“Progress takes time, Luca. Don’t feel down. You might not be where you want to be, but you’re also not where you were yesterday... "
"İlerleme zaman alır, Luca. Kendini kötü hissetme. Olmak istediğin yerde olmayabilirsin ama dün olduğun yerde de değilsin... "
Our fears are temporary, they come and go throughout life. But regret is permanent, we carry it with us forever.
Korkularımız geçicidir, yaşam boyunca gelir ve giderler. Ancak pişmanlık kalıcıdır, onu sonsuza dek yanımızda taşırız.
She used to say, "What comes easy won’t last long, and what lasts long won’t come easy."
"Kolay gelen uzun sürmeyecek ve uzun süren kolay olmayacak." derdi.
Penelope Ward ikilisinin en iyi kitabıydı diyebilirim.
Kitabın konusuna spoiler vermeden değinmek gerekirse, Luca ve Griffin henüz çocukken öğretmenleri sayesinde mektup arkadaşı olurlar ve Luca mektuplara yanıt vermeyi bırakana kadar hayatlarındaki her ayrıntıdan birbirlerini haberdar ederler. 8 yıl sonra Luca'ya gelen yeni bir mektup her şeyin gidişatını değiştirir.
Kitapta bir çok kere bahsedilen, Griffin'in Luca'ya yazmış olduğu Luca şarkısının seslendirilmiş olduğunu öğrendim ve bu beni çok heyecanlandırdı. Dinlemek isterseniz size link bırakıyorum mail adresinizi girmeniz yeterli oluyor (linki kitabın içinden aldım): subscribepage.com/DirtyLetters
Bu iki yazarın yazdığı bütün kitapları okumaya çalıştığımı inkar edemem. Benim için özel bir yerleri var. Gerçi Penelope'yi ayrı okuma fırsatım olmadı ama Vi'nin kalemi iyidir. Güzel erkekler yazar ve okutur. İkisi bir araya gelip sık sık kitap yazdıklarına göre birbirlerinin kalemlerini seviyorlar ve yakın bir yazım dilleri var.
Vi ve Penelope
Griffin ve Luca çocukken mektup arkadaşlarıydı. Ama bir sebepden dolayı Luca mektup yazmayı bırakır *tahminimce Luca'nın sorunlarından dolayı yazmayı bıraktığını düşünüyorum.* Sekiz yıl sonra Griffin, Lucayı bir şekilde bulur ve sonrasında ona mektup yazıyor ama bir sinirle ve öfkeyle yazdığı belli. Tekrardan mektuplaşmaya başlarlar Griffin ve Luca arlarındaki sorunu hallederler bir nevi barışmışlardır. Artık bu Mektuplaşma olayı artık çocukken olduğu gibi artık masum değildir. Bu mektuplaşma hızla eğlenceden cilveye ve aşka dönüşmeye başlar. Bakalım neler olacak.
Yazarlar yine çok güzel bir şey çıkarmışlar. O duyguyu, üzüntüyü, mutluluğu hissettiriyorlar. Bundan dolayı da hem kitabı hem de yazarları çok seviyorum.
What else am I afraid of? Death. Fearing something that is inescapable might not be the most productive use of time. Maybe it isn’t even death that I fear but more the fear of the unknown.