Solaris etkisiyle yazarın bu kitabına yöneldim . İkinci Dünya Savaşı yıllarında ülkesi Naziler tarafından işgal edilen bir doktorun yolu Dönüşüm Hastanesine düşer. Bu hastanede kimler ve neler yok ki Nazilerden kaçmak için deliliğe sığınanlar, delirmenin eşiğinde gelgitler yaşayan şairler, papazlar, dini felsefi sohbetler... Naziler, üstün, ari ırk saplantısıyla aklı başında olmayanları yaşamaya layık görmedikleri için hasta avına çıkarlar. Başlarında Nazi bir doktor vardır, öldürmeyi ve ölümü savunan... Hastane müdürü olan doktorsa doktorluk bilinciyle yaşamı savunur:" Eğer bana kaçıkların yararsız olduklarını söylerlerse iki kaçık Almanın Bleuler ile Moebius 'un eserlerini ileri sürecektim.Eğer tedavisi mümkün olmayanları kendilerine vermemi isterlerse tıp biliminde" umutsuz vaka" diye bir şey olmadığını anlatacaktım. " düşüncesini taşır. Oysa Nazileri durduracak hiçbir insani durum ve düşünce gücü yoktur. Naziler gelmeden önce bazı doktorlar, doktor olmanın bilinciyle hastalarını kurtarmaya çalışırlar. Kimilerini ormana gönderirler, kimilerini odaya saklarlar, kimilerine doktor önlüğü giydirirler. Dışarda kötülükle birleşmiş bir delilik elini kolunu sallayarak gezerken hastanede mahkumiyet içinde yaşayan akıl hastalarının yaşam hakkını canı pahasına savunan doktorların insani çabası dokunaklıydı, okumaya değer...
Büyük bir filozof muydu yoksa amansız bir deli miydi? Hitlerin hoyrat fikirlerinin hamîsi miydi? Uzun yıllar bu sorulara yanıt aranmış, farklı cevaplar verilmiş. Bu eser tüm bu sorulara objektif bir biçimde cevap veren, yazarın yorumlarının da dahil olduğu 847 sayfa olan çok kapsamlı bir eser.
Nieztsche’nin biyografisi oluşturulurken, hayatı,
Çehov’un babası ticaretten çok dini konulara eğilimleri olan biridir. Çehov babasının baskısıyla kilise korosunda ilahi söylemeye başlamıştır. 1879’da Moskovo’ya giderek tıp fakültesine girdi; 1884’te doktor oldu. Karakterimiz Andrey Yefimiç ise felsefe ve dine ilgiliyken babasının zoruyla doktor olmuştur. Çehov kendi hayatındaki çelişkiyi
M.S 1. yüzyıl Roma stoacılığının başta gelen temsilcileri arasında Seneca ve Marcus Aurelius ile birlikte Epiktetos vardır. Sonradan filozof olan bu eski köle hiçbir şey yazmamıştır, ancak öğrencileri onun düşüncelerini, iki bin yıldır insan nesillerinin yaşamasına yardımcı olan iki kitapta toplamıştır: Sohbetler ve Enkheiridion. Enkheiridion şu
Bazılarının hali suya atılmış sepete benzer. Suya atılmış olan sepet, içindeki suyu kendi malı zanneder; sudan çıkarılınca durumun zannettiğinin aksi olduğunu anlar.