı""...
AZİZ NESİN
Aziz Nesin 11 yaşında hafızdı, kuran'ı ezbere biliyordu ve sağlam bir din eğitimi almıştı...
1935'de kuleli askeri lisesini, 1937'de Ankara'da harp okulunu bitirip asteğmen oldu, üsteğmen rütbesindeyken "görev ve yetkisini kötüye kullandığı.."suçlamasıyla askerlikten uzaklaştırıldı... Çünkü ordu malzemesini ihtiyacı olan bir köylüye vermişti.
12 Ağustos 1947'de 10 ay ağır hapis ve 3 ay 10 gün de bursa'da "emniyet-i umumiye nezareti" altında bulundurulma cezasına çarptırıldı...
Çok aç kaldı, hatta Bursa'ya sürgüne gönderildiğinde geceleri çöp karıştırıp sebze meyve bulmaya çalıştığı zamanlar bile oldu, bir zaman geldi dünyanın en çok kazanan yazarları arasına girdi...Hiç çalmadı, hiç arabası olmadı...
Şehirde bir minibüs ya da bir belediye otobüsünde görebilirdiniz onu...
Yaşadığı süre içerisinde yüzlerce çocuğa; yeme, içme, barınma, giyinme, okuma vs. tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde baktı...
Yazdığı kitaplar sayesinde, devletten hiç destek almadan bir vakıf kurdu ve o vakıf halen devam etmekte. oğlunun gemisi ya da yalısı yoktur...
Yetiştirdiği çocuklara hiç bir şekilde tacizde bulunmamıştır, mezarı vakfın bahçesindedir...Üstünde çocuklar oynasın diye yeri belli değildir...
Ahlaken bitmiş insanların bu anlatılanları anlama olasılığı da yoktur...
Usta hikâyeci, şair ve çağdaş mizahın öncülerinden olan Aziz Nesin'i saygıyla anıyorum.
ALINTI
Kız evlat
“Lâ yekün li ehadiküm selâse benât ev selâse ehavât fe ahsene ileyhinne illa delahe'l cenneh" "İçinizden hiçbir kimse yoktur ki, üç kızı yahut üç kız kardeşi olup da onlara hüsn ile davrandığı takdirde cennete girecek olmasın.” Kız evlatlarınıza olan iyiliğiniz sizi cennete yerleştiriyor. Başka bir hadiste buyuruluyor ki; "Lem ya'idna" "Onu canlı canlı gömmedi" Tamam, elhamdulillah bunu yapmadı, "Ve lem yu'sir veledehû aleyha" "Ve erkek evladını kız evladına üstün tutmadı"; işte bu insana cennet ikram ediliyor. Kızını oğlu ile kıyas etmiyor. Bir kızım olsun diye düşünmemişti. "Ah be, keşke bir oğlum olsaydı abi. Cidden bir oğlum olur diye bekliyordum. Ne yapacağız şimdi? Ailem için o kadar büyük bir yük ki bu. Şimdi onun eğitimi için para harcayacağım, bana geri ödeyemeyecek bile. Bir işe sahip olup aile geçindiremeyecek bile. Evlenince de gidip elalemin ailesi olacak artık. Üstüne üstük düğün masraflarını da biz ödeyeceğiz! Düşünebiliyor musun, tüm masrafları!" Oğlunu üstün tutuyor yahut bir oğlu olsun istiyor. Salt bu mentaliteye sahip olmak bile sizi cennete girmekten alıkoyabilir.
Sayfa 155 - Timaş Yayınları - 8. BaskıKitabı okudu
Kant, din ve ahlakın birleştirilmemesinin büyük bir eksiklik oluşturacağını söyler. Ona göre ahlakı içermeyen bir din hurafeden ibaret olup hiçbir işe yaramaz. Kant'a göre ibadetler iyi işler yapınek için hazırlık sürecidir, sürekli ibadet sürekli taze güç ve cesaret kazandırır. Bu güç ve cesaret ile de yeni ve iyi eylemlere gırişilir. Bu anlamda eğitim dini eğitimi de içermelidir. Din ve ibadetin bu kopmaz bağlantısından dolayı çocuklara küçük yaşlardam itibaren dini eğitim verilmeye başlanmalıdır. Çünkü geç yaşta başlanan bir din eğitimi dine karşı kayıtsız kalmayı ya da dinle ilgili yanlış fikirler benimseme riskini doğurur.18
Sayfa 175Kitabı okudu
Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El YazılarıMustafa Kemal Atatürk · Türk Tarih Kurumu · 2020773 okunma