Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
GECE YARISI Arkadaşlarımla girdiğim bardan gece yarısı tek başına sessiz sedasız ayrılan insan eşittir ben… Vefasız dost, Arkamda onca saçma sapan sözler… Bir sürü boş geveze çeneler…
Reklam
Pardon/Gökhan Özcan
Pardon, sizi ne zaman karşımda görsem elim kolum birbirine dolanıyor. Sonra saatlerce kendimi çözmeye çalışıyorum. Pardon, ben sizin yazdığınız bütün kitapları okudum ve inanın çok yoruldum. Lütfen kitap yazmaya biraz ara verir misiniz? Pardon, beni hatırlamadınız değil mi? Ben de sizi hatırlamadım! O halde lüzumsuz yere kucaklaşmayalım
TUHAF BİR MASAL
Düşündüğüm anlardandı senin kucağımda yattığın bana soran gözlerle baktığın o an. Biz aynıyız. Düşünsene Son anlarını yaşayan insanları. Hafif bir ağrıyla hastaneye gidiyor mesela. -Merhaba hemşire hanım. Biraz başım ağrıyor. İki gündür geçmedi. -Kimliğiniz lütfen. Sonra doktoru bekliyor mesela. O sırada yanında duran kadının hafif
Dışarıda yağmur var galiba :)))
“Saçların suyu çekmemiş yine, kafan ışıl ışıl ....”
Saat 06:21, 30 Ocak Perşembe günündeyim, günündeyiz. Belki bunu sadece ben yazıyor ve ben okuyor olacağım. Ya da şu anda tuvaletin ışığını açan annem ya da babamda okuyacaktır. Kimin okuduğunun bir önemi yok aslında. Ne anlattığımın bir önemi var. Bu arada bu saatte babam uyanmıştır. Tek işe giden o. Her neyse... 16 Ocak yine bir perşembe gününden
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.