Siz hiç çocukken, sırf hayatta kalabilmek umuduyla nefesinizi tutma çalışması yaptınız mı? "Babam beni gömüp gittikten sonra üstümdeki toprakları atarak dışarı çıkabilirim belki," diyerek...
Böyle bir umuda tuttundunuz mu?
Her zaman derim, "zordur her dönemde kadın olmak," diye. Eseri okuduktan sonra anladım ki en çok o
Bir Hayalin Ardında kitabının yorumu ile geldim
𓍯128 sayfalık kısa ama derin bir iz bırakan bir kitap ile şubat okumalarına devam. Konusu aşk ama sonu hüzünlü bir aşk hikayesi. Uzun zamandır bu türü okumamıştım. Şubat ayına yakışır özel bir okuma oldu. Hayatın gereği hüzün ve acıdan nasibini almış bir
Aşk, her insanın kalbinde taşıdığına göre değişen bir şeydi. Aşk, kimi zaman ateşte yakmaz, denizde boğdurmaz, kimi zaman da bir sinekle insanı yere sererdi. İnsan kalbinde ne taşıyorsa, aşk ona göre kendini gösteriyordu.
Aşk varsa eğer, bir çiçeğin kapısını çalarak rızık için konan arıya tebessüm edilir, kursağında yavrusuna rızık götüren kuşa hayretle bakılır ve ölü tırtılın diri kelebeğe takdir edilişi gözyaşlarıyla izlenirdi.
Aşk, bir annenin evladının üzerine titremesi, babanın yavrusuna gölgesi ve kardeşlik bağının adıydı. Bülbülün güle hasreti ve bu hasretin sancısıyla dikenlere sarılmaktı.
Aşk, sevdiği ısınsın diye kendi canını yakmaktı.
kitapyurdu.com/yazar/fatih-kar...instagram.com/yazarfatihkarat...
Birinci kitap beklentimi o kadar üst çıtalara çıkartmıştı ki... Galiba daha üstü olamaz diyordum. Ama bilin bakalım bu hangi yazar? Tabi ki Nagila ve ondan da bundan daha azını beklemek hata olurdu.
O kadar fantastik kitap okudum ama ben hiçbir fantastik kitabın böylesine kadınları öne çıkardığını görmedim. O kadar duygulandım ki. Yani seri tamam
-Spoiler içermez-
Kitabı okumadan önce Oblomov için hep 'tembel' ve 'üşengeç' gibi tanımlar duydum ve onun gerçekten de öyle biri olduğunu sandım fakat yanıldım. Üşengeç yahut tembel insanlar, yapacak işleri olan, onları yapmayı geciktiren insanlardır. Üşengeç ve tembel insanlar bunun bir kusur olduğunu bilir ve tembellik
-Spoiler içermez-
Korku; kendini en fazla hissettiren duygulardan biridir nazarımda. Şaşkınlık gibi kısa sürmez, aşk gibi parlayıp sönmez, üzüntü gibi unutulup gitmez... Yıllarca aynı frekansla korkabilir bir insan. Korkmaya uykusunda bile devam edebilir. Korku rüyalara bile sirayet edebilir. Korkuyu alt etmek zordur, öğrenmemiz gereken şey onunla