İki Şehrin Hikayesi
Fransız İhtilalinin öncesi ve sonrasında gerçekleşen burjuva ve aristokrasi arasındaki kanlı çatışmalar, bir kurgu içerisinde anlatılmıştır. Artık ezilen halkın aristokrasiye tahammülü kalmamış ve halk önüne gelen soyluyu parçalayan kana susamış bir köpek balığına dönüşmüştür.
Kitabın karakterlerinden, Charles Darnay:
Yakın zamanda dipsiz kuyu Twitter’da ‘Me on Netflix’ yorumuyla bir görsel ön plana çıktı. Bir kaç ısırık alınmış elmalar kanepenin bir köşesinde beklerken, bir iki yaşlarında bir bebek elinde dişlenmiş başka bir elmayla etrafı izliyor. Yorumlar da “Bay Doğru’yu ararken ben”, “Udemy’de ben”, “ Hobilerim ve ben” minvalinde ilerliyor. Tiamat’a
Hakan Günday'ın 24 yaşında yayımladığı ilk kitabı.
kitap üç bölümden oluşur:
1-kinyas ve kayra,
2-kayra'nın yolu,
3-kinyas'ın yolu.
ilk bölümler sıkıcı olabiliyor fakat eğer iyi bir okuyucuysanız ilk bölümlerde okuduklarınız size diğer bölümlerde bağlantı kurduruyor. Kitabı bir insan olarak ele alırsak bebeklik, ergenlik ve yaşlılık diye yazarın da bu evreleri geçirdiğine şahit olacaksınız. Yazım tarzı, anlatış biçimi çok değişiyor.
Hayata dair bir kitap. Psikolojik ve felsefi bir roman. Bir tarafta nefret, kin, vicdansızlık, ölüm ve hiçlik, diğer yanda insani kırıntılarla doğan pişmanlık, kurtuluş çabası, sevgi ve yaşam. Altı çizilecek ve alıntı yapılacak pek çok cümle barındıran bir eser.
Yaşamak için çok ciddi şeyler gerekmediğini ve insan hayatının aslında ne kadar basite indirgenebileceğini çok iyi anlatıyor.
'' Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından...''
''Resmin sınırı fotoğraftı. Müziğin sınırı da makinelerden çıkan sesler oldu. Her uyuşturucu kendi tarzını yarattı. İnsanlar beyinlerini uyuşturma yöntemlerine göre sınıflara ayrıldılar. Hepsi kendini kandırdı. Benim kandıracak kimsem yoktu. çünkü kanmış olarak doğmuştum!''
Kinyas ve Kayra iki dipsiz kuyu. Asla örnek alma ama asla unutma.
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226.8k okunma
Gecenin üzerime örttüğü çiy damlalarından kurtulup, doğrularak günün ilk öğününü, belki de mideme girebilecek birkaç lokmayı bulabilmek için hayatın içine atılıyorum. Benim olan tek şey şuradaki boş çöp tenekesinin yanında duran karton parçası. Gecenin ayazında bedenimin bütün sıcaklığını çekti oda. Beni sömürdü resmen, taş gibi kalktım yattığım
YouTube kitap kanalımda Yusuf Atılgan'ın kitaplarını filozof ve psikanalistlerle yorumladım: ytbe.one/N7qPdz3QdlE
Oedipus kompleksi : Erkek çocuğun annesine duyduğu aşırı sevgi sonucunda babasının yerine geçme isteğinin saplantı hali.
Nekrofili : Canlılar yerine ölülere yönelik bir cinsel istek duyma hali.
Zoofili : İnsan ve hayvan
Hayat dediğimiz şey nedir ki gerçekten? Başı hüzün sonu hüzün bir köprü. Bizler sadece o köprüden geçmeye çalışıyoruz. Düşmemeye çalışıyoruz ama düşeceğimizi de biliyoruz içten içe. Şöyle düşündükçe; mutluluk denen kavramın, anlık umut, anlık memnuniyet olduğu sonucuna varıyorum. Her zaman bir telaş, her zaman birşeylere yetişme çabası. Cidden karmaşadan başka nedir ki hayat? Hiçbir anlamı olmadığını da kavradığımız an; işte o zaman daha fazla boşluklar, cevabı olmayan sorular, sorgulamalarla doluyor benliğimiz. Gelişigüzel şeylerde mutluluk bulduğumuzu sanarak bir nevi de olsa tahammül edebiliyoruz belki de hayatın anlamsızlığına, bu anlamsızlığın altında yatan bariz hiçliğe. Düşünceler, düşünceler...Sonu dipsiz bir kuyu..önü uçurum, arkası ise üzerine üzerine gelen bir karabasan...
😊Merhaba 1k Ailesi,😊
Bugün burda, aranızda bulunmamın 1. yıl dönümü. Ve bu bir yıl içerisinde bu sitenin yarar ve zarar ilişkisini kendimce sentezleyerek sizlerle paylaşmak istiyorum.
1.& Birincisi ve bence en önemlisi, bu ortama girmeden önce kitap okuma alışkanlığım yoktu. Başlarda sitede başıboş gezinirken sizlerin okuma hırsınızı görünce
"İnsanoğlu o kadar güçsüz, zayıf ve muhtaçtır ki hayatını rica ile devam ettirir. Raci demek insan demektir."
Peki ya, kim ola bu Raci? Neyi amaçlar, ne ister?
"Bugünkü Raci, o nazik usta Raci midir? Yoksa insanlığın yüz binlerce ahmaklarından biri midir? Ne arıyorsun? İstediğin nedir? [...] Bu geçici hayatla ne buldun ki onun
Sözlerin en güzeli Kuran-ı Kerim'de "ahsenül kasas" olarak adlandırılan; Taşlıcalı Yahyaların, Şeyyad Hamzaların, Hamdullah Hamdilerin mesnevilerine konu olan bu meşhur aşk hikayesini bir kez de Nazan Bekiroğlu'nun kaleminden okuduk. Uğruna binlerce beyit yazılan bu aşk yolculuğuna ne kadar yorum yapsam yetersiz ve nâkısalı