Ne zaman bir yudum şarap içsem ağzımı saran o ilk düşüncede beliriyor, üzüm. Adadaki bütün üzümleri tümleyen bir tanrıüzümdür bu. Tozlu asma yapraklarının arasındaki salkımlara sıkış tepiş tutunmuş milyonca taneyi imleyen kusursuz bir idea. Yumurta biçimli, eti beyaz, buğulu kabuğu yakut, çekirdekleri çift sayılı; iki gözlü, çok dillidir. Her dilde dokunaklı bir geçmiş anlatabilir. Tozanlarla döllenerek başlayan, bir yandan güneşle şekerlendikçe öbür yandan rüzgâra karşı direnen, direndikçe kalınlaşan varlığı, insan eli değince iki yönlü bir ömre doğru sürüklenir. Hem bir trajedinin içindedir, hem de bir şölenin. Ezilir, ayrışır, fokur fokur kabarır, kendi burukluğuna kendi bile şaşırır; kabuğunun rengiyle kanlanır biraz. Bir kıvamdan, bütün arzusunu açığa vuran başka bir kıvama zorlanır ve öldüğü halde bir türlü kurtulamaz ruhundan.Mahremi şişede, masumiyeti dışarıda kalmıştır. İşgal edilmiş, ama asla ele geçirilmemiştir. Hem aşağılanmış hem de tapınılmıştır. Ölülüğünü, aynı diriliğini yadsıdığı gibi yadsır. Bir üzüm şaraba döndüğünde açıklanamayacak bir gizemle insanlaşmıştır artık. Bu nedenle, her keresinde üzüme dönmek gerekir. Yutkunduğun kadere az da olsa yaraşmak için. Yudumlamak ataya sunulan minnetli bir duadır. Yitirilen masumiyeti teslim etmeye güçlü bir yakarış...
Sayfa 39 - Metis
Direndikçe gücün artacak.
Sayfa 51 - Edebiyat Dergisi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Donma bütün vücuduna hızla yayılıyormuş gibi geldi adama. Bu düşünceyi kafasından kovmaya, unutmaya, başka bir şey düşünmeye çalıştı; bunun paniğe kapılmasına yol açacağını biliyor ve paniğe kapılmaktan korkuyordu... Gelgelelim kolay kolay gideceğe benzemiyordu bu düşünce, direndikçe direniyordu; sonunda kendi donmuş vücudunu görür gibi oldu. Daha fazla dayanamazdı artık, yerinden fırladığı gibi çılgınca bir koşu tutturdu. Bir ara hızını azaltıp koşar adım gitmeye başladı, ama yeniden hortlayan donmak düşüncesi onu büsbütün hızlandırdı.
Aşkın yıllanmış şarap misali; zamana direndikçe büyüsü daha derinlerde hissedilmekte..
Direndikçe güzellesir insan.
Çünkü bizler direndikçe kazanacağız. Aşka, siyasete, düzeni bozan her şeye.
264 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabımız Kurucunun Kızı serinin ikinci kitabı. Seri zaten iki kitaptan oluşuyor. Ivy, işlediği suç nedeniyle çitlerin arkasına atılır. Babası ve ablası hiçbir yardım da bulunmazken, Bishop'unda ihanete uğramış yüzü ona işkenceler çektirir. Her ne kadar dışarı atılmış olsa da hayata tutunması şarttır. Ivy, başlarda o kadar kırgın, kızgın ve yalnız ki... Her cümlesinde sizin de içiniz acıyor, hissettiklerini aynen hissediyorsunuz. Saldırıya uğruyor, bir çakalla boğuşuyor, o yaralı haliyle günlerce tek başına yürüyor. Hayat bu ya... Tam kendine bir yuva bulup, düzen kurmuşken öyle bir sürprizle karşılaşıyor ki... Bütün düzeni, içinde iyileştirdiği her şey tepetaklak oluyor. Kendine yeniden hissetme izni vermemek için direndikçe sürekli kendinden bir şeyler eksiliyor ve sonunda dayanamayarak her şeyi koyveriyor. Bishop, yine bildiğimiz Bishop. Kitabın belirli yerine kadar kendisinden hiç haber alamadık. Ama sonra ilk kitap da olduğu gibi kalbimizin baş köşesine oturdu. Koşulsuz sevdiğim iki karakter Caleb ve Ash. O kadar iyi niyetli ve o kadar yardımseverlerdi ki onların olduğu bölümleri bir çırpıda okuyuverdim. Yani genel olarak, ben 'Devrimin Kızı' nı 'Kurucunun Kızı'ndan daha çok sevdim. Çitin dışındaki hayatta kalma mücadelesi beni çok daha etkiledi. Ve bence ilk kitaptan daha akıcı bir kitap vardı.
Devrimin Kızı
Devrimin KızıAmy Engel · Yabancı Yayınları · 20152,385 okunma
Reklam
324 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.