İnsan yaşamının ölüme ayarlı olduğu gerçeği, kendini bütün katılığıyla herkese dayatmaktadır. İçinde sonsuza dek yaşama arzusu taşıyan insanın bu isteğini radikal bir şekilde sonlandıran yokluk düşüncesi, beraberinde insan zihninde derin bir uçurum yaratır. Bu boşlukta sürdürülen yaşam, doğal olarak travmatik bir yaşamdır. Ölüm ve hayata bir anlam yüklenene kadar da bu travma devam eder. Peki bu boşluğu doldurması beklenen anlam arayışı dediğimiz şey tam olarak nedir?
Bir enstrüman ve melodi arasındaki yakınlık ya da uzaklık kadardır insanın Allah a yakınlığı ya da uzaklığı
Reklam
İslam'ın, değerler üzerinden kendine bir yaşam alanı açtığı ve kendini 'değer üreten ve değerlerle ayakta kalabile n din' olarak tanımladığı5 açıktır. Değer yoksunluğunun, hiçliğin ve kendini boşlukta hissetmenin, çağın uçurumu olduğunu unutmamak gerekir. "Allah, sizi uçurumun kenarında buldu da kurtardı. "6 ayeti, insanın içine düşebileceği hiçlik ve değersizlik uçuru mu konusunda ciddi bir uyarıdır. Anlamsızlık yahut kriz, Kur'an' da uçurum metaforu ile karşımıza çıkarılmaktadır: Bu bağlamda Kur'an, doğal yapısını bozup şirke düşen ve potansiyellerinin yönlendirildiği hedeflerin aksi istikametinde yol almakta inat eden leri; "Gökten (boşluğa) düşen, yırtıcı bir kuşun kapıp parçaladığı ve rüzgarın ücra bir köşeye kaldırıp attığı," anılmaz, bilinmez, kimliksiz bir ceset olarak tanımlamaktadır.
İyiliğin takdir edilmediği yerde iyi olmanın bedeli , yok olmaktır. Erdeme ilk suikast , erdemin ortak değer olarak tanınmadığı çevrede gerçekleşti. " Öldürmek üzere harekete geçsen de sana elimi kaldırmam."diyen erdem abidesi insan(Habil) doğaüstünün /ilahi olanın insan türüne ilk tanıtılışı idi ve reddedildi. Erdem, herkes tarafından takdir edilmediğinde her zaman suikaste kurban gitmeye mahkum görünmektedir.
Din, mitoloji, mito-teoloji
Sahih dinin üzerinden zaman geçmeye başlayınca dine mitolojik eklemeler yapılmaya başlanır. Mitoloji, dinin içine girdikten sonra mito-teolojik karaktere bürünür. İnsanın dış dünyaya yansıttığı bu mito-teolojik hayali kabul, dinin ana doktrini üzerinin etrafını sarar ve özün nefes almasını engelleyen unsura dönüşür. Kökene dönme arzusu, bu eklemeleri atmak suretiyle dini ilk safiyetine kavuşturma çabasıdır.
Sayfa 206
Din
Din .. ‘varoluş’un dehşeti ya da saçmalığı hakkındaki mide bulandıran kaygı ve düşünceleri, insanın yaşamasını sağlayan fikirlere dönüştürür. Böylece, mutlak sahipsizlik hissinin yaşatacağı krizi aşarak insanı, duası ve ibadetiyle bu yüksek ufukla irtibat kurabilen bir niyaz/iletişim varlığı haline getirmiş olur.
Sayfa 199
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.