İlerleme mantığı biraz tehlikeli bir mantık. İlerleme mantığına bir kez inandığın zaman, geçmişte var olan her şeyi reddediyorsun ve bu arada geleneği de reddetmiş oluyorsun. Eğer insanlık tarihinde daha ileri bir aşamaya geçmişsek, o zaman geçmişteki hiçbir şeyin anlamı yoktur. Dahası eski olan her şey kötüdür, yeni olan her şey de iyidir. İşte modernler, Avrupa'nın modernleri bunu yaptılar, 18. yüzyılda ve kendi geleneklerini reddettiler. Kendi gelenekleri derken, kendi gelenekleri dediğimiz şey din geleneği. Kendi Ortaçağlarından kurtulmak istedikleri için özellikle Katolik geleneğini reddettiler. Bir önceki geleneğin kültürüne; mitoloji çağına yani eski Grek kültürüne yaslanmak istediler. İşte eski uygarlıklar dediğimiz uygarlıklara. Zira onların dinle büyük sorunları vardı. Çünkü tam da modernleşmenin eşiğine geldiği zaman Avrupa din savaşları yaşadı ve bu din savaşları onların Ortaçağa bakışını değiştirdi. Kendi dini geleneklerinden nefret ettiler ve onu bir biçimde yorumladılar. Dolayısıyla bu arada geleneği de reddettiler.
Sayfa 144Kitabı okudu
İslami İktisada İhtida Edişim
Tarik el DİVANİ
(...)Finans sistemi hakkındaki rahatsız edici kuşkularıma rağmen, The City'ye bakışımı en nihayetinde değiştiren şey, süreçte karşılaştığım davranışlar ve değerler oldu. Bunlar şüphesiz beni yıprattı, ama her insanın hayatta iki yoldan birini tercih etmeye mecbur kaldığı bir an gelir. Ben müşterilere insan gibi davranmaya çalışırken herkes onlara av muamelesi yapıyordu. Para Tanrı haline gelmişti, fakat ben şu sorularıma cevap arıyordum:
“Tanrı kimdir? Benden ne bekler?” Alım-satım işleri sırasında bu türden laflar ölümden bahsetmek gibi bir şeydi. Meslektaşlarım sessizliğe gömülürdü. Daha da kötüsü, bizi bir daha aramamalarına sebep olurdu bu laflar.
Ağacın zirvesindeyken istifa etmek The City'de neredeyse hiç duyulmamış bir şeydi; İslami finans alanında ilerlemek için bunu yapmak ise meslektaşlarım açısından neredeyse gülünesi bir hareketti. Benim için bu geçiş, aradığım ahlakı ve faydayı sunuyordu. Diğerleri içinse bu, dinin finans bilimine kabul edilemez müdahalesini temsil ediyordu. Özellikle ortodoks iktisatçılar bu noktayı vurgulamayı çok severdi. Onlara göre din değer yargılarıyla yüklüydü, iktisatçılarsa nesnel bir bakışla yeryüzündeki gerçeklerle ilgilenirdi.
Krallar yalnızca savaşları düşünürler
"Krallar yalnızca savaşları düşünürler... İş, yeni ülkeler kazanmaya geldi mi, bütün yollar mubah olur onlar için: Din, iman, merhamet ve akıl dinlemezler;
ne günaha girmekten çekinirler ne kan dökmekten... Buna karşılık, kazandıkları memleket/erin halklarını yönetmekle de pek uğraşmazlar." Thomas More
Sayfa 9 - Türkçe giriş yazısından: Özcan SapanKitabı okudu
