GÜNÜMÜZÜN ABDİ AĞALARI VE İCE MEMED'LE İLGİLİ BİR İNCELEME
İnce Memed'in ilk cildi İsmail Cem'in genel müdürlüğü döneminde TRT'de radyo tiyatrosu olarak oynamış, ben de hiçbir bölümünü kaçırmadan dinlemiştim.
Biz bu hikayelerin, bu ağalık düzeninin yabancısı değiliz. Zira büyüklerimizden bu hikayeleri dinleyerek büyüdük.
Yaşar Kemal bu romanında aslında bu toprakların ve Anadolu insanın bin yıllık hikayesini anlatıyor.
Bu toprkalarda bin yıldır insanlar başı sıkışınca devleti yıldır devleti, devletin şefkatli eli ve adaletini hiçbir dönemde yanlarında bulmamaşlardır.
Devlet için onlar ucuz asker ve sonsuz bir sömürü kaynağı olmaktan öteye bir anlam ifade etmiyordu.
O sebeple de Anadolu insanı bütün zamanlarda kendi yöntemleriyle kendi başının çaresine bakmak zorunda kalmıştır.
İnce Memed ve köylüleri bu günleri görselerdi, bize ve ülkemize acır, kendilerini şanslı sayarlardı.
Zira, günümüzün Abdi Ağalarına sadece beş köye sahip olmak, o köylerin insanına zulmetmek, soymak, sömürmek onlara yetmiyor.
Şimsi çok daha organize şekilde ülkeye hakim oldular ve üstelik dış destekçileri de var.
Şimdililik bu kadar...
Diğer ciltlerde buluşmak umuduyla.
Okuyarak kalın.
Karıncalar Fil Olursa
Yaşar Kemal çoğu eserinde sömürü düzenini eleştirmiştir. Emek sömürüsü ile geçinen sermaye sınıfının işçi üzerindeki acımasız ve haksız tutumlarını muhteşem bir lirizm içerisinde aktarmıştır.
Filler Sultanı ve Kırmızı Sakallı Topal Karınca romanında da aslında aynı konuyu işliyor fakat bu defa bunu bir fabl, bir masal havasında sunuyor
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710.6k okunma
Medeniyet Çıkmazından Çıkma Girişimi
İncelemeye başlamadan evvel Teoman Duralı’nın alternatif çağ dönemlendirmesini (syf. 63) serimlemek yerinde olacaktır. Bu dönemlendirmeye göre Eski Çağ, M.Ö. yedinci yüzyılda Ege Medeniyetindeki felsefe-bilimin doğuşu ile başlar. Ardından Orta Çağ gelir ve Orta Çağ da milatta, evrensel vahdet-vahiy dini olan Hıristiyanlık ile başlar. Yeni Çağ ise
Mülksüzler
Spoiler içerir.
Kendimce cok gec kaldıgım bır ozet, aslında bıraz da cesaret edemedıgım ıcın, hakkını verıp verememek konusunda. Kıtap o kadar guzel o kadar yogun kı, ıkıncı ucuncu okuma yapılması gerekıyor dıye dusunuyorum. 1984 ve Cesur Yeni Dunya'dan sonra bır kez daha, 1900lerde yazılmıs olmalarına ragmen, ınsanların ya da kurulan
Horacio Castellanos Moya, Honduras’ta doğmuş, El Salvador’da büyümüş bir yazar. Yılanlarla Dans adlı kısa romanında da uzun yıllar yaşadığı, tüm diğer Latin Amerika ülkeleri gibi sömürü, iç savaş ve toplumsal yozlaşmadan nasibini almış El Salvador’da geçen bir hikaye anlatıyor. İşsiz bir sosyoloji mezunu gencin, sokakta, arabasının içinde kendine birkaç yılanla beraber bir hayat kurmuş bir evsizle yolunun kesişmesiyle başlıyor hikaye. Sonrasında da olaylar baş döndürücü bir hızda gerçekleşiyor ve bir yandan büyülü gerçekçilikle harmanlanmış, harika bir polisiye okurken diğer yandan uyuşturucu ticaretinden, devletin kokuşmuş kurumlarına, politikacılardan onların maşası olmuş medyaya, tüm aksaklıkların muhteşem bir kara mizahla eleştirisini okuyorsunuz. Tüm bunlar kurgu içine öyle güzel yerleştirilmiş ki kitap akıp gidiyor, tempo hiç düşmüyor, her sayfayı merakla çeviriyorsunuz. Bir solukta okunan, akıcı; ama aynı zamanda mitolojik göndermeleri ve politika, sosyoloji, din ve kültürle harmanlanmış alt metniyle doyurucu bir novella. Çok sevdim. Latin Amerika edebiyatından hoşlananlara mutlaka tavsiye ederim.
Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi
Son sayfayı okuyup kitabı kapattığımda vay be dedim. İşte tarih yazımı budur. 1492'den günümüze ABD'nin yazılmayan alternatif tarihi... Zinn kitabı yazma amacını şöyle özetliyor: "Sınıfsal çatışma, ırklar arası adaletsizlik, cinsiyetler arası eşitsizlik ve milliyetçi kibir üzerine bilinç açıcı bir söylem yaratmaktı."
《》
1980 yılında
