Ve sonunda, kim bilir ne gün, bu halk çukurdan çıkacak, işçi kastlarını ve Oligarşiyi unufak edecektir ; sonra nihayet, yıllarca, yüzyıllarca süren bu uğraşın sonunda, halka gün doğacaktır.
Sayfa 203 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Kâr paylaşımı, kazanç mücadelesinden oluşan bir düzenin içinde sadece istisnai durumlarda başarılı olabilirdi çünkü emek ve sermaye her yerde kârı paylaşsaydı, herhangi bir kâr paylaşımı olmaksızın sağlanan koşullar elde edilirdi. Böylece fiilen herhangi bir geçerliliği olmayan kâr paylaşma fikrinden vazgeçildi; bunun yerine yağmaya katılma düşüncesi doğdu. Büyük ve güçlü sendikaların sloganı, "Bana daha çok, herkese daha az "idi. Bu çıkarcı politika çeşitli yerlerde başarıyla uygulandı. "Herkese daha az" kısmı, örgütlü olmayan büyük işçi kitlesine ve zayıf örgütlü emekçilere dayatıldı. İşçi tekeli haline gelen büyük sendikaların üyeleri olan güçlü kardeşlerinin ücretlerindeki artışı, esasen bu emekçiler ödedi.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Mustafa Kemal Önder'im* Ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız diye çıkmıştı yola, Nereye gideceğini biliyordu, sapmadı sağa, sola, Anadolu’ya gidiyordu tam bağımsızlık ateşini yakmaya, Bugünde o ateşi yakacak Mustafa Kemal Önder’im. Çok yivli, çok tetikli, çok kollu, çok dişli bir canavara karşı, Türk Milletinin dini ve milli
Samguk Yusa'dan Alıntılar
Wei-shu'da şöyle yazar: "İki bin yıl önce (Geleneksel tarih: M.Ö. 2333) Tangun, diğer adıyla Wanggom, Kae-song'un doğusundaki Paekju eyaletinde, şimdi Paegak-kung (modern P'yongyang) olarak adlandırılan yerde Muyop-san olarak da tanımlanan Asadal'ı kraliyet ikametgahı olarak seçti ve Kao (efsanevi Çin İmparatoru Yao) ile
"Okyanusa bakarken kendinizin ne kadar küçük olduğunu hiç hissetmemişsinizdir" Wynand güldü. "Hiç," dedi. "Gezegenlere bakarken de. Dağ doruklarına bakarken de. Grand Canyon'a bakarken de. Neden hissedeyim? Okyanusa baktığımda, insanoğlunun büyüklüğünü hissediyorum. Onca anlam dışı mesafeleri fethedebilmek için, bu
İbnu's-Serrâc, İzzeddin b. Nuaym isimli Rifai şeyhinin kadın ve erkeklere aynı anda sema yaptırdığını ve devrin yöneticileri tarafından kınandığını belirtmektedir. Bilindiği üzere, sema ve raks, özü itibariyle Melami meşrepli tasavvuf akımlarına özgü bir ayin biçimi olup esrime ve vecd aracı olarak kullanılmaktadır.¹⁹⁹ Bu itibarla sema ve
Sayfa 101 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Rifâîlik, Ayin
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.