– İki güzel sesli insan vardır bu adada. Biri benim, buna kimsenin şüphesi yok. Ötekisi de balıkçı Antimos'tur. Dinledin mi hiç onu?
– Hayır, onu da dinlemedim.
– Dinlemişsindir, ama duymamışsındır. Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o. Yakından dinlersen bu sesin güzelliğinin farkına varamazsın. Bir iniltiden başka bir şey
Yenilgi, Yenilgim, yalnızlığım ve ıssızlığım;
Benim için binlerce galibiyetten daha değerlisin,
Dünyanın bütün ihtişamından daha tatlı gelirsin kalbime.
...........
Yenilgi, Yenilgim, benim cesur yoldaşım,
Şarkılarımı, haykırışlarımı, sessizliklerimi dinlemelisin,
Senden başka hiç kimse bahsedemeyecek çırpılan kanatlarımdan,
Denizlerin şiddetli dalgalarından,
Geceleri yanan dağlardan,
Dik ve kayalık ruhuma bir tek sen tırmanacaksın.
Yenilgi, Yenilgim, ölümsüz cesaretim,
Sen ve ben, fırtınayla birlikte gülleceğiz,
Birlikte mezarlar kazacağız içimizde ölenler için,
Güneşin altında kendimize ait bir iradeyle dikileceğiz,
Ve tehlikeli olacağız beraber.
Bu yıllarda bu asrın gerçekleri karşısında Batı'ya karşı kazanılan bunca zaferin tek sebebi Müslümanların Kur'an'ın teberrük edilen değil; okunan bir kitap olduğunu kavramalarıdır. Kur'an kulak verilmesi gereken bir kitaptır; tapılması gereken kutsal bir fetiş, bir "şey" değil. O, "söz" dür, o düşünce yüklüdür, "mana" değil. (Dokunup elinizi çektiğiniz zaman eşyaya ve şahıslara hulul eden ve gaybî bir gücü kendinde barındıran gizemli bir şey). Evet, Kur'an eğer Müslüman toplumlarda "kitap" olsa, okunsa, anlaşılsa, konuşulsa ve ona inananlara denilse ki: "O konuşuyor, onun muhatabı sensin, sana hitap ediyor, ona kulak vermelisin, onun sözünü dinlemelisin. " İşte o zaman kurtarıcı, uyandırıcı, inşa edici olur Kur'an...
Benim ne söylediğimi anlamalısın. Burada benim söylediklerimi öğrenmek için bulunmuyorsun. Burada beni dinlerken bilgi toplamaya başlama. Burada, not almaya başlama. Beni dinlemek bir kavrayış deneyimi olmalı. Beni yoğunlukla dinlemelisin, her şeyinle, senin için mümkün olan en yoğun bir farkındalıkla. O farkındalık içinde bir nokta göreceksin ve bunu görmek bile değişimin kendisidir. Ondan sonra bir şey yapmana gerek yok; görmek tek başına dönüşümü getiriyor.
Yenilgi, Yenilgim, yalnızlığım ve ıssızlığım;
Benim için binlerce galibiyetten daha değerlisin,
Dünyanın bütün ihtişamından daha tatlı gelirsin kalbime.
Yenilgi, Yenilgim, kendimi tanımam ve isyankârlığım, Seninle anlarım, hâlâ genç ve atik olduğumu
Ve solmuş defneyapraklarının tuzağına düşmemem gerektiğini.
Yalnızlığı buldum sende,
“Tevazuyla tiksintinin sürekli çarpışmasından meydana
geliyor kibrim. İkisi de eşit ölçüde güçlü. Bir taraftan şöyle uyarıyor beni tevazu: Türdeşlerinin en salak hikâyelerini dinlemelisin. Aynı anda şöyle iğneliyor beni tiksinti: Şimdi kaçmadığın takdirde türdeşlerinin ifrazatında batıp gideceksin!”