SabitFikir yıllar önce takip ettiğim bir dergiydi. Sonra ne olduysa artık dergiyi almadım. Yıllar sonra tekrar okumak istedim. Şu yıllar da farklı farklı dergiler okusam da bir türlü kendime uygun bir dergi bulamadım. Genel olarak sadece Ot Dergisini seviyorum. Günümüz dergilerini biraz yetersiz buluyorum. Okuyorum ama yeterince haz ve bilgi alamıyorum. Bir sonraki ay yine bir dergi alacağım. Hangisi olur bilemiyorum ama umarım beni tatmin eden bir dergi olur.
SabitFikir yıllar önce okuduğum da seviyordum ancak çok fazla kitap tanıtımı ve kitap incelemesinin olması insanı sıkıyor. Bu ay aldığım dergi de ise kitap tanıtımı daha çok artmış. İçinde kaç kitap vardı Allah bilir. Tamam kitap tanıtmak hoş güzel ancak fazla olması cidden bunaltıyor. Derginin %80'i tanıtımdan oluşuyor. Bu tanıtımlar genelde kitabın içeriği hakkında edebi kısa bir yazı sadece. Yani öyle çok övülecek yazılar değil.
Bazı yazarları tanıtması açısından güzeldi. Bu tanıtma edebi bir dille keyifli bir anlatımla okura sunmuştu.
İçeriğinde Divanü Lügati't Türk'ün 950. Yılına özel yazı, Esrar Dede ile Şeyh Galib hakkında ki yazı, Fatma Girik hayatına dair ufak bir yazı, Dede Korkut ve tiyatroya yönelik bazı konuları içermesi güzeldi. Derginin başı çok güzeldi ama devamı hep kitap tanıtımı içeriyor. Herhalde derginin özelliği bu olmalı.
Genel olarak güzeldi. İsteyen okuyabilir. Özellikle yeni kitaplar keşfetmek isteyenler için iyi bir dergi.
Keyifli okumalar.
●Kaşgarlı Mahmut tarafından yazıldı.
•Türkçe - Arapça karşılaştırmalı sözlüktür.
•İçinde Türk dünya haritası bulunmaktadır.
•Kaşgarlı Mahmut ilk Türk filolog, katrograf, etnoğraf olarak kabul edilir.
•Abbasi halifesi 'El Muktedi Billah'a sunulmuştur..
İncelemeye Mustafa Kutlu'nun bu kitap hakkındaki birkaç cümlesini yazarak başlamak istedim: "Etrafımız çelik ve beton yığınları ile kuşatılmışken, her yerde plastik egemenliği sürüp giderken, her sabah silah sesleri ve bomba gürültüleri ile uyanırken, baskı ve zulmün yaygınlaştığı bir dünyada çiçeklerden bahsetmenin ne alemi var diyeceksiniz.
Nevruzla ilgili bir kaç kısa bilgi verelim ki ısrarla Nevruz'u başka başka taraflara çekenlere bilgi olmuş olsun.
Türklerin (Göktürklerin) Ergenekon'dan demirden dağı eritip çıkmalarını, baharın gelişini, doğanın uyanışını temsil eder. Doğu Türkistan'dan Balkanlara kadar tüm Türk kavimleri ve toplulukları tarafından, MÖ 8.