Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
insan nefsinin asaletini, özünü ve ilahi yönünü göremeyen, biyolojik yönelimli Batılı psikiyatristler nedeniyle, binlerce senedir "muhabbet" adı altında tanımlanan in­san ilişkileri "bozulacak" ve "nesne ilişkileri " haline dönüşecekti ! ..
Sayfa 41 - KaknüsKitabı okudu
Mad­di dünyayı kavramada kullanılan metotlara başvurarak "ruh" gi­bi farklı boyuttaki bir oluşumun kavranması ne kadar mümkün­dür? Psikoloji bilimi, bilimsellik adı altında, temas etti­ğimiz spekülasyonlar ile insanı ne denli anlayabilmiştir? ..
Sayfa 41 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
Jung'un arketip kavramı (toplumsal bilinçdışı), İbn Arabi'nin (k.s) ayan-ı sabite kavramıyla kısmen benzerlik gös­terse de, ayan-ı sabite kavramı daha kutsi ve aşkındır. ..
Sayfa 36 - KaknüsKitabı okudu
Freud'un bilinçdışı kavramı, karanlık güçlerin hüküm sürdüğü kötü ve kaotik bir yapıdayken; Jung'un bilinçdışında, insanın ge­lişimini dostça destekleyen figürler öne çıkıyordu! ..
Sayfa 35 - KaknüsKitabı okudu
Jung'un adım attığı bu yeni alan, insan nefsinin maneviyat ve psikoloji arasındaki ulvi boyutuydu. Tasavvufi açıdan Jung'un benlik tanımıyla en iyi örtü­şen kavramın nefs-i mutmainne olduğu söylenebilir. ..
Sayfa 35 - KaknüsKitabı okudu
Freud ve jung, 19. yüzyıl Avrupası romantik akımının tem­silcileriydi fakat iki psikiyatrist arasında bariz farklılıklar söz ko­nusuydu. Freud pozitivizm, indirgeyici bilimsellik ve Darvinizmden etkilenirken, Jung bu yaklaşımları kabul etmeyerek psikiyatrinin saf kaynaklarına, yani romantizm ve tabiat fel­sefesine geri dönmek niyetindeydi.
Sayfa 34 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
Jung psikolojisi ileriki yıllarda bazı yandaşları tarafından, neredeyse yeni bir di­nin doğuşu olarak telakki edilecekti. Zaten bu tabir, sağlığında bizzat Jung tarafından kullanılmıştı.
Sayfa 34 - KaknüsKitabı okudu
Batı, özellikle "ilk gü­nah" Hristiyan dogmasının tesiri ile bir türlü insanın asli yapısını müşahede edemiyor, İslami terminolojide "eşref-i mahlûkat", yani "yaratılmışların en hayırlısı" olarak bilinen Hz. İnsanı, nefs binasının alt katlarına bakılarak tanımlanmaya çalışılıyordu. ..
Sayfa 33 - KaknüsKitabı okudu
Başta Adler ve Jung olmak üze­re ilk psikanalistler, sonraları ise neo-psikanalitik ekoller, hüma­nistler ve varoluşçular, insanın hakikatini, yani asli yapısını farklı bakış açılarından bulmaya çalıştılar. Bu ekollerin ortak düsturu, "biz aslında Freud tarafından tanımlanan, içinde karanlık güçlerin hüküm sürdüğü, o zavallı insan değiliz" idi.
Sayfa 32 - KaknüsKitabı okudu
Elbette ki Nietzsche, nefs-i kamileye ulaşmak için aşılması gereken daha birçok basamak olduğundan habersizdir. Belki her şeyden önemlisi, insanın bu latif yolculuğunun sistematik bir ilahi eğitim gerektirmesidir. Bu kitapsız, Kur'ansız, rehbersiz arayış, ne yazık ki Nietzsche gibi bir dehayı, 45 yaşında ölünceye kadar hiç çıkamayacağı bir psikoza kadar sürüklemiştir.
Sayfa 31 - KaknüsKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.