Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şimdi defol çık aklımdan.Seni düşünüyorum.Bacaklarım titriyor,lanet olsun!Teninin kokunusu nasılda kazımışım ruhuma.Bir anda!Ama olmaz dövüşecek halim yok benim.
Sayfa 125
Küçük Kara Balık 'Hayır anne!' demiş, 'Ben artık bu gezintilerden bıktım usandım. Başka yerlerde neler olduğunu görmek için yola koyulup gitmek istiyorum. Sen belki de bu sözleri başkaları küçük balığa öğretti diye düşünüyorsun. Ama bilmelisin ki, ben uzun zamandır bunu düşünüyorum. Tabii diğerlerinden de çok şey öğrendim. Örneğin şunu öğrendim ki, balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp beddua ederler, herkesten şikâyet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?'
Reklam
“(...) çok güzel kızlar varmış ve Kant'ı da su gibi okuyorlarmış diye söylentiler çıkarıyorlar, doğru mu acaba? Onları ne yazık ki karşıdan karşıya geçerken ve vapurda bacak bacak üstüne atarken ve piyasa caddelerinde gözlerini ilerde bir noktaya dikmiş yürürken göremiyoruz, nerede saklanıyorlar dersin, bak ben ortadayım, onlarda kim bilir ne
Hayatınızda biriyle öpüştüğünüz anda, onun sizden daha o esnada uzaklaştığını hissettiğiniz oldu mu? Onların dudaklarının artık öpmek için sizin olmadığını düşündüğünüz oldu mu? Gözlerinizi kapatıp o tek öpücüğe umutsuzca tutunmak, sonradan anımsamak üzere o anı beyninize kazımak istediğiniz oldu mu? Belki de bu öpücük partnerinizden değil de çocuğunuzla, yakın arkadaşınızla veya anne-babanızla da olmuş olabilir mi? Bugünlerde kollarımı annemin boynuna dolayıp, onu sıkıca sarmalıyor,onun tanıdık limoni kokusunu içime çekiyor,buruşmuş tenini kendi tenimde hissederken gelecekte bana artık sarılamayacağı için acaba o da aynı şekilde mi bana sarılıyor diye düşünüyorum. Belki gözlerimi kapatıp, beni beşikte salladığı günleri veya ilk öpücüklerimi anımsıyor olabilir miydi?
Sayfa 321Kitabı okudu
Can Sıkıntısı
Bir müddet durdu. Eliyle gözlüğünü oynattı ve devam etti: “Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı.
"İnsan zihninin, boş bir çatı katına benzediğini ve insanın bu çatı katını kendi seçeceği mobilyalarla döşeyeceğini düşünüyorum. Yalnızca bir aptal, önüne gelen her bilgiyi kapar, böylece ona faydası dokunabilecek bilgiler kalabalıklaşır ya da birçok şey birbirine girer ve o bilgiye ihtiyacı oldu mu güçlükler yaşar. Ama becerikli ve usta bir kimse, zihnine ya da çatısına bir şeyler alırken son derece dikkatlidir. İşini yapmasına yardım edecek aletlerden başka hiçbir şeyi yoktur ama bunları da sınıflandırmış ve kusursuz bir düzene sokmuştur. O küçük odanın duvarlarının esnek olduğunu ve her ölçüde genişleyebileceğini düşünmek hata olur. Emin olun ki, zaman geliyor, zihninize kattığınız her bilgiyle önceden bildiğiniz bir şeyi unutuyorsunuz. Bu yüzden, önemsiz bilgilerin önemlilerin önünü tıkamaması çok büyük önem taşıyor." "Ama söz konusu, Güneş Sistemi!" diye çıkıştım. "Dünya'nın Güneş'in çevresinde döndüğünü söylemenin," diyerek sabırsızlıkla sözümü kesti, "Bana ne faydası var? Dünya isterse ayın çevresinde dönsün, ne benim ne de işim için hiçbir önemi yok."
