Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Zulüm ve Direniş
O zorlu yılları hatırladıkça Sema'nın içi daraldı. Gerçi şu an ülkenin hâli yine iç açıcı değildi ama 90'lı yılların zulmü de direnişi de başkaydı, diye düşündü.
Sayfa 119Kitabı okudu
Direniş Yılları
… herhangi bir şeye karşı direnmek, daha şimdiden güzelleştirmişti beni. Varlığıma benim bilmediğim birçok anlam katmıştı.
Reklam
Büyük Temizlik ve Neticeleri
Sovyet birlikleri bu noktada çok az etkili direniş gösterebildi. 10 milyon kişilik bir kuvveti silahaltına alabilecek olan Kızıl Ordu, fena halde tertipsiz olduğu gibi tümenleri arasındaki koordinasyon da yetersizdi. Söylenenlere göre, istilacılara ateşle mukabele edilmesi emrinin cepheye ulaşması bile dört saatten uzun sürmüştü. Alman zırhlı birliklerinin yüksek manevra kabiliyeti de bir başka sorundu. İki ordu masaya yatırıldığında, Sovyetler Birliği'nin elindeki 20.000 tankın çoğu çağ dışı kalmış ve 7.500 parçalık hava kuvvetinin pilotları da yetersiz bir eğitimden geçmişti. Bu sorunların büyük bi kısmı, Stalin'in 1936-38 yılları arasında icra ettiği ve çok sayıda yüksek rüt beli subayın da öldürüldüğü "Büyük Temizlik"ten kaynaklanıyordu. Rusla rın Finlandiya seferlerinin başlangıcında yaşadıkları tersliklerin bir nedeni d buydu. Kızıl Ordu'nun en iyi ve en tecrübeli subaylarının pek çoğu vatan ihanetten infaz edilmiş, bu da ordunun koordinasyon ve komuta birliğin süreğen bir hasar vermişti.
Sayfa 127 - Yedinci Bölüm: Barbarossa, Barbarossa HarekâtıKitabı okudu
1919-1922 yılları arasında Pontus meselesi Türk-Yunan ilişkilerindeki meselelerden bir tanesi haline gelmişti. Bu dönemde Doğu Karadeniz Rumları ve Yunanistan bir Pontus devletinin kurulmasını ve mümkünse bu devletin Anadolu'ya uzanacak olan 'Büyük Yunanistan'ın bir parçası haline gelmesi için uğraşmışlardı. Batı Anadolu'daki
Sayfa 136 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
2. yüzyılda çeşitli dönemlerde küçük yerel köle isyanlarının çıktığına ilişkin dağınık atıflar bulunmaktadır; daha sonra, MÖ 136-132 yılları ara­sında direniş baş gösterdi. Yüz elli köle bizatihi Roma'da isyana kalkıştı; 450'si Minturnae'deki bir başka kalkışmanın ardından çarmıha gerildi; Sinuessa'daki üçüncü bir isyana
Sayfa 139 - Yordam KitapKitabı okudu
Boykot
İslam'ın yedinci ve onuncu yılları arasında, alenen İslam'a davetin başlamasından Mekkeliler oldukça rahatsız olmuşlardır. Kabile örfleri de hiçe sayılarak Mekkeli müşrikler Müslümanlara toplumsal ambargo uygulamaya başlamışlar, Müslümanların direncini kırmayı arzu etmişlerdir. Açlık ile uzun süre eziyet gören Müslümanlara yardım ulaştırmayı ve iletişim kurmayı deneyenleri, tehdit etmişler, Müslümanlar ise bu imtihana sabretmişlerdir. Üç yılın sonunda güvenin yediği belgede yazılı kalan “Bis- mikallahümme- Allah'ım senin isminle başlarım İslam'ın yedinci ve onuncu yılları arasında, alenen İs- lam'a davetin başlamasından Mekkeliler oldukça rahatsız olmuşlardır. Kabile örfleri de hiçe sayılarak Mekkeli müş- rikler Müslümanlara toplumsal ambargo uygulamaya başlamışlar, Müslümanların direncini kırmayı arzu etmiş- lerdir. Açlık ile uzun süre eziyet gören Müslümanlara yar- dım ulaştırmayı ve iletişim kurmayı deneyenleri, tehdit etmişler, Müslümanlar ise bu imtihana sabretmişlerdir. Üç yılın sonunda güvenin yediği belgede yazılı kalan “Bismikallahümme- Allah'ım senin isminle başlarım.” yazısı bile onların mühürlü kalplerini açamamış, sosyal baskılarından vazgeçmemişler, “Bu bir sihirdir."demeyi tercih etmişlerdir. Bir tarafta İslam karşıtı Mekke halkı bir tarafta Peygamber Efendimiz'in canından vazgeçmeyenler olunca Mekkeliler kendi boykot duvarlarına çarpa çarpa durulmuşlardır..”
Reklam
Birinci İntifâda
1987-1993 yılları arasında yapılan ilk kutlu intifâda Filistin içinde inisiyatifin ele geçmesini sağlamış ve İslâmî akım yeniden Filistin direnişinin temel unsuru olmak için, özellikle İslâmî Direniş Örgütü Hamas'ın desteğiyle güçlü bir şekilde meydana çıkmıştı.
