şahsiyetler gibi müesseselerin de davaların! buldukları ve davalarını kaybettikleri zamanlar vardır. Hatta bu, toplumlar, dinler ve inkılaplar için de böyledir. Türk Ocaklarının yerini alan Halkevleri de, bunların kurucuları arasında bulunmakla beraber, hemen hemen aynı kısır hava içinde doğdu.
Reklam
kargo
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun, Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun. Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun. Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun. Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın. Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse, sen osun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun. Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun. Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N'olcak ki, bırak patronlar seni kovsun! Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun. Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun. Şuraya Youtube'dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun. Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.
Sayfa 9
İsteyenler Beğendi Bile (!)
Sözgelimi Van Gölüne nazır, Sipane Xe­late ve Nemrut Dağları'nı gören bir dağ köyünde oturmayı ar­zulardım. Ya da Mukis'te (şimdiki Türkçe adıyla Bahçesaray). Feqiye Teyran'ın mezarının bulundugu dağın yamacındaki köyde, bir ceviz ağacının altında, Dicle'nin kaynağını gören bir terasa sahip bir evimin olmasını isterdim. Ya da Barzan bölge­sinde, Zap Suyu 'nun kıyısında yaşamayı severek düşünür­düm. Ya da anne tarafından dedelerimin mekanları olan Yuka­rı Fırat yörelerinde nar bahçeleriyle dolu, ulaşımı zor, dağla­rın, ormanların içine gömülü bir köyde yaşamayı arzulardım. Bunları anlamsız bir romantizm yapmak için söylemiyo­rum; gerçekten bu yöreleri çok özlüyorum. Modern dünya­nın çok uzaklarında, tamamıyla doğanın içinde. çocuklarım­la nehir kenarında. ormanların içinde, yüksek yaylalarda yü­rüyüşler yapabileceğim bir hayatı çok istiyorum.
Rüyada çıkılan metafizik yolculukların son halkalarından biri olan İtalyan Dante’nin yolculuğu, İranlı Ardâvîrâfın yolculuğu­ na en yakın olan ve en çok benzeyenidir. Dante’nin ilahi Ko­ medya’da anlattıklarıyla Ardâvîrâfın Ardâvîrâfnâme'de aktar­ dıkları arasında çok yakın benzerlikler vardır. Her iki kitaptaki anlatımlar özellikle bazı
1 . YA HEP YA HiÇ DÜŞÜNCESI: Her şeyi siyah ya d a beyaz görürsünüz. Eğer performansınız mükemmelin altındaysa, kendinizi tamamen başarısız bulursunuz. 2. AŞIRI GENELLEME: Tek bir olumsuzluğu hiç bitmeyecek bir başarızlık demekmiş gibi görürsünüz. 3. ZiHiNSEL FILTRE: Tek bir olumsuz ayrıntıyı bulur onunla uğraşıp durursunuz; gerçeğe bakışınız,
Reklam
1.000 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.