Beş dakika dinlenin ve şimdi bir daha söyleyin bakalım, neymiş: sanat. Hanımefendi çok fazla "a" harfi kullanıyorsunuz, bu "a"lar sizin çıkacağınız ekran sayısı değil, bu "a"lar kazandığınız milyon dolar sayısı değil, lütfen, bir "a"yla yetinin.
Severek, seve seve yaptığın hangi iş sana zarar verdi?
Şimdi samimiyetle bir düşün bak bakalım. Ben yarım saattir bakıyorum. Buldum bir kaç şey, buldum, buldumda, kendimi bu işte pek samimi bulamadım.
Yani severek yaptığım bir işten zarar gördüğümü söyleyemem. Ama öte yandan sevmeyerek yaptığım işten de zarar gördüğümü söyleyemem. Çünkü
Yaşam veren Ruh’tur. Beden bir yarar sağlamaz. Sizlere söylediğim sözler ruhtur, yaşamdır. Yine de aranızda iman etmeyenler var.” İsa iman etmeyenlerin ve kendisine ihanet edecek kişinin kim olduğunu baştan beri biliyordu. “Sizlere, ‘Baba’nın bana yöneltmediği hiç kimse bana gelemez’ dememin nedeni budur” dedi. Bunun üzerine öğrencilerinin birçoğu
1. Farabi’ye Bir Hazırlık Olmak Üzere İslam Öncesi Türklerde Felsefe: Mübahat Türker Küyel
Makale Sümerlerin Türk olduğu önkabulüyle hazırlanmış. Sümerler Türk müydü yoksa değil miydi tartışması pek ilgimi çekmediğinden (bu tartışma için milliyetçi arkadaşları göreve davet ediyorum) başka bir konu üzerinde duracağım: kültürlerarası etkileşim.
Kitabın daha giriş kısmında "ben demek bir küfürdür, ben senin yalanlar ordundur, ancak kim olduğunu biliyorsan ben diyebilirsin" deyip bir sarsıntıya yolaçan,
- n'oluyoruz yahu?
sorusuna sebep olan, devamında dur bakayım kimmiş bunun yazarı deyip sağa sola baktıran kitap. Çağların arayışı sıkıştırılmış kitabın içine.
Kimim ben???
Tasavvuftan, Zen'den, Dinlerin orijinalliğinden esintiler taşıyan, hayatta başınıza iyi kötü ne gelmişse "tek sebebinin" ben dediğimizin düşünceleri olduğunu mütemadiyen gözümüze sokan, "düş var olan en gerçek şeydir" diyen, an'ın farkına varmamızı öğütleyen, kurgu olduğunu bile bile gerçek olmasını ümit ettiğim ayna gibi bir kitaptır.