Bu satırlar, bir daha üzerinde sapsarı başakları özgürce salınan bir bereket ülkesinin doygun son neslinin yurttaşları olarak okuyacağınız son satırlardan biri olabilir. Beni en çok korkutan ve geleceğe dair endişelendiren bir meselede düşüncelerimi yazıya döktüğüm bu yazılara sebep olan şirketin adını kapattım ki bir hukuki sorun doğmasın. Çünkü
Bu ülkede bir senin adını bir de senin adını yaşatanları yaşatmadılar Atatürk.
Uğur Abi de bu insanlardan biriydi. Yakışıklı olmak için ne saça ne gözlüğe ihtiyacı olan bir adam. Bir YAZAR ki kalemi senden benden güzel.
Uğurlar olsun... Doğruları yazmaktan bir an korkmayan yiğit insan.
Uğur Mumcu'nun yazıları bugün günceldir. Bunlar,
Ülkemizin dış borçları milyarları buluyor, neden devlet para makinelerini üç vardiya çalıştırıp bir an önce bu yükten kurtulmuyor? ... Düşünün ki devlet milyarlarca lira Türk parası bastı. Amerika, Türk Lira'sını Amerika'ya götürüp ne yapacak ki? Hiçbir şey. Kaldı ki onun bizden istediği TL de değildir. Onun esas alıp götürdüğü hazinedeki altındır. Devlet dış borç öderken TL değil elde ettiği döviz ve altınla bunu yapmaktadır. İşte bunun içinde basılacak olan tonlarca para dış borçlar açısından hiçbir yarar sağlamaz.
Sayfa 86 - Yıldız Kitaplar - 1. Baskı - Mart 2012Kitabı okudu
Hakan Günday'ın "piç" tanımı kelime anlamından çok daha farklı, bir o kadar da isabetli bir tanımdır. Günday'ın piçleri aslında kaderine teslim olan günümüz neslinin sorumsuz ve tepkisiz yaşamının bir özetidir. Hepimizin içinde küçükte olsa bulunan bir ruh halidir.
Piçin tanımını Günday, kitabın ilk sayfalarında şu şekilde
“1908’de İttihat ve Terakki Cemiyetine bağlı, ‘Jön Türkler’ de denen Osmanlı subayları Abdülhamid’e baskı yaparak II. Meşrutiyetin ilan edilmesini ve meclisin açılmasını sağladılar. İttihatçılar yeni kuşak Osmanlı subaylarıydı, imparatorluklarını Büyük Devletlerden ayıran uçurumun farkındaydılar. Birçoğunun ailesi 1870’lerde Balkan Savaşları yüzünden yurtlarından olmuştu. Değişim isteyen bu hareket uzun süredir imparatorluğun Batıya açılan penceresi olan Selanik’te başlamıştı. İttihatçılar art arda gelen yenilgilere tanık olmuş. Ülkelerinin dış borç altında ezilişini seyretmişlerdi. 20. Yüzyıl boyunca birçok ülkeyi sarsan devrimci hareketlerin ilk dalgasıydı Jön Türkler.”