Islamiyet'ten evvel, Türk, kendini iki nokta-i nazardan ( açıdan) sair (diğer) halklardan ayırıyordu:
1. Lisan nokta-ı nazardan
2. Din nokta-i nazardan.
Türk, lisan nokta-i nazarından kendisine benzemeyelere, yani Türkçeden ayrı bir dil konuşanlara "Sumlım" adını veriyordu.
Divan-ı lügati't Türk'te bu kelimenin manası şu şekilde gösteriliyor:
"Sumlım Tat: Asla Türkçe bilmeyen İranlı. Bundan başka Türkçe bilmeyen her ferde de Sumlım denir."
(...)O halde, Arap'ın nazarında acem ne ise Türk'ün nazarında da "sumlım" odur.
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ HAYATI
12 Ocak 1905 - 11 Aralık 1975
Hüseyin Nihal Atsız Bey'in babası, Gümüşhane ilinin Dorul ilçesinin Midi köyünden 'Çiftçioğulları' ailesine mensup (Deniz Makina Önyüzbaşısı) Hüseyin Ağa´nın oğlu (Deniz Güverte Binbaşı) Mehmet Nail Bey olup; annesi ise, Trabzon'un kadıoğulları ailesinden (Deniz Yarbayı) Osman Fevzi Bey´in
Türklerin oklarının isabetinden kurtulmak için aklı olana düşen, onların tuttuğu yolu tutmak, onlardan yana olmaktır. Derdini dinletmek ve Türklerin gönlünü almak için onların dilleriyle konuşmaktan başka yol yoktur..