Reklam
Sydney Carton yaşlı adama " sözün gelişi bugün kalbinizin sesini dinleseydiniz ve bir ses size 'hiç kimsenin sevgisini kazanamadım.' deseydi. ' bugüne kadar boşuna yaşadım, hiç sevenim yok deseydi, o zaman geçen yetmiş sekiz yılın ağırlığı altında ezilirdiniz değil mi?" diye sordu "evet Sydney çok haklısın..." dedi bay Lorry. genç adam gözlerini aleve çevirerek dedi ki: "sormak istediğim bir şey var bay Lorry. çocukluğunuz size karanlıklar ardında kalmış gibi mi geliyor, yoksa annenizin saçlarınızı okşadığı günler size çok yakın mı?" - " yirmi yıl önce çocukluğumu hatırlamazdım ama şimdi aksine çok iyi hatırlıyorum, çünkü insanlar bir daire içindeler ve yaşadıkça başladıkları noktaya geri dönüyorlar. bu insanı sona yaklaştırmak için var olan bir his. Unutmuş olduğum yaşantılar tekrar canlanıyor gözümün önünde. Onları adeta yeniden yaşıyorum. annemi düşünüyorum o güzel kadını. oysa şimdi ben ondan daha yaşlıyım ve hayallerimin bahçesinde gezindiğim çocukluğumu şimdi dün gibi hatırlıyorum." Sydney sararmıştı " sizi çok iyi anlıyorum bay Lorry.
Sayfa 200
Artık bütün mantık hesaplarımı kaybettim! Hem de öylesine kaybettim ki, Amerika'da bir cinayet işlense de dünya çapında bir ses sorsa, 'Katil kim?'... 'Benim!' diye haykırabilirim! Soğuk kış geceleri köprü altında yatan çocukların vebali benim boynumda! Gömleğimin yakasında! İsterse çareme adli tıp baksın! Fakat bir hastaneye girsem de, kan kanseri çeken hastalar görsem; 'Acaba onları bu hale ben mi getirdim?' diye düşünüyorum! Ben ne yaptım! Uykuda, baygınlıkta, annemin karnında, babamın kanında hangi cinayeti işledim! Hangi mukaddesi kirlettim ki, kendimi gelmiş gelecek bütün fenalıkların tek sorumlusu biliyorum! Dışımda ne arıyorlar! İçime doğru suçluyum ben!..
Durmadan kendime,annemin bir süre sonra bütün bu olanları duyacagini ve beni buradan alacağını söylüyordum.Izleyen sekiz yıl boyunca her gün kendi kendime,bu köyden dışarı çıkacağım ve asla burada sonsuza dek durmayacağımı söyleyip durdum.beni yaşamda tutan bu kararlılık, diye düşünüyorum
Atmaca burada bir nefes aldı ve gözlerini yere indirdi : " Düşünüyorum, birleşsek bu ikimiz içinde sahiden azap olacak. Aramızda anlaşılmaz, boğucu bir havanın dolaştığını hissedeceğiz. Eğer o bana açılamaz, bana naz edemez, bana içinden geldiği gibi sarılamazsa, gözleri her zaman : 'Ne diye gençliğini benim için nâra yaktın, sana yazık değil mi ? ' demek isterse, ben ne yaparım ? Her sözümden, her tavrımdan alınır ; kızsam ona dokunur, sevsem ona acıyormuş gibi gelir, kucaklasam boş olan kolunun yerinde bir sızı duyar ve bunlar hep böyle sürüp gider... Ne yapacağımı, bu halin beni nereye götüreceğini soram, bende artık kuvvet yok, akıl yok, düşünce yok, yalnız aşk var. Mavzer kurşunu gibi çarptığını yere seren bir aşk... Senin Atmacan artık kanatlarını kımıldatacak halde değil ! .. "
Reklam
İnsan
"Söylendiği gibi; insan sayısı kadar akıl varsa, kalp sayısı kadar da aşk vardır diye düşünüyorum."
Sayfa 69 - Kent Yayıncılık
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.