Nazlı Akın

Nazlı Akın
@dinginokur
“Çarparken hızlanarak vururdu bizi kendi kalbimiz.” Rilke
Kalbimi yokladım. Senden başkasını bulamadım. Dışarı çıktım. Çiçekleri kokladım. Ağaçlara baktım hayranlıkla. Yağmur başladı. Suyun elleri değdi alnıma. İnsanlar geçti sokaktan. Kalbimi yokladım . Senden başkasını bulamadım. Bu fani beden geçici biliyorum. Ama içinde bir şey var sonsuzluğa dair. Benliğim erirken kalbimde hissettiğim. Aşk temizliyor bu ruhu ve bedeni. Aşk sana geri getiriyor beni. Nazlı Akın ✨ Vecd (1)/ Kalbe Eşlik Eden Adımlar (2) 💜📖☕
Reklam
Madem güzellik bu kadar önemli, neden düşüncelerimizin güzelliğiyle de ilgilenmiyoruz? Nazlı 🌞
Her insan başkalarına ihtiyaç duyduğu kadar yalnızlığa da ihtiyaç duyar. Çoğunlukla iç sesimizi bastırmak için kalabalığa kaçarız. Oysa kişinin kendisiyle geçirdiği anlar öyle kıymetli ki. İçe dönüş zamanlarını atlayarak temiz enerji akışını engelliyoruz. Ruhun bizimle konuşma yolu sessizliktir. Her gün sessiz anlar yaratmayı, gözlerini kapatıp nefesine odaklanmayı, zihnini geri çekerek bedenini rahatlatmayı kendine borçlusun. Her insanın kahramanı, kurtarıcısı, kendisidir. Nazlı Akın ✨💜

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O kadar fazla yargılıyoruz ki, kendimizi sevmeye imkan yok. Birbirimizi sevmek için kendimizi sevmeyi öğrenmek zorundayız. Aynaya baktığımda kendimi sevmekte zorlandığım günler oluyor. Kendime sımsıkı sarıldığım, iyi hissettiğim günler de oluyor. Manzaralar yolculuğun parçası. Bu nedenle gözümü kapadığımda gördüklerim (hissettiklerim) benim için daha önemli. Gözüm açıkken daha çok yanılabilirim, yargılama tuzağına düşebilirim, düşünce akınına kapılabilirim. Yoga matını bu yüzden çok önemsiyorum. Hakikatle başbaşa kalabilmek için "sessizlik ve gözleri kapama" kısmı ruhuma ışık tutuyor. Böylece karanlığımı daha iyi görebiliyorum. Karanlığın da manzaranın bir parçası olduğunu fark ediyorum. Yolculuğun doğası bu! Yol hep düz değil ve gece gündüz gidiyoruz. Varış noktası ömrün son günü. O güne kadar bütün yolculuklar tekâmüle hizmet etmiyor mu? Kendimizden geçerken, kimliklerden geçerken, başkalarından geçerken, derslerden geçerken, aslında yoldan geçmiyor muyuz? Yolun zorlu ya da eğlenceli olduğunu söyleyen kim? Yolu yorumsuzca seyreden kim? Çok konuşan, şikayet eden tarafını ; şükran duyan gülümseyen tarafın için feda et bugün. Sonra da yolu gözlemle! Yorumsuz olmak öyle hafifletici ki... Bir başarabilsek... Nazlı Akın ✨
Eylül
Uykunun krallığı devrildi. Sandalyeyi bacaksız "Eylül" çekti. Ağustos'u , ana babası kadar sevdi. Ağustos zalimdi. Baskıcı ve sertti. Yine de çocuk fark edilmek istedi. Ağustos, evladına mevsim sürmeyi öğretirken cinnet geçirdi. Büyümeyen bir çocuğa laf anlatabilir misin? Eylül, şerbete de şaraba da tükürdü. Ekmeği kokladı, yere attı. İtibarıyla oynadı ayların. Gidinceye kadar seneye yük bindirdi. Çaldığı uykulara isim taktı Eylül. Uykunun sahibi olmaz dedi Ekim. Uzun saçlı kızların rüyalarını iade etti seneye. Kalanlarla oynadı Eylül. Sitem etmedi. Aldıklarıyla yetindi. Senenin boyu devrilirken , uykuların tüylerini yoldu saatler. Boynu bükük göz kapakları şair oldu böylece. Kirpikler döküldü. Kış çöktü insanların omzuna. Yine de kar yağmadı şehre. Eylül intikamını sudan aldı. Gökyüzü çıldırdı, çıldırttı. Delilik kol gezerken parklarda , şair oldu uykusuzlar. Bir daha gerçekleşmedi kirpiklerin buluşması. Ağustos'un devrildiği gün Eylül büyüdü. O güne dek insanlar parklarda ağaç kalmadığını fark edemedi.
Reklam
Reklam
107 öğeden 91 ile 105 arasındakiler gösteriliyor.