"Sara nöbeti eğer şakak lobundaki (temporal lob) belirli bir noktada odaklanıyorsa kişi motor nöbetler geçirmeyecek, daha üstü kapalı bir deneyim yaşayacaktır. Bir tür bilişsel nöbet olarak tanımlanabilecek bu etki, kişilik değişimleri, aşırı dinsellik (din saplantısı ve din konusunda kendinden aşırı emin olma), hipergrafi (genellikle de din
Sayfa 211 - DomingoKitabı okudu
Bernard Shaw
Bilgisizliğin yarattığı boşluğa yerleştirilen vahşi inançlarla oluşturulan yöntemler: Kurban vermeler, öç almalar, din ve fetih savaşları, tarih adı verilen yalanlar, yüceltilen kaba cinsellik ve aslında bir köpek kadar uysal, öğrenmeye istekli, dostluğa meraklı insanları en korkunç ve acımasız bir yaratığa dönüştüren o serüven denilen kavgacılık... Ve buna, insan doğası diyorlar! Oysa, hiç de doğal değil bunlar: Gerçek insan doğası sürekli çatışma içinde bunlarla; daha çok kan dökmek için koparılan tüm yaygaraya karşın, insanlar adalet, merhamet, birlik, barış için sesleniyorlar ve sözde bunlar adına yapılan onca kötülük karşısında bile; büsbütün susturulamıyorlar.
Reklam
Güvensizliği kabul etmeyen saf yürekli bir insan tanıdım. Barışçıydı, özgürlükçüydü, tüm insanlığı ve hayvanları aynı sevgi ile seviyordu. Seçkin bir ruh, evet, bu kesin. Avrupa'da, son din savaşları sırasında köye çekilmişti. Evinin eşiğine şöyle yazmıştı: ''Nereden gelirseniz gelin, hoşgeldiniz, buyurun içeri!'' Sizce kim yanıt verir bu güzel davete? Milis askerleri! İçeri girerler evlerine girer gibi ve bağırsaklarını deşerler adamın.
"Hayvan aç kalınca öldürür, insan ise ülküsü için, bir düşünceye inandığı için. Nedir bu düşünceler? Akılsızca, budalaca şeyler! Din yaymak için yapılan savaşları düşün.İspanyollar Güney Amerika'da on binlerce İnka'yı öldürürken, Katolik dinini yayacağız, diyorlardı. Stalin yirmi beş milyon insanı öldürtürken, komünizm güçlensin istiyordu. Hitler altı milyon Musevi'yi gaz odalarında zehirletirken, sadece benim ırkım,diyordu. George bütün bunlar akılsızlık ve budalalıktan başka nedir? Hiçbiri başarıya ulaşmamış,sadece milyonlarca insan ölmüştür.Tarihte insan öldürmekle hiçbir zaman başarıya ulaşılmamıştır! Aksine, Katolik dini dünyada etkisini yitirmeye başlamış, tarihin en büyük savaşında elli beş milyon insan hayatını kaybetmesine rağmen Almanya parçalanmış,Hitler ölmüştür. Stalin'e gelince. Yirmi beş milyon insanın ölmesi ne komünizme,ne de Stalin'e yaramıştır. İnsan öldürmek hiçbir zaman, hiç kimsenin işine yaramamıştır! İnsanlar hemcinslerini öldürmekle sadece budalalık yapmıştır..."
Sayfa 173Kitabı okudu
Belli bir dini kabul etmek ve rakiplerini yasaklamakta doğrudan belirleyici olan, o dini benimseyen toplumsal güçlerin üstün dünyevi iktidarıdır. Hristiyanlığın Roma İmparatorluğundaki gücü, Constantine ordusunun Maxenius karşısındaki zaferiyle sağlanmıştı. İslamiyet daha sonra muzaffer Arap kılıcıyla yayılmıştı. Semavi ve dünyevi iktidar arasındaki bu sıkı bağlantı, Kıta Avrupası'ndaki din savaşları çağının şu ünlü deyişiyle çarpıcı biçimde ifade edilmişti: eius religio cuius regio, 'kim ki yönetir, dini de o belirler.'
6
"Fyodor Dostoyevski, insanın ancak acı çekerek olgunlaşacağını söyler. Bu açıdan bakınca İstanbul'un benim hayatımda çok önemli bir yeri var. Çünkü ben bu şehirde olgunlaştım." "Ama ben size geçmişten değil bügünden bahsetmek için geldim. O zamanın dünyasıyla bugünün dünyası ayrı, ama temelde hep aynı sorunlar varlığını koruyor.
Sayfa 56 - -Maksimilian WagnerKitabı okudu
Reklam
988 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.