·
Puan vermedi
Anadolu’dan Hatıralarla Nurettin Topçu’nun Mektupları
“İlim ve ahlak aynı kökten çıkar, biz bunu bilemedik.” Nurettin Topçu Hatıralar; ah’larıyla içten dışa dökülen acı/keder/pişmanlıklar ile bir tebessümün tatlı bakışlarında hissedilen sevinç/mutluluk/heyecan ve halen devam ettiğimiz bir yolun geçmiş kalıntılar ile bıraktıklarımızdır. Elle dokunduğumuz bir fotoğraf/mektup/anı ile zihinde
Anadolu'dan Hatıralarla Nurettin Topçu'nun Mektupları
Anadolu'dan Hatıralarla Nurettin Topçu'nun MektuplarıM. Orhan Okay · Cümle Yayınları · 201518 okunma
307 syf.
9/10 puan verdi
Siz hiç bir şehre aşık oldunuz mu? Onun sokaklarını, caddelerini, parklarını kendi eviniz ve insanlarını kendi kardeşiniz saydığınız oldu mu? Bağlandınız mı bir şehre bir sevgiliye bağlandığınızdan daha derin duygularla? Diyarbekirde sadece üniversite hayatım boyunca kalabildim ama taşı, toprağı, insanı, havası, suyu, kültürü ile Diyarbekir benim
Diyarbakır Türküsü
Diyarbakır TürküsüMehmet Mercan · Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti · 20022 okunma
Reklam
"Sultan Hamid olmasaydı Osmanlı İmparatorluğunu Avrupa çoktan taksim ederdi." "Hangi Osmanlı İmparatorluğu? Dünyada böyle bir şey mi var? Memleketin neresi benimki taksim edilecekmiş. Ereğli'de kömür Fransız; Haydarpaşa'da Demir Alman, yalnız Yemen'de dökülen kan Türk... Üstünde ölüp altında gömülecek kadar toprak. Bu mu memleket?! Elçi tercümanlarının çiğnedikleri leşe siz Osmanlı İmparatorluğu mu diyorsunuz? Siz ne diyorsunuz beyefendi, hangi devlet hangi imparatorluk? Diyarbekir'de bir Türk bir Ermeni'nin nasırına bassa devletler Galata'ya bir düzine karakol gemisi gönderiyorlar. Avrupa hariciye nazırları vilayetlerimize dahiliye nazırımız kadar karışıyor. Sonra da 'Avrupa bizi taksim etmez Sultan Hamid padişahtır,' diyorsunuz!.."
Diyarbekir ağladı. Dağ taş, ağaç ot ağladı. her yeri Dicle'nin uğultusu kapladı.Kuşlar ağladı. Memleket ağladı.insanlar ağladı. şehrin kalbine tekrar ateş düştü 51 Yiğitoğlu toprağına düştü.
memleket.
Kırklar Dağı viran olmuş, yiğit ölmüş. Ne haldasan Diyarbekir?
KADIN SEN HEP GÜL Kadın bırak saçların dağılsın . Bu vazgeçişler , bu susmalar , bu kışlar yordu bizi .. Saçların dağılırsa .. Bahar gelir bu şehre , bu coğrafyaya . Gülistana döner mezebotamya .. Nazlıcan lar yeşerir diyarbekir surlarında . Aşıklara siperdir diyarbekir surları . Bin yıllık türküdür kürdün dilinde . Bir gurur abidesidir
Reklam
(...)Siz biliyor musunuz ki Sultan Hamit olmasaydıi Osmanlı İmparatorluğu'nu Avrupa çoktan taksim ederdi!" (...)Adnan büsbütün öfkelendi ve Nail'e: "Memleketi taksim mi ederlermiş? Memleketin zaten neresi benim? Ereğli'de kömür Fransız! Haydarpaşa'da demir Alman! Yalnız Yemen'de dökülen kan Türk! Üstünde ölüp altında gömülecek kadar bir
Sayfa 72 - Oğlak YayınlarıKitabı okudu
250 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en önemli şairi ve yazarndan birisidir.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
En ünlü şiirleri "Yaş Otuz Beş" ve "Memleket İsterim"'dir. Büyük şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı, Otuz Beş Yaş şiiri ile edebiyatımızın kült şairleri arasına girmiş, Baudelaire, Verlaine gibi Fransız şairlerinden etkilenmesine karşın yaşamı boyunca hiçbir yazınsal akımın içinde bulunmamıştır. Sanat için sanat ilkesine bağlı kaldı. Ona göre şiir, kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır. Vezin ve kafiyeden kopmamış; ama ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır. Açık ve sade bir üslubu vardır. Öyküleri, “https://1000kitap.com/yazar/i156Hikâyeciliği ve Hikâyeleri" adıyla Selahattin Önerli tarfından 1976'da kitaplaştı düzyazıları ve konuşmalarının dışında, yirmi iki öyküsünü de kapsayan bir çalışma da 70'li yıllarda yayınlanmıştı.. Tarancı bu öyküleri bir dönem Cumhuriyet gazetesinde düzenli olarak yazmıştı. Şairin unutulmaz bir dizesi altında
Gün Eksilmesin Penceremden
Gün Eksilmesin Penceremden
adıyla bir araya getirdiğimiz bu öyküler,dir. Dili son derece yalın, çarpıcı, yaratıcı bir öykücünün usta işi çalışmaları... Kitap, şairin bütün öykülerini ilk kez bir araya getiriyor. M. Sadık Aslankara'nın bir incelemesiyle sunuyoruz..
