Bir Söylence
''Bu, yedi kollu bir şamdanın yazgısına dayandırılmış büyük bir söylencedir. Şamdan; Kudüs'ten Babil'e gitmiş, oradan bir şekilde dönmüş, bu defa Titus tarafından Roma'ya götürülmüş, Belisarios Kartaca'yı fethedince Bizans'a nakledilmiştir. Bu, dini öğeler taşıyan bir sanat eserinin yeryüzünde başına gelen muhtelemen en tuhaf yolculuk olduğu için, benim gözümde Yahudilerin asırlardır süregelen göçebeliğinin sembolüdür. Tarih kayıtlarına göre, İustinianos şamdanı Kudüs'e -yani bir Hıristiyan kilisesine- iade eder ve şamdan burada kaybolur. Benim söylencemde bu kayboluş, diriliş olasığı taşıyan bir saklanıp muhafaza edilmeye dönüşür.''
-Stefan Zweig
Kitabın ilk sayfasında bu yazı yer alıyor, Zweig burada neden yedi kollu şamdanın, Menora'nın, hikayesini yazdığını anlatıyor aslında. Hikayenin aşırı iç burkan bir yönü var o da Yahudilerin azınlıkta oldukları bölgelerde yaşadığı zorluklar. Bunları okuduğumuz zaman anlıyoruz ki insan her neye inanırsa inansın kutsal gördüğü şey için her türlü mücadeleyi göze alıyor. Kitabı okuduğunuzda anlayacaksınız ki inanç farklılıkları olsa da hiçbir insan birbirinden farklı değil yani kimse müslüman olduğu için iyi yada yahudi olduğu için günahkar değil. Zweig'ın en sevdiğim eseridir, okurken sürekli Lino Cannavacciuolo'nun Altalena'sını dinlediğim için de ikisi bir bütündür bende. Kitabı kesinlikle öneriyorum, aynı şekilde Altalena'yı da. :)