Büyük ihtimalle ilk okuduğumda okumak için okumuşum diye düşündüm. Ama şu anda okuduğumda ihtiyacım olan mesajı almak için okuduğumun farkındayım. Belki o zamanlarda bu mesaja ihtiyacım vardı.
"Hatırladığın her güzellikte, Sevginin gücüyle daha da çoğalacağız, Hiç korku kalmasın içinde."
Yol gösterici ateş böcekleri ve evini kaybetmiş yavru ayı... Çok tanıdık!
Kitap çocuklara uygun ve çok güzel keyifliydi. İçimdeki çocuktansa yetişkin tarafım daha çok şey öğrendi diyebilirim.
Sevginin GücüCaroline Richards · İş Bankası Kültür Yayınları · 2019201 okunma
Acımadan koparmaya başladım hasta yaprakları. Mühim olan ağacın yaşamasıydı. Bu yapraklardan kurtulunca ağaçlar daha canlı görünüyordu. ' Hayatımızda bize zarar veren insanları da tam olarak böyle temizlemeniz gerek,' diye düşündüm. Acımadan, düşünmeden...
İspanya'da on altı yaşına girdiyseniz reşit sayılırdınız, hatta bir zamanlar bu yaş on dörtmüş. Ama İran'da dokuz yaşına basan bir kız çocuğu reşit kabul edilir. Peki ya hayatımın çoğunu geçirdiğim Amerika Birleşik Devletleri'nde? Orada yetişkin olmanız için liseyi bitirmeniz şarttır. On sekiz yaşında yuvadan ayrıldım, diye düşündüm. Bu, dünyanın pek çok ülkesinde, benzer arzuları gerçekleştirecek özgürlük ve refah olmadığından bir lükstü. Bunları hesaba kattığımda nasıl bir sonuca varmalıydım peki? İspanya, Amerika Birleşik Devletleri ve İran'dan müteşekkil, son derece keyfi bir üçgende, kültürel önyargıların ve yasaların, insanların hayatlarına sınırlar çizmeye çalışırken birbiriyle çakıştığı bir bölgeye hapsolmuştum.
Bütün ömürlerinde savaş belası içinde yaşamış olan kadınların hâlleri içimi paralıyordu. Âdeta bir mucize olarak yaşayabilmişlerdi. Bir tanesini iyi hatırlıyorum. Bir taraftan örgü örüyor, bir taraftan harpte şehit olan kocasından bahsediyor, aynı zamanda erkek sayısı azaldığı için, koca bulmanın zorluğundan söz ediyordu. Fakat, kimsenin kocasını da elinden almak istemiyordu.
Dedim ki:
— Bu genç milliyetçilerden bir tanesini kaçır, al.
Kahkahalarla güldü:
— Ben de düşündüm ama, hiçbirini beğenmedim, diye cevap verdi.
Sigarayı söndürdüm, odaya girdim. Gözüm karanlığa alışmıştı. Akrobatı açmama gerek yoktu. Zaten
Müzeyyen, evde yoktu.
Tek harekette bütün ışıkları yaktım. Ufaklığın odasına daldım, boştu. Göze görünebilecek, not
bırakılabilecek her yere baktım. Bir daha, bir daha baktım. Telefonun yanındaki not defterine, not
defterindeki yazılara, yazıların
Yazarın Nietzsche Ağladığında kitabını okuduğumda, zerre okuyamadığım felsefeyi yalın diliyle anlatabildiği için çok sevmiştim Yalom'un kalemini. Çok benzer bir şekilde, bu kitapta da Psikoloji alanı aynı basitlikte ele alınmış. Psikologların el kitabı olabilecek, alanın tarihini, inceliklerini ele alan bir kitabı, benim gibi alanla ilgisi
#rahip
#geceyarısıayini
-SİERRA SIMONE
Kitapla ilgili analizime başlamadan önce uyarıcı notumu yapmalıyım diye düşündüm. Bu kitap dark romance ve ağır smut sahneler içeriyor.
Herkesin okuyupda kaldırabileceği bir tür değil taktir edersiniz ki. Ama türünde bence oldukça keyifli bir kitaptı. Katolik bir rahip olan Tyler Bell kilisenin genç rahibi
Şimdi bir kitap incelemesi yapmak istiyorum ama o kadar içime oturdu ki okuduklarım Ne diyeceğimi ne yazacağıma İnanın ben de bilmiyorum Ethem, Ekrem, Emin, Nurten, Hülya, Sevgi, Kazım Baba, Mürüvvet anne Rıfat hoca bu insanlar sıradan kapı komşumuz diyeceğimiz ya da kendi ailemizdeki kişiler. Ne yaşadılar ne düşündüler belki merak ettiğimiz ya da banane deyip dinlemeye tenezzül dahi etmediğimiz insanlar gibi. Ama içini açınca neler nelerin çıktığı bir topluluk oluyorlar be...Nedir bu kadar bu insanların aklına takılan şey! Niye herkes yalanlarla yaşıyor? Eminim hepimizin ailesinde böyle olaylar var. İç seslerimiz başka konuşur dış seslerimiz başka... Yer yer kitabı okurken şunu düşündüm, benim de içimden geçenleri yazacak mı Şermin Yaşar? Acaba söylemek mi iyi söylememek mi? Kitabın sonuna kadar bunu düşündüm. Bir eser düşünün bütün sayfaları alıntılama yapılabilecek kalitede bir şey olsun. Düşünün be sadce 200 sayfacık ama anlam bakımından bin sayfalık belki de bir ömürlük diyebilirim. Ben 10 üzerinden 10 verdim bir kez daha okumayı tercih ederim. Bu kitaptan sonra çevremdeki insanlarıb dertleri var mı yok mu diye çok çok merak etmeye başlayacağım biliyorum az çok kendimi. Çünkü insanlar yaşadıklarıyla gördükleriyle insan oluyorlar. Çok fazla ders çıkarmalık bir eser olmuş. Şermin Hanım siz yazın Biz okuyalım!!! Sevgili 1K okuyucuları ben ben olalı ilk kez bu kadar dağıldığımı gördüm. Kitaptaki kişiler karakterler toplandılar biz anlattık sende de varsa sen açıkla dercesine beni köşeye sıkıştırdılar. Fazlasıyla etkilendim. Şiddetle tavsiye ediyorum...