420 syf.
9/10 puan verdi
Eğitim ve İdeoloji
Kitap çok eleştirel ve tamamen idrolojik bir düşünce üzerine değerlendirme ile yazılmış.. Söylenenlerin hepsine katılmam mümkün değil ama bazıları çok yerinde tespitler... "Milliyetçi eğitim sistemlerinde kollektif varlığa,yani millete mutlak biatı militarist bir mantık içinde önermekten başka bir şey söylememiştir.Semavi dinlerin klasik/geleneksel çözümü ise tek noktada takılıp kalmıştır. Çocuğu dindar kılmak ya da ahlaki bir kültürü,temeli din olan toplumsal düzende çeşitli terbiyevi usulleri yerleştirmek....EĞİTİMİN İLLA Kİ BİRŞEYİ MERKEZE ALMASI GEREKLİ Mİ?" Demiş yazar...Eğitimin birçok şeyi merkeze alması lazım tek merkez odaklı olunca yetişenler ortada...Ayrıca Milliyetçilik kavramının anlaşılması tarım toplumlarında ve sanayi toplumlarında farklı algılanırken, kapsayıcı bir sistem yerine sömürücü bir sistem varken;ne tür düşünce yada inanç sistemine sahip olduğu önemli değil..işin sonu hep aynı yere varacak gibi görünüyor... Üniversitelerin farklı düşünceye sahip akademisyenler tarafından elde tutulmasından ziyade gelen genç akademisyen adaylarına yapılan muameleye bakınca anlaşılıyor.. Sömürü düzeni...Uluslararası niteliği olmayan çok insan...Kitap yine de çok öğretici
Eğitim ve İdeoloji
Eğitim ve İdeolojiKemal İnal · Kalkedon Yayınları · 20081 okunma
+1000
Bize sürekli olarak öte dünya dogmasının yararı övülüyor; bu bir kurgu olsa bile, yararlı olacağı ileri sürülüyor, çünkü insanlara dayatıldığında onları erdemli olmaya yöneltir. Buna karşılık, ben, bu dogmanın insanları daha bilge ve daha erdemli yapıp yapmadığını soruyorum. Tersine, şunu ileri sürebilirim ki, onları ancak delirtiyor, ikiyüzlü, kötü, tez öfkelenen biri haline getiriyor. Bu fikirleri dinlerin temeli yapanlardansa bunlara hiç sahip olmayan halklarda her zaman daha fazla erdem, daha fazla ahlâk bulunur. İnsanları eğitmekle ve yönetmekle görevli olanlar daha aydın ve erdemli olsalar, onları ham hayallerle değil gerçeklerle yönetirlerdi. Ama düzenbaz, ihtiraslı, çürümüş olan yasa koyucular ulusları hakikatlerle aydınlatmak yerine, onların akıllarını geliştirmek, hissedilir, somut ve gerçek gerekçelerle onları erdeme yöneltmek yerine, kısacası onları akıllı bir şekilde yönetmek yerine, onları masallarla uyutmayı daha kestirme bir yol olarak görmüşlerdir.
Sayfa 94 - Fol, 2.Basım, Kasım 2022
Reklam
Dinler neden yaşamaya devam ediyorlar ?
Dinlerin gösterdiği gerçeklikler çürütülse de , dinlerin yaşamaya devam ediyor olmasının nedeni Freud’a göre, dinin gücünün ne bir hakikat ne bir ideal ne de yanlış olmasından gelir . Dini gücün temeli bir ‘yanılsama ‘ olmasındandır . Din , insanları birbirine bağlayan bir işlevselliğin , insan isteminin çarpıtılmış biçimidir . Yanılsamalar , gerçeklerden kopuk olduklarından ne çürütülebilir ne de tersi ispat edebilirdirler; kendi mantığı içinde , dogmasına bağlı kalmak durumundadırlar…
510 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Güzel bir hikaye. Hikaye farklı karakterler üzerinden ilerliyor. Çeşitlilik çok fazla değil ama idare eder. Farklı kültürleri, dinlerin, anlayışların çatışması... Belki 2. kitap da yazılır sonradan, devam ettirilebilecek şekilde bitirilmiş. Brandon Sanderson'dan okuduğum ilk kitaptı. Sırada fırtınaışığı arşivi serisi var. Hikayede tek kıta, birkaç devlet var. Frojden imp, arelon krallığı, teod krallığı, duladel cumhuriyeti. Cumhuriyet, frojden tarafından işgal edilmiş. Sırada da diğer iki krallık var. Bu ülkelerin temeli aynı din ancak mezhep farklılığı oluşmuş. Frojden kendisini dini otorite olarak da kabul ettirmek ve diğer mezhebi ortadan kaldırmak istiyor. Frojden'den bir din adamı, teod prensesi ve arelon prensi ile hikayede ilerliyoruz. Dini çatışma, kralların güç mücadelesi ve sebebi anlaşılamayan şekilde bozulmuş bir büyü dünyası...
