Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dinler tarihi okumaları 1. Ali İhsan Yitik, Doğu Dinleri, , İSAM 2. Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul, Pınar Yayınları, 2004. 3. Bekir Zakir Çoban, Geçmişten günümüze Papalık, İstanbul, İnsan Yayınları, 2009. 4. Biruni, Tahkiku Ma li’l-Hind, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2015. 5. Brian Morris, Din Üzerine Antropolojik
Christophe Colomb "Yeryüzü Cennetine" yaklaştığından şüphe etmiyordu. PARİA körfezinde karşılaştıkları soğuk su akıntılarının kaynaklarının Eden bahçesini sulayan dört ırmak olduğuna inanıyordu. Colomb için "yeryüzü cennetini" arama bir kuruntu değildi. Büyük denizci, coğrafik keşiflerine eskatolojik bir anlam atfediyordu. Yeni dünya, İncil propagandasına açık olan bir yeni kıtadan daha çok şeyi temsil ediyordu. Bunun için bizzat onun keşif olayının bile eskatolojik bir değeri vardı. Gerçekten Colomb, incilin bütün yeryüzünde yayılması ile ilgili kehanetin, dünyanın sona ermesinden önce gerçekleşeceğine kanaat getirmişti. Oysa bu, uzak değildi, kehanetler kitabında Colomb, dünyanın sona ermesine, yeni kıtanın fethinin, putperestlerin Hıristiyanlığı kabulünün ve Antechrist (İsa'nın dinine karşı yeni bir din ortaya koyan, Islâmiyetteki Deccal inancına benzer bir şey)' in yok edilmesinin takaddüm edeceğini söylüyordu. Böylece o hem kozmik hem de tarihî olan bu büyük yıkımda başlıca rolü üstlenmiş oluyordu. Prens Jean'a hitaben şöyle haykırı yordu: "Tanri beni yeni bir göğün ve yeni bir yeryüzünün elçisi yaptı. Esaie'nin ağzı ile konuştuktan sonra, aziz Yuhanna´nin vahyinde ondan bahsetmişti ve bulunduğu yeri bana göstermişti" işte bu mesihi ve dünyanın sonunu bildiren atmosfer içinde, okyanus ötesi seferler ve Batı avrupayı köklü şekilde sarsan ve değiştiren coğrafi keşifler gerçekleşmişti. Yenileşmenin sayısız ve çoğu defada çelişkili olan sebeblerine rağmen, avrupanın her yerinde dünyanın, çok yakında yenileşeceğine inanılıyordu -Dinin Anlamı ve Sosyal Fonksiyonu
Reklam
GERCEK DİN KÖKTENGRİ SONRASINDAKİ ÜTOPİK VE SEMAVİ DİNLERİ ( 1 ) Bütün bu ikili tipolojik tasnifleri Türk din tarihine uyguladığımız zaman bu tasniflerin Türk din tarihinin iki dönemine uygun düştüğünü ve bu dönemleri karşıladığını görürüz. İşte bu tasniflerden hareketle biz, Türklerin dini tarihinin ilk dönemini “Geleneksel Türk Dini“, ikinci