96 syf.
·
Puan vermedi
İlk başta söylemeliyim ki detaylı bir Mehmet Akif biyografisi istiyorsanız bu kitap size göre değil. Kitapta Sezai Karakoç'un ona karşı övgülerini büyük bir hayranlıkla anlatışı var. Kitaplıkta uzun zamandır okumayı bekleyen diriliş yayınlarından çıkmış, 2. basımı(1974) olan bu kısa kitabı okumaya başlayacağım zaman biyografi tarzı bir şey bekliyordum. Pek öyle olmadı. Kitap ilk bölümde hayatı, inanç ve düşünce oluşumu ve savaşından bahsediyor. İkinci bölümde ise şiirinden bahsediyor. Kitap Mehmet Akif'in doğduğu Abdülaziz döneminden başlıyor. Sonra Abdülhamit’in ülkeyi kurtarma çabalarından, eğitime verdiği önemden, sonrasında ise savaştan, kurtuluş döneminden bahsediyor. Yani ilk başlarda çoğunluk olarak o dönemden, az olarak da Akif'ten bahsediyor. Bölümün sonuna doğru kurtuluş sonrası yaşananların, inkılapların yeniliklerin hoşuna gitmeyip Mısıra gitmesinden ve orada sessizliğe bürünüşüne değiniyor. İkinci bölümde şiirini anlatırken Nazım Hikmet'ten, Eliot ve Claudel'in şiirindeki farklarından bahsediyor. En son ise Yahya Kemal ile karşılaştırıyor. Birisi eskiyi anlatırken birisinin yeniyi anlattığını, bu ikisi birleşince tam olduğunu söylüyor.
Mehmed Akif
Mehmed AkifSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20181,092 okunma
Nefis Terbiyesi Oruç
Hakikat ehlince, çok yemek bedeni besleyip geliştirirken ruhu daraltır ve sıkar. İnsan dünyevi lezzetlerden uzaklaştıkça ruhani ve ulvi olan hazlara yaklaşır. Mesnevi'de Hz. Mevlana, "Sen bedenini yağlı ballı yemeklerle besledikçe, asıl yarlığın olan, seni diri tutan ruhunu asla güçlü bulamazsın." derken ruhun gidasının açlık olduğunu
Reklam
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bir Söylence ''Bu, yedi kollu bir şamdanın yazgısına dayandırılmış büyük bir söylencedir. Şamdan; Kudüs'ten Babil'e gitmiş, oradan bir şekilde dönmüş, bu defa Titus tarafından Roma'ya götürülmüş, Belisarios Kartaca'yı fethedince Bizans'a nakledilmiştir. Bu, dini öğeler taşıyan bir sanat eserinin yeryüzünde başına gelen muhtelemen en tuhaf yolculuk olduğu için, benim gözümde Yahudilerin asırlardır süregelen göçebeliğinin sembolüdür. Tarih kayıtlarına göre, İustinianos şamdanı Kudüs'e -yani bir Hıristiyan kilisesine- iade eder ve şamdan burada kaybolur. Benim söylencemde bu kayboluş, diriliş olasığı taşıyan bir saklanıp muhafaza edilmeye dönüşür.'' -Stefan Zweig Kitabın ilk sayfasında bu yazı yer alıyor, Zweig burada neden yedi kollu şamdanın, Menora'nın, hikayesini yazdığını anlatıyor aslında. Hikayenin aşırı iç burkan bir yönü var o da Yahudilerin azınlıkta oldukları bölgelerde yaşadığı zorluklar. Bunları okuduğumuz zaman anlıyoruz ki insan her neye inanırsa inansın kutsal gördüğü şey için her türlü mücadeleyi göze alıyor. Kitabı okuduğunuzda anlayacaksınız ki inanç farklılıkları olsa da hiçbir insan birbirinden farklı değil yani kimse müslüman olduğu için iyi yada yahudi olduğu için günahkar değil. Zweig'ın en sevdiğim eseridir, okurken sürekli Lino Cannavacciuolo'nun Altalena'sını dinlediğim için de ikisi bir bütündür bende. Kitabı kesinlikle öneriyorum, aynı şekilde Altalena'yı da. :)
Gömülü Şamdan
Gömülü ŞamdanStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202214,3bin okunma
Geri116
167 öğeden 161 ile 167 arasındakiler gösteriliyor.