Elantris
ElantrisBrandon Sanderson · Akılçelen Kitaplar · 2014577 okunma
"Bizim bilmemiz neyi değiştirir ki?" diye karşılık verdi Hasan. "Yarın bizim başımıza neler gelebileceğini biliyor muyuz? Kaderin bana neler tattıracağından haberdar mıyım? Buzruk Ümid ne vakit öleceğini biliyor mu? Lakin tüm bunlar kainatın oluşumu sırasında belirlenmiş olmalı. Pisagor insanın, her şeyin ölçüsü olduğunu söyler.
Kolonya Gazetesi'nin başyazarı Karl Heinrich Hermes'in sansürcü görüşlerini aktarır Marx: "Bize göre, devlete, abartılmış sertlikten dolayı değil, daha çok bir hoşgörü fazlasından dolayı kusur bulunabilir." Marx'ın Hermes'e yanıtı kısa ve özdür: "Sansürcüleri pek az sansür uygulamakla suçluyor" Hermes,
Kalkedon YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
Bize sürekli olarak öte dünya dogmasının yararı övülüyor; bu bir kurgu olsa bile, yararlı olacağı ileri sürülüyor, çünkü insanlara dayatıldığında onları erdemli olmaya yöneltir. Buna karşılık, ben, bu dogmanın insanları daha bilge ve daha erdemli yapıp yapmadığını soruyorum. Tersine, şunu ileri sürebilirim ki, onları ancak delirtiyor, ikiyüzlü, kötü, tez öfkelenen biri haline getiriyor. Bu fikirleri dinlerin temeli yapanlardansa bunlara hiç sahip olmayan halklarda her zaman daha fazla erdem, daha fazla ahlâk bulunur.
Sayfa 132 - Versus KitapKitabı okudu
Dünyada ‘zina yapın, hırsızlık edin, adam öldürün’ diyen bir din var mı? Bütün dinlerin temeli aynı.
Tüm dinlerin iki temeli cehalet ve korkudur.
Sayfa 130 - Fol KitapKitabı okudu
İnsanlara özellikle kendi akıllarından sakınmaları öğütlendi ve insanın bir kez aklı karıştığında her şeye inanır ve hiçbir şeyi incelemez. Tüm dinlerin iki temeli cehalet ve korkudur, diyeceksiniz onlara. İnsanın Tanrı karşısındaki kararsızlığı tam da onu dine bağlayan güdüdür. İnsan karanlık içindeyken hem fiziksel olarak hem de moral olarak korkar; korku onda alışkanlık halini alır ve ihtiyaca dönüşür: Ümit edeceği ya da endişe duyacağı bir şey kalmadığında kendinde bir şeylerin eksik olduğuna inanır.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Başkaları dünyada olanların nedenini öğrenirken bulunmak isterim. Yeryüzündeki dinlerin temeli bu isteğe dayanıyor; benim de yeteri kadar imanım var. Ama arada çocuk meselesi var, çocukları ne yapacağız? Bu mesele­yi çözemiyorum. Yüzüncü defadır tekrarlıyorum: Elimde konu pek çok, ama ben yalnız çocukları ele aldım. Diyelim ki ölümsüz ahengi sağlamak için acı çekmemiz gerekiyor, kabul. Ama çocukların ne ilgisi var bununla, lütfen söyler misin bunu bana? Onların hayatta acı tarmak, ıstırap çek­mek pahasına ahenk satın almalarına ne gerek var? Neden onlar da malzemeye girip, kim bilir kimin uğruna yarınki ahengin zeminini gübreliyorlar? İnsanlar arasındaki günah ve ceza konularındaki dayanışmayı anlıyorum, ama çocuk­ lara uygulanamaz bu. Yok, eğer babalarının günahlarında bunların da payı varsa, bu, dünyamızın dışında bir gerçek olur, bu kadarını aklıma sığdıramam.
Sayfa 325 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Seks’in Esasları
Erkek cinsinin, dişinin vajinasına sertleşmiş penisini sokması mı? Penetrasyonu bu denli yalın bir tanım yaparak anlatmamız mümkün mü? Buradaki temel ayrım, insan türünün diğer canlılara göre (yunuslar ve bonobolar hariç) yalnızca üremek amacıyla çiftleşmiyor oluşu. Bizim için seks, diğer canlılara nazaran çok daha kompleks bir eylem. Yarattığımız
"Tüm dinlerin iki temeli cehalet ve korkudur."
Ben, eden bulur karşılığı peşindeyim, bulamazsam kendimi yok etmem lazım. Hem bu karşılık ileride, sonsuzlukta değil, hemen burada, yeryüzünde olmalı; bunu gözlerimle görmeliyim. İmanım vardı, görmek de isterim; o ana kadar ölürsem diriltsinler beni, çünkü her şey bensiz olursa acınırım doğrusu. Hayatta işlediğim suçların, çektiğim acıların
dini eğitimin pek ihmal ettiği temel ahlak, özellikle bu eğitimin temeli olsun. Çocuklarınızın genç dimağlarını yoran Tanrı'yla ilgili aptallıkların yerine, onları mükemmel toplumsal ilkelerle doldurun; on altı yaşına basar basmaz unutmaktan gurur duyacakları uyduruk duaları onlara ezberletmek yerine, toplum içindeki görevlerini öğretin;
Sayfa 138 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Resim