“Varlık Birliği” inancında sûfîler, iki bölüğe ayrılırlar. Bir kısmı varlıkları yukarıda arz ettiğimiz gibi, Tanrı bilgisinde bilgi sûretleri olarak sabit olan gerçeklerin zuhuru saymışlardır ki bu takdirde kâinat, yokluk aynasında görülen nisbî ve izafî varlıklardır; hiçbir varlığın kendi varlığı yoktur; o varlık ancak mutlak olan Tanrı’nın, Tanrı sıfatlarının zuhuru olması, O’nun varlığına mazhar bulunması bakımından vardır. ... ... İkinci bölükse şeriattan ayrılmayanlardır. Bunlara göre kâinat yoktan var edilmiştir, gene yok olacaktır. Kitap ve sünnette, yâni Kur’an ve hadiste bildirilen şeylerin hepsi gerçektir, tevil edilemez. Bunların bâtını, yâni içyüzü vardır; fakat bu zevke, hattâ kendini verişe, kendinden yok oluşa aittir; içyüzünün oluşu, zahirî mânalarını inkâr ettiremez. Âlemin varlığı iki yokluk arasındadır ve hiçbir şey kendi varlığıyla var olmadığından, ancak Tanrı’nın hükmüyle, irâdesiyle var olduğundan, varlıklar Allah’a nisbetle yok demektir. ... ...
X Mevlâna Hazretlerinin ilk kitabı olarak Mecalis-i Seb'a biliniyor. Bir yüzü açık açık fıkha ve onun ilmine, öbür yüzü gizli gizli ledün bilgisine bakan konuşmaların derlenişi. Divan-ı Kebir, Mevlâna'nın, âdeta kendinden geçerek ve sanki yine kendine söylediği şiirler. Mesnevi, hazır ve gaibteki, şimdiki zaman ve gelecekteki dostlara,
Sayfa 58 - Diriliş Yayınları 5.baskı - İstanbul- Şubat 2012Kitabı okudu
Reklam
giriş
KIYMETİ BİLİNMEYEN ŞAHESER Niçin Yeni Bir Tercüme Avrupa ve Amerika'daki fikrî ve teknik gelişmeleri çok yakından takip eden ve
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
hazretlerinin eserlerini okumaktan da büyük haz alan bir dostumdan dinledim: "İstanbul'a Batı'dan falan düşünür geliyor, filan yerde konferans verecek