327 syf.
·
Puan vermedi
Ali Şeriati, İran'da şahlık rejimin baskın olduğu bir dönemde hayata gözlerini açmış, ilim ve fikir dünyasındaki ilk gelişimi köy öğretmeni ve tefsir alimi olan babasından başlayarak Fransa'ya kadar uzanmıştır. Ali Şeriati'nin İran'da yozlaşmış din algısını eleştirdiği konferanslarına halkın ve öğrencilerin yoğun ilgisiyle
Dine Karşı Din / Anne Baba Biz Suçluyuz
Dine Karşı Din / Anne Baba Biz SuçluyuzAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20091,300 okunma
Aydın, sosyal statüsünün yerine "vicdanı" koyan kişidir.
Sayfa 312Kitabı okudu
Reklam
"Ben hem bugün hem de yarın, dün tükettiklerimin zavallı esiriyim."
Sayfa 165Kitabı okudu
Düşmanın hilesi ve dostun cehaleti yüzünden bu kitabın kapağının kapatıldığı günden beri "çerçevesi/dışı" değer kazanmaya başladı; "metni" terk edildiği günden beri "cildi" kıymete bindi; anlamı "okunan" olan bu kitap, okunmamaya başlandığı günden beri kutsanmak, ondan bereket ve menfaat elde etmek için istifade edildi. Bu kitaptan fikrî, ruhî ve toplumsal rahatsızlıkların tedavisi için istifade edilmediği günden beri onu bel ağrısı ve havale gibi bedensel hastalıkların tedavisi için kullandılar. Uyanıkken ondan uzak durdular, uyurken başucunda ve yüksekte olacak şekilde duvara asıp öylece uykuya daldılar.
Sayfa 123Kitabı okudu
Tevhid sadece idealist ve metafiziğe taalluk eden bir düşünce değil. Sadece "Kainatta Allah'tan başka ilah yoktur." inancına sahip olmak değildir. Tevhid, aynı zamanda bir dünya görüşüdür. Tarihî, sosyal ve beşerî bakış açısıdır. Varlığın, ırkların ve sınıfların birliğinin esası tevhiddir. Tevhid; ırksal, düşünsel, sosyal ve beşeri şirki reddeder.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Derdin ki Ali, Hayber kalesinin kapısını mucizevî bir şekilde yerinden söktü. İyi de bugün ne Hayber var ne Hayberliler! Bugün İsrailli Yahudiler var, Hayberli değil! Senin artık onunla işin kalmadı. Derdin ki o kadar takvalı idi ki sadece arpa ekmeği yerdi, aç kalırdı, yırtık yırtık giysiler giyerdi. Bu tür şeyleri öyle bir anlatıyor, o kadar tekrar ediyor ve vurguluyorsunuz ki bu sözler halkı ister istemez fakirliğe ve yoksulluğa teşvik ediyor.
Sayfa 105Kitabı okudu
Omzunun Kâbe'nin tam hizasına denk gelmesi için bu kadar dakik davranıyorsun. Fakat aynı yerde ve aynı zamanda yanı başında Yahudiler, Müslüman din kardeşlerini katlederken, evlerini talan ederken, namuslarını kirletirken; yaşlı, kadın, çoluk çocuk demeden evlerini havaya uçururken, senin kılın kıpırdamıyor. Zaten haberlerden bile haberin yok. Kendini de şöyle savunursun: "Biz ne yapalım bayım? Herkes kendisini kurtarmalı, kendisini ıslah etmeli. Biz uluslararası siyasetten anlamayız. Üstelik bayım bu kötü, Sünni Filistinlilerin Yahudilerden daha kötü olmadığını nereden bilelim? Şu Arap filmlerine baksana, ne fesatlarla dolu."
Bu çağın ideolojik ve kültürel saldırıları karşısında neden sessiz kalıyor, geri çekiliyor ve kendinizi aciz hissediyorsunuz? Neden bu neslin, bu çağın ıslah olması için dua etmekten başka bir şey gelmiyor aklınıza?
Nitekim peygamberlere karşı direnen, bizim inandığımız dinî hareketlerin ilerlemesine engel olan, var gücünü ve bütün imkanlarnı bu hareketi yok etmek ve yoldan çıkarmak için harcayan her zaman "küfür" olmuştur, dinsizlik değil. Dolayısıyla din, insanlık tarihi boyunca her zaman din ile çatışmış ve peygamberlerin mesajı -yani onların mücadelesinin temel vurgusu- dinsizlikle mücadele değil; aksine "küfür"le, o toplumun ve dönemin diniyle mücadeledir. Zira dinsizlik, bu toplumlarda zaten mevcut değildi.
Reklam
Bu nedenle bizim dine dayanmamız ve ona vurgu yapmamız, geriye dönüş değil; aksine tarihin direniş ve kıyam hareketini idame ettirmektir.
Halkın korkusunun ve cehaletinin ürünü olan din, şirk dinidir. Peki neden? Zira müşrik dindarlar, yani şirk dininin tebliğcileri; halkın uyanmasından, bilinçlenmesinden, alim olmalarından ve vaziyeti fark etmelerinden korkuyorlar. Halkın sadece sıradan ve her zamanki sabit bilgilere sahip olmasını ve bunun da kendi tekellerinde olmasını isterler. Neden? Çünkü halkın ilmî seviyesi ve bilinci arttıkça, şirk dini yok olacaktır. Zira şirk dininin koruyucusu cehalettir, yani şirk dini cehalet sayesinde ayakta durur. Dolayısıyla halk uyandıkça, halkın itiraz ve eleştiri ruhu geliştikçe, halkın idealleri ve adalet talebi arttıkça şirk dini sarsılacak ve yıkılacaktır.
Şirk dininin her zamanki çabası şu olmuştur: Tabiat ötesi inancı, ilah veya ilahlara olan inancı, ahiret inancını ve mukaddesatı olan inancı kullanarak; gaybî güçlere olan imanı tahrif ederek, kısacası bütün dinî ve itikadî esasları kitabına uydurarak ve tahrif ederek mevcut durumu meşru göstermek ve temize çıkarmak. Yani dini kullanarak halka; "Sizin toplumunuzun içinde bulunduğu durum, olması gereken bir durumdur." inancını kabul ettirmek... "Zira sizin bu durumunuz, Allah'ın iradesinin bir tecellisidir, takdir-i ilahi böyleymiş, sizin ve toplumunuzun alınyazısı böyle çizilmiş."
İnsanın içinde hakikat vardır. Ancak bu hakikatin üstü cehalet, kin, menfaatçilik veya mutlak bir bilgisizlik gibi sebeplerden dolayı siyah bir perde ile kaplanmış ve örtülmüştür.
Sayfa 19
Tarihte dinsiz bir toplum vaki olmamıştır. Hiçbir nesilde, tarihî degişim sürecinin hiçbir döneminde ve yeryüzünün hiçbir noktasında dinsiz bir insan olmamıştır.
Sayfa 15
887 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.