Gün Eksilmesin Penceremden
Gün Eksilmesin Penceremden
Ben okudum sıra sizde #Buyurun Diyarbekır 'e gidersenız mutlaka müzesini gezin,derım çok güzel dı. Yaşanmışlığın sinmişliği vardı.. Her yerinde.
Gün Eksilmesin Penceremden
Gün Eksilmesin PenceremdenCahit Sıtkı Tarancı · Can Yayınları · 2012441 okunma
KADIN SEN HEP GÜL Kadın bırak saçların dağılsın . Bu vazgeçişler , bu susmalar , bu kışlar yordu bizi .. Saçların dağılırsa .. Bahar gelir bu şehre , bu coğrafyaya . Gülistana döner mezebotamya .. Nazlıcan lar yeşerir diyarbekir surlarında . Aşıklara siperdir diyarbekir surları . Bin yıllık türküdür kürdün dilinde . Bir gurur abidesidir türkün
Bir Sürgün Portresi: Ayşe Şan
‘Kadın, Dengbêji söyleyemez’ diyen bir aileden ‘Kürtçe şarkı söylemek yasaktır’ diyen bir devlete kadar baskının her halini iyi tanır Ayşe Şan. ‘Ölsem de Kürtçe şarkı söyleyeceğim’ diyen Ayşe Şan’ın kararlılığı hiç bitmez Kürtler için Êyşana Kurdi, Türkler için Ayşe Şan, Araplar için Êyşana Êli’ydi o… Egemen bütün zihniyetlere karşı savaşarak
Reklam
Memleket
Seni Diyarbekir'e yol­layacağım. Bir cennet, doğunun cenneti orası. Hiç pişman olmayacaksın.
Sayfa 64 - Can yayınlarıKitabı okudu
Kürt Teâli Cemiyeti'nin Maksadı
Vücuda gelmeye başlayan bu teşekküllerden başka, memleket dahilinde daha birtakım teşebbüsler ve teşekküller de vukua gelmişti. Bunlar arasında Diyarbekir, Bitlis, Elâziz vilayetlerinde, İstanbul'dan idare olunan Kürt Teâli Cemiyeti vardı. Bu cemiyetin maksadı, yabancı himayesi altında bir Kürt hükümeti vücuda getirmekti.
Vücuda gelmeye başlayan bu teşekküllerden başka memleket dahilinde daha bir takım teşebbüsler ve teşekküller de vukua gelmişti. Ezcümle Diyarbekir,Bitlis, Elaziz vilayetlerinde, İstanbul'dan idare olunan Kürt Teali Cemiyeti vardı. Bu cemiyetin maksadı, ecnebi taht-ı himayesinde bir Kürt hükümeti vücuda getirmekti.
Kamusu'l Alam ("Yer Adları Sözlüğü")
Kamusu'l Alam ("Yer Adları Sözlüğü") Türkçenin ilk modern resimli coğrafya ansiklopedisidir. Yazarı, yorulmaz sözlükçü Şemseddin Sami Bey, yayın tarihi 1888-1891'dir. Arkadaşımız Kostas Nouros yeni harflere çeviriyor. "Kürdistan" maddesini göndermiş. Kürdistan Asya-yi Garbi’de kısm-ı azamı Memalik-i Osmaniyye’de ve bir
Ayni! Hep aynı! Avrupa hep bizi kıskanmış!
"Memleketi taksim mi ederlermiş? Memleketin zaten neresi benim? Ereğli' de kömür Fransız! Haydarpaşa' da demir Alman! Yalnız Yemen'de dökülen kan Türk! Üstünde ölip altnda gömülecek kadar bir toprak; bu mu memleket? Elçi tercümanlarının çiğnedikleri leşe siz Osmanlı İMPARATORLUĞU mu diyorsunuz? "Maliyeyi düzeltelim.!" Bunu padişah başbaşa kiminle düşünüyor? Sadrazamla mı? Hayır! Alman Baştercüman: Testa ile!.. Ermeni ihtilalinde yirmi beş Ermeni'yi Osmanlı Bankasindan çıkarmaya Sultan Hamit kimi gönderiyor? Zaptiye Nazıri'nı mı? Hayir! Moskof Baştercümani Maksimof u!.." Siz ne diyorsunuz Nail Beyefendi? Hangi devlet; hangi imparatorluk? Diyarbekir'de bir Türk bir Erme- ni'nin nasirina bassa devletler Galata'ya bir düzine karakol gemisi gönderiyor. Avrupa hariciye nazirları vilayetlerimize dahiliye nazırımız kadar karışıyor. Sonra da ' Avrupa bizi taksim etmez, çünkü Sultan Hamit padişahtır!' diyorsunuz. Demek ki Abdülhamit'ten korkuyorlar?"
XV- Hidayet'in konağı
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.