Sayfa 150 - AsaletKitabı okudu
İkinci Dünya Savaşı sırasında 800.000 Alman'ın direniş faaliyetleri nedeniyle Gestapo tarafından tutuklandığı tahmin ediliyor. 3,5 milyon Alman siyasi suçlardan dolayı hapishanelerdeydi. 1933 ve 1945 yılları arasında siyasal sebeplerden dolayı hapis cezası alanların haricinde sivil mahkemelerle askeri mahkemeler tarafından yargılanmış yaklaşık 77.000 Alman öldürülmüştü. Bu direniş üyeleri genellikle Özel Mahkemeler, askeri mahkemeler, Halk Mahkemeleri ve hukuk adalet sistemi tarafından çoğunlukla göstermelik duruşmalarda yargılandı. Bu Almanların çoğu hükûmette, orduda ya da sivil pozisyonlarda hizmet vermiş, bu da onların komplo kurmalarına olanak sağlamıştır.
Bin Ladin'in üssü Afganistan'daydı; iktidardaki Taliban rejimi kendisini koruyor ve el-Kaide'nin örgütsel faaliyetlerine izin veriyordu. 1996 ila 2000 yılları arasında Afganistan'da denetimini pekiştiren Taliban korkunç bir iç savaş sonunda iktidara gelmişti; kadınların eğitimini yasaklayan, televizyonları ağaçlara asan ve genelde dinin dar bir yorumunu izleyip bunu ülkeye zorla kabul ettirmeye çalışan İslami bir rejimdi. Başkan Bush 2001 Ekim ayında terörizmle savaşı Afganistan'ı işgal ile bin Ladin'in yakalanması ve terörist örgütleri barındıran diğer devletlere örnek olması için başlattı Bu hareket uluslararası toplumdan büyük destek gördü ve 37 devlet ya asker verdi, ya da başka türlü yardımda bulundu. Askeri harekât Taliban'ı devirdi ama Usame bin Ladin yakalanamadı ve işgalden iki yıl sonra bile nerede bulunduğu saptanamadı. ABD ve müttefikleri Afganistan'a dost bir rejim yerleştirdiler, fakat Washington ülkeyi yeniden inşa edeceğine dair verdiği sözü tutmadı. Sonuçta bölgesel savaş beyleri, güçlerinin büyük bir kısmını korudular; büyük toplumsal ve ekonomik reformlar başkent Kabil'le sınırlı kaldı. Kaba askeri güç, özellikle Amerikan hava gücü Taliban'ı dağıtmış ve el-Kaide ağlarını bozmuştu, ne var ki imha edebilmiş değildi. 2003 Eylül ayında Taliban yeniden toparlanmış ve koalisyon güçleriyle çarpışmaya girmişti. Afganistan'da yabancı askerlerin bulunuşu yerel direniş adına bir çağrı oluyor, el-Kaide liderlerinin kendi özel cihadına adam bulmasını kolaylaştırıyordu.
Sayfa 592 - Agora KitaplığıKitabı okudu
*Şehit olmuşlardır...
2011-2021 yılları arasındaki İsrail saldırıları sonucunda resmi rakamlara göre 806'sı çocuk 3572 Filistinli *hayatını kaybetmiştir.
Sayfa 84 - Cezve Kitap Y.Kitabı okudu
Reklam
_Benim ülkem Dünya’dır. Tüm insanlar benim kardeşimdir. İyiyi ve doğruyu yapmak benim dinimdir. _Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl’dır. Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım. _Mantığı kullanmayı reddeden birisiyle tartışmak, ölüye ilaç vermeye çalışmak gibidir. _İktidar halktan korkarsa bu
Şurası bir gerçektir; İtilaf Devletleri'nin gücü ve kazandıkları zafer ortadaydı ama kurmay sınıfımız onların zaafını da görmüştü. Her şeye rağmen, 1918 sonundaki Türkiye, yenilmiş olsa da 1914'ün Türkiyesi değildi. Uzun savaş yılları ve değişik coğrafyalarda savaş çok az sayıdaki Türk kumandanın ve politikacının direniş gücünü artırdığı gibi, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde de Türkiye'nin geleceği ve ordusunun hattı harekâtı üzerinde değişik düşünen bireylerin, hatta grupların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Britanya ordusunda da Türk askerler için olumlu görüş sahibi olanlar hiç az değildi.
AVUSTRALYA TATARLARI
Avustralya Tatarların daha geç dönemlerde, bilhassa Doğu Türkistan (Şingcang Uygur Özer Bölgesi, ÇHC)'dan, göç ettikleri bir ada olmuştur. Dünya'nın yüzölçümü ile kıyaslandığında 6. büyük ülkesidir. Okyanusya kıtasındaki bu ülke 7.741.220 km2 olmasına rağmen ülkenin genelde doğu ve güney doğusu yaşamaya müsait olduğundan nüfusu ancak 23
Direniş Yılları
Ömrümün iplerini elinde tutan insanoğlundan, uzak bir köy kahvesinde eğri bir sandalye bacağı olmayı bile isteyemezdim.
Sayfa 30 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.